XXXI

174 25 5
                                    

''Kardeşin mi?'' Aleksandra sesindeki şaşkınlığı gizleyemedi. Leonard, kapıyı kilitleyip yanına gelirken oldukça üzgün görünüyordu. ''Evet. Sanırım sana daha önce bir erkek kardeşim olduğundan bahsetmiştim.'' Aleksandra kafede oturdukları günü anımsadı. Ona bir erkek kardeşi olduğundan kesinlikle bahsetmişti fakat onun Elliott olacağı aklının ucundan bile geçmezdi. Ne diyeceğini bilemez bir halde düşünürken, Leonard onun yanına gelip ellerini tuttu.

''Aleksandra, Elliott'un kardeşim olduğunu senden başka hiç kimse bilmiyor. Sana güveniyorum ama yine de hiç kimseye söylememen konusunda seni uyarmak zorundayım.'' Aleksandra hemen başını salladı.  Onu üzgün görmekten ve bunun sebebinin kendisi olduğunu bilmekten nefret ediyordu. Başını yere eğerken, ''Özür dilerim,'' diye fısıldadı. ''Hayatlarımız bu kadar zorken, daha da zorlaştırdığım için özür dilerim.''  Leonard onun yere eğdiği başını çenesinden tutup yukarıya kaldırdı. ''Senin suçun olmayan şeyler için özür dileme Aleksandra,'' dedi. ''Ayrıca bu benim seçimimdi. Kararımı verdiğimde neler olacağını biliyordum. Seni seviyorum ve bu yüzden verdiğim hiçbir karardan pişman değilim. Onlar da zamanla bizi anlayacaklardır diye düşünüyorum.'' Aleksandra kollarıyla onu sararken bütün bunların bir an önce düzelmesini umdu.

Leonard duşa girdiğinde aklı çok doluydu. Her şey olması gerektiğinden daha karışıktı ve açıkçası ne yapacağını bilmiyordu. En çok düşündüğü kişi Elliott'du. Nasıl olurdu da onu terk ettiğini düşünürdü? Elliott onun kardeşiydi. Kanından, canından bir parçaydı. Lauren ise onlara ihanet ettiğini düşünüyordu. Derin bir nefes alırken sıcak suyun vücudundan akıp gitmesini izledi. Ne yapacaktı? Hem bütün bunları düzeltip hem de nasıl Aleksandra'yla birlikte olacaktı? Yumruk yaptığı elini banyonun fayanslarına vurduğunda parmaklarının derisi yüzüldü. Ayrıca parmaklarının birkaç tanesinin kırıldığından da neredeyse emindi. Harika, diye düşündü. Bir de bununla uğraşacağım.

Duştan çıktığında, belindeki havluyla yatak odasına girdiğinde Aleksandra'yı gördü. Endişeli gözlerle eline baktığında banyonun akustiğinin şarkı söylemek haricinde kesinlikle dezavantaj olduğunu fark etti. Aleksandra'nın kendisini suçladığını biliyordu ve bu durumdan hoşlanmıyordu. Ortada suçlanacak birisi varsa eğer kendisiydi ve kendisini suçlu hissettiğini kesinlikle söyleyemezdi. Açıkçası bütün sonuçlarına rağmen onlara söylediği için memnundu. Buna ne kadar erken alışırlarsa onlar için o kadar iyiydi. Diğerleriyle aralarında kan bağı olmamasına rağmen Leonard'a bu kadar çabuk sırt çevirmeyeceklerini biliyordu. Bir insanı sevmek ve ona koşulsuz şartsız güvenmek için aralarında kan bağı olması gerekmediğini Leonard çok iyi biliyordu. Onların sadece... biraz zamana ihtiyacı vardı. Aşk, belki de dünyadaki en kutsal şeydi ve Leonard onu bulduğu için kendisini oldukça şanslı hissediyordu.

''Ne yaptın? Sinirini kendine zarar vererek çıkartmak zorunda değilsin.''

''Banyonun fayansını yumruklamış olabilirim.'' Aleksandra bunu onaylamaz bir şekilde başını iki yana salladı. Yanına yaklaşıp kolundan tuttuğunda yüzünü buruşturdu. Parmak boğumlarının derisi tamamen soyulmuştu.

''Endişelenmeni gerektirecek kadar acımıyor,'' diye mırıldandığında Aleksandra onun yüzüne baktı. Yalan söylediği çattığı kaşlarından belliydi. ''Ayrıca Myrine'den küçük bir yardım daha isteyebilirim sanırım.''

''Yine de bu acı çektiğin gerçeğini değiştirmiyor.'' Aleksandra onun yanından uzaklaşıp elbise dolabını açtı ve bol bir tişört ile eşofman altı çıkarttı. Leonard'a yaklaşmasını işaret ettiğinde sırıtarak yanına gelmişti. Aleksandra onu giydirecekti! Eşofmanını giydirmesine yardım ettikten sonra onu itti ve yatağa oturmasını sağladı. Leonard hiçbir şey söylemiyor sadece onun yönlendirmelerine göre hareket ediyordu. Açıkçası bunun hoşuna gitmediğini söylese yalan söylemiş olurdu... Tişörtünü kafasından geçirdikten sonra önce sağlam kolunu daha sonra da yavaş ve dikkatli şekilde diğer kolunu geçirdi. Leonard'ın saçlarından hala damlalar akıyordu. Dolaptan getirdiği havlulardan birisini alıp Leonard'ın saçlarını kurulamaya başladığında kendisini tutamayıp kıkırdadı. Leonard onu tutup kucağına çekti. Sağlam eliyle kafasındaki havluyu çekip attı ve Aleksandra'yla göz göze geldi.

Gölgeler PrensiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin