XXX

253 30 6
                                    

Merhaba dostlarım nasılsınız? Benim maalesef finallerim başladı ve her şey birbirine girmeye başladı. Bu yüzden bu günden sonra bölümler her hafta pazartesi ve çarşamba günleri değil, sadece pazartesi günleri gelecek. Bunun nedeni ikinci kitaba bölüm biriktirmek istemem ve finallere çalışırken bu pek mümkün değil.

Yine de her pazartesi bölüm geleceğinden emin olabilirsiniz çünkü bölümlerim hazır. Ayrıca finale çok çok az kaldığını da belirtmek istiyorum. Sizce kurgu nasıl ilerliyor? En çok neleri merak ediyorsunuz? Benimle de paylaşırsanız çok sevinirim.
Sizi seviyorum. <333


''Hiçbir şey söylemedin.''

''Ben... emin olamadım Leonard. Söylediklerinde ciddi miydin yoksa Ashley'i sakinleştirmek için mi söyledin emin olamadım.'' Aleksandra onun gözlerine bakmıyordu. İçten içe doğru olduğuna inanmak istediği için gerçekleri öğrenmek ona düşündüğünden daha fazla acı verecekti.

''Ciddiydim Aleksandra. Bir kez daha seni bırakabilecek gücüm yok.'' Aleksandra'nın gözleri hissettiği heyecanla parladı. Yüzünü Leonard'a doğru çevirdi. ''Kaza yaptığını öğrendiğimde karar verdim. Seni kaybettiğim düşüncesi benim için öyle zor, öyle acı vericiydi ki... Seni gördüğümde hayatımdaki en önemli şeyin sen olduğunu fark ettim. Sana söylemiştim ya hani, yemin töreninde kalbimizi ve ruhumuzu kraliçenin eline teslim ederiz diye,'' dedi ve birden Aleksandra'nın önünde dizlerinin üzerine çöktü ve başını yere eğdi. Ellerini, ellerinin arasına aldı. ''Benim kalbim de ruhum da sana ait Aleksandra. İki cihanda da sevdiğim ve sevecek olduğum tek kadın sensin. Seni seviyorum ve hayatımın geri kalanını senin yanında, nefesini soluğumda hissederek geçirmek istiyorum.'' Aleksandra'da onun yanında dizlerinin üzerine çöktü ve eğmiş olduğu başını, çenesinden tutarak yukarıya kaldırdı. Gözlerinden yaşlar akıyordu. Uzanıp onu öpmeden önce, ''Seni çok seviyorum,'' diye fısıldadı. Dudakları birleştiğinde Aleksandra gözlerini kapattı. Öpüşmelerindeki yoğunluk öyle güçlüydü ki, tüm vücudunu elektrik çarpıyor gibi hissediyordu. Belki de titreyen kendisiydi. Leonard'ın elbisesinin fermuarını açtığını hissettiğinde onu durdurmadı. Şu anda hissedebileceği tüm duyguları aynı anda hissediyordu ve bunun sorumlusu kollarında olduğu adamdan başkası değildi.

***

Aleksandra ve Leonard sarmaş dolaş bir halde uyurlarken kulaklarını çınlatan bir ses onları uyandırdı. Leonard'ın telefonu çalıyordu. Uykulu halde komedinin üzerine elini attı ve telefonunu buldu. Ekrana baktı. Arayan Ethan'dı.

''Sabah sabah beni rüyanda mı gördün?'' Leonard, esnerken gözlerini açtı. Aleksandra yastığını kafasının üzerine kapatmış, tekrar uyumaya çalışıyordu.

''Evet. Rüyamda bizi şampanya içerken gördüm. Baş başa. Oldukça romantikti.'' Leonard sırıttı.

''Pekala, bunun gerçek olmasını çok istediğini biliyorum fakat şimdi bana gerçekten ne olduğunu söyle.''

''Bir an önce hastaneye gel diye baskı yapmak için aradım. Akşama doğru yoğunluk oluyor bu yüzden erken gel ve bir an önce neyin var bakalım.'' Leonard, arkadan onun isminin anons edildiğini duydu.

''Şimdi kapatmam gerekiyor. Geç kalmayın.'' Ethan onun bir şey demesine müsaade etmeden kapattığında Aleksandra'nın onu izlediğini gördü. Kızıl saçları beyaz çarşaflarıyla bütünleşmişti. Ona gülümsediğinde uzanıp kısaca öptü. "Günaydın," dedi dudaklarını ayırmadan.

''Günaydın,'' dedi Aleksandra'da sırıtarak. "Arayan Ethan mıydı?''

''Evet. Bir an önce hastaneye gitmemiz için baskı yapıyor.'' Aleksandra anladığını belirtmek için başını salladı. Leonard'ın burnu mordan yeşile dönmeye başlamıştı ve bugün çok daha az şiş görünüyordu. Yatakta doğrulup bağdaş kurdu.

Gölgeler PrensiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin