VI

511 59 6
                                    


Saat neredeyse gece yarısına gelmek üzereydi. Leonard ara ara pencereden dışarıya bakıyor, arabayı kontrol ediyordu. Bir yandan da bunun Aleksandra için bir çeşit intihar olduğunu düşünüyordu. "Ne tür bir belaya bulaşmış bu kız?'' diye düşündü. ''Benimle tanışmaktan başka..." Ona doğru baktı. Her an çıkmaya hazır bir şekilde giyinmiş, dizlerini kendine doğru çekmiş oturuyordu. Korktuğu yüzünden okunuyordu fakat kararından da geri dönmüyordu.

''Zamanı geldi,'' dedi Aleksandra. Ayağa kalkıp oturduğu koltuğu ileriye itti.

''Ne yapıyorsun?'' Leonard meraklı bir şekilde yanına gelmişti. Aleksandra ona cevap vermeden yere oturdu ve saçındaki tel tokalardan birisini çıkartarak parkeyi kaldırmaya başladı.

''Burada küçük bir boşluk var,'' dedi. ''Küçükken evde saklambaç oynarken keşfetmiştim." Parkeyi kaldırdıktan sonra içindeki araba anahtarını aldı ve yeniden yerleştirip koltuğu yerine itti.

''Ve sen de orada bir  anahtar saklamaya karar verdin öyle mi?'' Aleksandra onun söylediklerine gözlerini devirdi.

''Bu normal bir anahtar değil,'' dedi anahtarı ona göstererek. ''97 model bir Aston Martin anahtarı. Lisedeyken babamın kasasından alıp saklamıştım. Bazı geceler lazım oluyordu.'' Aleksandra merdiven boşluğunun olduğu yere gidip parmaklarıyla tıklattı ve bulduğu kısmı açıp içindeki tabancayı ve şarjörü aldı.

''Senin içinden neler çıkıyor öyle.'' Leonard şaşkın bir halde ona bakarken omuz silkti.

''Şu anda bunları konuşacak zamanımız yok Leonard. Beni takip et,'' dedi. Leonard dediğini yapıp onu takip etmeye başladı. Ön kapıdan çıkamayacakları için bahçe kapısından çıktılar. Komşunun bahçesiyle aralarında sadece dikenli tellerden vardı.

''Atlayabilir misin?'' Leonard başını salladı. Aleksandra anahtarı ceketinin cebine koydu. Dikenli tele tırmanmaya başladı. Tırmanırken o kadar kendinden emin görünüyordu ki Leonard bunu sürekli yaptığını düşündü. Aleksandra telleri aşıp yere atladığında Leonard'da tırmanmaya başladı. Onun için çocuk oyuncağıydı. Bundan kat kat daha zor yerlere tırmanmışlığı vardı.

Aleksandra garajın üst kısmındaki küçük pencerelere baktı. Daha önce hiç oradan girmesi gerekmemişti. Leonard'a baktığında oradan giremeyecek kadar iri olduğunu fark etti.

''Seni kucaklarım,'' dedi Leonard onu anlamış gibi. ''Tamam. Şöyle yapıyoruz; İçeriye girdikten sonra evin elektrik şartelini indireceğim. Uyuduğumuzu düşündükten sonra gidecektir muhtemelen. Sen de o sırada köşeden arabayı takip edeceksin. Ne tarafa gittiğine dikkat et. Ben garajdan arabayla çıkana kadar onu gözden kaybedemeyiz.'' Leonard anladığını belli etmek için başını salladı. Daha sonra eğilip onu kucağına aldı. Aleksandra garajın küçük camını açmaya çalışıyordu ama lanet olası cam sıkışmış gibiydi.

''Açılmıyor!'' dedi elinden gelen en yavaş sesle. Planının mahvolmasını sağlayacak şeyin basit bir cam olmasına izin vermeyecekti.

''Dikkatli ol. Bir yerlerini kesmeni istemiyorum." Her geçen dakika Aleksandra Leonard'ın onu daha sıkı tuttuğunu hissedebiliyordu. En sonunda açmayı başardı. Kendisini yukarıya doğru çekerken Leonard'da kalçasından itiyordu.

İçeriye girdikten sonrası daha zordu. Kendisini birden yere atarsa dışarıdan duyulabilirdi ve bu hiç de iyi olmazdı. Aşağıya baktı. Karanlıktan hiçbir şey görünmüyordu. Eğer iki eliyle de camı tutuyor olmasaydı telefonunu çıkartıp ışık yakabilirdi. Gözlerini kapatıp garajın görüntüsünü gözlerinin önüne getirmeye çalıştı. Yanlış hatırlamıyorsa eğer sağ tarafında bir raf olacaktı. Ayağını o tarafa doğru uzattığında doğru hatırladığını fark etti. Yavaş yavaş kendisini rafa doğru çekti ve oradan aşağıya atladı.

Gölgeler PrensiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin