"Bu salak kız bu sefer ciddi miydi? Siz ikiniz benim başıma bela mısınız?" Kafamı onu umursamadığımı belli edercesine iki yana salladım ve ikisinin de önünden ilerlemeye başladım.
"Asıl sen bana belasın. Kız bana sarma yapıyor ama benden önce sen yiyip bitiriyorsun. Zehir katsana bir daha yaparsan Gamze."
"İkinizle de uğraşamayacağım cidden. Aslında bir daha size sarma falan yok. Hepsini ben yiyeceğim. Siz de zıkkım yiyin."
"Sonra kapılardan geçeme. Zaten dombik bir şeysin." Dediğine karşılık gözlerimi devirdim.
"Dombiksem de kendime dombiğim. Çokta umurumdaydı sanki." Damla koşa koşa bana yetişmişti ve kolunu boynuma dolayıp onla aynı boya gelmemi sağladı.
"Sen takma o salağı. Hem bu rüzgar nereden çıktı? Saçlarımı bozuyor. Yarım saat uğraştım güzel dursunlar diye. Hem insan bir iki güzel bir şey giyer. Eşofman giyip gelmişsin." Bence böyle daha güzeldi ama şimdi onunla bunun tartışmasına girmeyecektim. Yaklaşık beş dakika yürüdükten sonra kafeye gelmiştik ve Damla elindeki biletleri kapıda duran güvenliğe gösterdiğinde içeri girdik.
"Sizin peşinizden gelmek cidden hataydı. Baksana haberi alan gelmiş. Sende niye böyle süslendin? Daha çok mu döveyim diye çocukları?" Damla'nın abisi gene korumacı tavırlarına başlamıştı.
"Of abi. Bari burada yapma be." İkisinin atışmalarını dinlemeyi seviyordum. Cidden, birbirlerine değer veren insanlar ancak endişelerini böyle dile getirirdi. Sahi nereden bilecektim ki?
Oturduğumuz masa sahneye yakındı ve emindim ki Damla bilerek burada bir yer tutmuştu. Çocuğun kucağına daha kolay atlamak için.
Eşarbımı düzeltip etrafa bakmaya başladım. Masalar yavaş yavaş doluyordu. Hasan abinin abarttığı kadar çok kişi yoktu zaten. Buraya arada birkaç grup gelir şarkı söylerdi geceleri. Gündüzleri ise normal bir kafeydi. Masamın üstündeki telefon titreyince elime aldım.
0534*******: Gamze naber?
Siz: Engelleyeceğim artık sıktın ama.
0534*******: Naber dedik diye mi engelleyeceksin?
0534*******: Benim Mert.
Siz: Biri ile karıştırdım. Neyse niye yazdın?
0534*******: Dersle alakalı bir şey söyleyecektim.
0534*******: Sen ben ve Damla aynı gruptayız ve taslağı beraber hazırlamamız lazım.
Siz: Tamam yarın konuşuruz okulda
Siz: Ben birkaç şey hazırlarım kabul ederseniz onu yaparız
0534*******: Sen yaparsın da beğenmez miyiz?
0534*******: Bu arada beni sorduğun için teşekkür ederim bende çok iyiyim
Siz: İyi iyi Allah iyilik versin.
Telefonu direk masaya koydum cevap yazdıktan sonra. "Ee, böyle ne yapacağız? Sizin maymun suratlarınızı mi izleyeceğim şimdi?" İkisine dönüp konuşmuştum.
"Bizde seninkine çok meraklıydık sanki." Hasan abinin dediklerine karşılık yüzümü buruşturdum ve dil çıkardım.
"Kimse seni zorlayıp gelmeni istemedi." Kaşlarımı kaldırıp yüzüne bakarak konuştum. Onunla küçüklüğümüzden beri böyle dalaşırdık birbirimize.
"İki kızı bu saate buralarda yalnız bırakacak değilim." Dudaklarımı şaşırdığımı belli edercesine büzüştürmüştüm.
"Abi bizde Gamze var. Hepsine bir koyar görürler günlerini. Hem kız Allah vermiş ağız böyle tek somurt diye mi? Gülsene biraz." Omuzlarımı silkmiştim.
"Ortada gülecek bir şey görsem gülerim de. İşte abin var karşımda tipine bakıp anca korkarım."
"Gene laf bana geldi. Duramıyor musun iki dakika laf söylemeden?" Kafamı iki yana sallamıştım.
"Bu arada bu Mert var ya." Damla'ya dönüp söylemiştim. Hatırladığında kafasını devam etmem için sallamıştı. "Hoca bizi aynı gruba koymuş onunla. Mesaj attı." Telefonumu önümden alıp girmeye başladı.
"Bu sana nereden ulaşmış? Bana atması daha kolay olurdu. Senin telefon da devlet sırrı gibi biz arkadaşın olmasak bize bile zor verirsin." Bir tane Allah'ın salağı bulmuştu. "Kızım sen mafya babası falan mısın? Çocuğu bir dövmediğin kalmış. Hem kimle karıştırdın? Biri sana mı yazıyor?" Meraklı gözlerle bana baktığında önünde duran telefonumu önüne çektim ve kafamı onaylayarak salladım.
"Biri yazıyor işte elli tane numaradan. Polise gideceğim ama üşeniyorum ki kalkayım buradan karakola gideyim oradan da belge yazayım sonra onun sonuçlanmasını bekleyeyim. Telefon numaramı değişeceğim yakında zaten."
"Haklısın. Yatağından ayrılabilir misin sen? Hem sen neye gülüyorsun abi kıskıs?" İkimiz de kafamızı onun tarafına doğru çevirmiştik. Elinde tuttuğu telefonu bize gösterdi. Dudaklarımı birbirine bastırdım ve gülmemi engellemeye çalıştım. Elinde tuttuğu fotoğrafta Damla'nın küçükken ilk kez makyaj yaptığı bir fotoğraf vardı. Birde o sıfatla çok güzel olduğunu sanıyordu. Kendimi daha fazla tutamamış kahkaha atmaya başlamıştım.
"Sen nerden buldun bunu? Kapat hemen. Hatta sil hemen." Abisi ise telefonunun ekranını kilitleyip hemen cebine atmıştı. "Sana da eğlence çıktı ha." Kafamı onaylayarak sallamıştım. Biraz Damla'nın nazını çektikten sonra grup sahneye çıkınca bildiğiniz gözünden kalpler çıkıyormuş gibi bir tane çocuğa bakıyordu. Telefonuma gelen bildirim ile bakışlarımı ondan çekmiştim.
0538*******: Fazla güzel gülüyorsun ama başkasına gülme...
~0538******* kişisini engellediniz.
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
Selammlarrrrrrrr
Nasılsınız bakalım?
Ya bir şey diyeceğim kitabı yazarken bu kadar eğlenmem normal midkowjdowjdkqkks
Umarım sizde eğleniyorsunuzdur okurken🥺🥺🥺
Neysee oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 🥺❤️
Hepinizi kocaman öpüyorum muahhh:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berceste |Texting• °TAMAMLANDI°
ChickLit0535*******: Ve son olarak, 0535*******: Mutlu ol Berceste. 0535*******: Ve korkularından kaçmak yerine onlara sığınmalısın 0535*******: Birini sevmekten bu denli korkup kendini her şeyden soyutlama. Siz: Peki birini sevdim diyelim Siz: Ve bu kişi...