°48|

1.3K 120 58
                                    

Aynı evde olmamıza rağmen mesajlaşarak konuşmuştuk çünkü yüzüne söyleyemezdim. Ve annemler de buradayken olmazdı. Zaten Damla'nın odasından da dışarı pek çıkmıyordum. Ve iyi ki mesajı akşam yemeğinden sonra atmıştım yoksa onunla aynı masada yemek yemek çokta iyi olmazdı. Ve etrafımızda ailelerimizin olması daha da kötüydü çünkü her an her şeyi yıkabilirdim.

Damla kulaklarının üstüne örttüğü kulaklıkla bana baktı. "Bir konuşsanıza bakayım sesiniz geliyor mu?" Bağırarak söylediği şey karşısında yüzümü buruşturmuştum. Etraftaki birkaç bakış bize dönmüştü.

"Damla biraz daha sessiz olsana." Şuan bir kafedeydik ve Damla bizim konuşmalarımızı duymamak için başımıza garip icatlar çıkarıyordu.

"Ne dedin?" Kafamı anında iki yana sallamıştım. Daha da çok bağırarak söylemişti. Hasan abi kulağından kulaklıkları çekti. "İşe yarıyor. Bağırma çok." Kafasını gülerek sallamıştı. Ve Hasan abi demeyeceğim dememe rağmen hâlân daha öyle sesleniyordum. Tabi bunu yüzüne söylememiştim. Ama hâlân daha alışamamıştım. Büyük ihtimalle bugün ailelerimize söylerdik. Bunu kendime itiraf ettiğimde kalbim daha da hızlı atmaya başlamıştı.

"Siz devam edin ben yokmuşum gibi. Bakmıyorum size." Eskiye göre sesi daha kısıktı. Kafamı önüme eğmiş ne diyeceğimi düşünüyordum. Hasan abi de aynı durumdaydı. Aramızdaki sessizliği o bozmuştu.

"Gamze, emin misin? Eğer istemezsen anlarım. Ya da zamana ihtiyacım var dersen beklerim. Benim için sorun değil. İleride pişman olacağın bir karar olmasını istemem." Yüzüne hâlâ bakamıyordum. Kafamı iki yana salladım.

"Hasan abi" Gözlerimi kapattım sıkıca. Gene abi demiştim. "bir süre daha böyle sesleneceğim sanırım ama eminim. Sadece annem ve babamın şeyinin üzerinden sadece bir hafta geçmesine rağmen bunu söylememiz doğru olur mu?"

"Babam babanla konuşmuş. Yani benim hatam büyük. Ona seni sevdiğimi söylemeyecektim ama başka şans bırakmamıştı bana. Evlenmemi istediği için kendince görücü usulü birilerini buluyordu. Her seferinde reddettim ama her reddedişimde daha da inatlaşıyordu. En sonunda söyledim. İşte baban da seninle konuşağını söylemiş. Eğer içinde böyle bir kuşku varsa biraz sonra da söyleyebiliriz benim için cidden fark etmez. Sen yeter ki mutlu ol." Kalbim göğüs kafesimi delecek gibi atıyordu. Evlenmem diyen ben sanırım yakında evlenecekti ve bu kişinin Hasan abi olması ise daha garip geliyordu. İtiraf etmek gerekirse eğer mutluydum. Hem de hiç olmadığım kadar.

"Bugün onlarla bir konuşayım. Sen de sizinkilerle konuş istersen. Aceleyle yapmayalım. Ama senden sadece bir veya iki hafta istesem sorun olmaz değil mi? Annemle babam zaten daha yeni yeni düzelmeye çalışıyorlar ve işte anladın sen. İki hafta sadece kendimi tam hazır hissetmem için. Çünkü hâlân daha emin değilim kendimden. Hasan abi biz senle büyüdük ve seni kendimden daha çok tanıyorum. Hep yanımdaydın ama işte büyüdükçe biliyorsun eskisi gibi olamazdık. O yüzden hep sana abi dediğimi biliyor muydun? Belki hatırlatırsam kendime unuturum diye. Sanırım unutmak yerine sadece üstünü örtmüşüm sonra kendi dertlerim ise buna yardımcı olmuştu. Yani sana güveniyorum hatta kendimden bile çok. Tek güvensizliğim kendime. Ya evlendikten sonra mutlu olamazsak diye düşünmeden duramıyorum. Çünkü gördüğüm şeyler içimdeki şüpheyi daha da büyütüyordu. Ve buna engel olamıyorum. Seni üzmekten korkuyorum. Ve eminim yapmışımdır da ama emin ol isteyerek değil. Hasan abi, dürüst olacağım. Kim olduğunu anladığım günden beri çok düşündüm. Senin olman cidden bazı şeyleri çok değiştirdi. Başkası olsa bu kadar düşünmezdim ama sen olduğunu anladığımda daha fazla kalbinin kırılmasına izin veremezdim. Sonra kendime şunları demiştim. Eğer umursamıyorsan ya da ona karşı bir şeyler hissetmiyorsan neden bu kadar çok düşünüyorsun? Ve artık sana eskisi gibi bakamazdım biliyordum. Çünkü adın her geçtiğinde veya seni her gördüğümde sadece seni düşünüyordum. Ama artık eminim bende seni seviyorum. Sadece evlilik için düşünmem lazım. Ve kararımı verene kadar da konuşamyız Damla olmadan. Üzgünüm." Hâlân daha yüzüne bakamıyordum bakmak istememe rağmen. Ama zaten bakmam da doğru olmazdı. Sadece vereceği tepkiyi cidden merak ediyordum. Kafamı neden kaldıramadığımı ben de bilmiyordum ama büyük ihtimalle gözlerinde kaybolmaktan korkuyordum. Çünkü bazı şeyler değişmişti. Artık farkındaydım.

"Gamze, üzgün olmanı gerektirecek hiçbir şey yok. Bırak bir iki haftayı seni ömrümün sonuna kadar beklerim." Kalbim, hızını lütfen biraz azalt. Göğüs kafesimi delecek kadar hızlı atıyordu ciddi anlamda. "Ve abi demende bir sorun yok. Abi demen bile bana güvendiğinin göstergesi değil mi? Ama-"

"Evlendikten sonra demem olmaz biliyorum." Yüzümdeki gülümsemeye engel olamamıştım. "Sana güveniyorum Hasan abi. Küçükken hatta şimdide hep yanımda oldun. Zaten dedim ya yazan kişi sen olmasaydın bu kadar düşünmezdim ya da ne bileyim unutmaya çalışırdım, senden uzaklaşmaya çalışırdım. Ve bana yaptıklarını cidden unutamam. Hatta tek bana değil Eda'ya da. Fark etmesen de zor zamanlarımda hep yanımda sen vardın. Ama sana o gözle sadece bir kere baktıktan sonra kendime çok kızmıştım. Ve sen olduğunu öğrenene kadar da hiç o gözle bakmadım tekrardan sana. Ama sanırım içindeki şeyleri öldürmek bu kadar kolay olmuyordu."

Şuan ne diyeceğimi cidden bilmiyor, belki de saçmalıyordum ama yanlış bir şey söyleyip kalbini kırmayı artık hiç istemiyordum. Emindim bunu çoğu kez yapmıştım. İsteyerek olsun veya olmasın kırmıştım kalbini her ne kadar inkar etse de. Acaba mesaj atmak yerine direk bana söyleseydi ne olurdu? Ama bir bakıma haklıydı çünkü ondan uzaklaşıyordum. Ve beni sevdiği kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Çünkü öyle düşünmüştüm ilk kez onu düşündüğüm zaman. Beni de kardeşi gibi görüyor o yüzden ona karşı hissettiklerini unutmaya çalıştım ve hep onunla atışmam bu yüzdendi. Zaten eski evimizden taşındıktan sonra annemlerin kavgası bir daha düşünmememe yardımcı olmuştu.

"Cidden şuan ne diyeceğimi bilmiyorum. Bana hep imkansız gibi gelmiştin. Küçüktük dedim hep geçer unuturuz. Ama büyüdükçe fark ettim ki geçmiyor hatta daha da büyüyordu. Ve hep neden bana nisan ayında bile mont giydiğimi sorardın ya işte sebebi sendin. Dışarıda kendi köşene çekilir içini anlatırdın. Ve çabuk hasta oluyorsun hatta buna rağmen gene de dikkat etmiyorsun kendine. Ama artık senin acı çekmeni izleyemediğimi fark ettim ve işte o gün ani bir kararla yeni hat alıp sana yazdım. Zaten o hattı da işler için kullanacaktım. Çocukçaydı biliyorum ama belki anlarsın dedim. Çünkü yüzüne bakıp söyleyemezdim. Seninle hep birbirimize girmek bile bana iyi hissettiriyordu. En azından o zamanlar cidden mutlu oluyordun."

Hâlâ kafamı kaldırıp ona bakamıyordum çünkü çekiniyordum yalan yok. İlk defa böyle konuşuyordum onunla. "Hasan Mert, iyi ki yazmışsın. Çünkü sen söylemezsen ben bir ömür kaybolduğunu sandığım duygularım ile baş başa kalırdım. İki hafta sonra her şeyi netleştirelim, birbirimize şans vermeden yolun sonunu göremeyiz. Ve umarım o yol bizim için en hayırlısı olur."

^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^

Dırırırımmm dırırırımmm. Bölüm sonuuuuuuğğ. Yarınki bölümü bekleyin eheheheh. Bir şeyler var büyük ihtimalle çoğunuzun tahmin edemeyeceği bir şey ayayaya heyecanlandım.

Neysemmm 4k olmuşuz 🥺🥺🥺🥺🥺🥺 Çok teşekkür ederimm hepinize 💗💗💗

Kendinize dikkat edin ve Allah'a emanet olun 💗💗💗💗

Berceste |Texting• °TAMAMLANDI°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin