°66|

975 84 214
                                    

"Cinsiyetleri neymiş? Kız mı? Sağlıklı mı? Bir şeyleri var mıymış?" Hasan art arda sorularını yöneltiyordu doktora. Doktor ise yüzündeki tebessümle bize bakıyordu.

"Kızınız oluyor doğru ama tek kızınız değil aynı zamanda oğlunuz da oluyor." Gözlerim şaşkınlıkla açılmıştı ve anında dolmaya başlamıştı. Sonunda cinsiyetlerini öğrenmiştik. Kızımız ve oğlumuz oluyordu yani şimdi öyle mi?

"Gamze'm duydun mu hem kız hem erkek oluyor?" Gözlerim dolu dolu kafamı sallıyordum ve onun da gözleri hafiften kızarmıştı. Elim karnıma gitmişti anında. 

"Evet, hayırlı olsun. İkisinin de durumları şuan iyi ve bir aksaklık gözükmüyor. Kontrollerinizi aksatmayın." Hasan direk elimi tutmuştu. Ben de sıkıca tuttum onun gibi. Oğlum kardeşlerine hep yardımcı olacaktı inşallah. Hep bir abim olsun isterdim. Benim olamamıştı ama çocuklarımın inşallah olacaktı.

Hastaneden çıktıktan sonra eve geçmiştik. Beş aylık olmak üzereydiler. Az kalmıştı kucağımıza almamıza. Akşam gene tüm aileyi çağıracaktık. Henüz haber vermemiştik hatta bugün kontrole gittiğimizden bile haberleri yoktu. Normalde daha erkenden öğrenecektik ama kendilerini göstermemişlerdi. Cinsiyetleri önemli değildi zaten. Önce sağlıklı olsunlardı bu yeterdi.

Koltukta oturuyordum ve elim anında karnıma gitmişti. Yavaşça okşamaya başladım. Gözlerim tekrardan dolmuştu. Hiç ağlamam sanıyordum birkaç yıl öncesine kadar ama artık hep mutluluktan ağlayan biri olmuştum. Yüzümde bir tebessüm meydana gelmişti düşüncelerimde boğuşurken. "İyi anlaşıyor musunuz orada? Oğlum kardeşine iyi bak tamam mı? Onu hep koru. Ama en önemlisi iyi anlaşın. Ve annenizden bir şey saklamakta yok anlaştık mı? Sizi hep dinleyeceğim ve hep yanınızda olacağım inşallah. Ve şükretmeyi de hiçbir zaman unutmayın. Orada uslu uslu durun erkenden gelmek falan da yok. Yoksa bozuşuruz." Yüzümdeki tebessüm onlara konuştukça genişliyordu. 

"Annenizi iyi dinleyin tamam mı?" Kafamı, kapıya yaslanmış ve bizi yüzündeki tebessümle izleyen Hasan'a çevirmiştim. Kafamı ona doğru çevirdikten sonra yanıma doğru gelmeye başlamıştı. Saçlarımın arasından öptükten sonra yere oturdu ve elini karnıma koydu. Ben de bir elimi elinin üstüne koydum. "Anneyi çok yormayın bakın. Yoksa bozuşuruz." Yüzümde bir tebessüm oluşmuştu. Bana hiç bakmıyordu. Sanırım pabucumuz dama atılmaya başlamıştı bile. "Sizi çok seviyorum bunu unutmayın tamam mı? Kızımın saçını hep ben tararım, toplarım. Anne belki biraz kıskanacak ama ne yapalım? Alışsın biraz." Kaşlarım şaşkınlıkla havalanmıştı. Yanında olduğumu unutmuş gibiydi. "Oğlum senle de hep oyunlar oynarız tabi kardeşin isterse o da bizimle oynar. İkinizle tanışmak için sabırsızlıkla bekliyorum ama vaktinizden önce gelmeye falan çalışmayın anlaştık mı?" Daha sonra karnımın üstüne bir buse kondurmuştu. Gözlerim dolu dolu onu izliyordum. Çok iyi bir baba olacaktı bundan şüphem yoktu. 

"Biliyor musun çocuklarımız çok şanslı. Senin gibi bir babaları var. Ve iyi ki de var." Elimin üstüne dudaklarını bastırdı bu sefer. En çok sevdiğim huyu ise sevgisini asla gizlememesiydi. İnşallah çocuklarımızın huyları da ona çekerdi. 

"Ve senin gibi de bir anneleri var. Seni çok seviyorum Gamze'm. Ve iyi ki hayatıma girdin. Rabbime ne kadar şükretsem az." 

"Ben de seni çok seviyorum. İyi ki de girdim hatta girdin hayatıma. Hasan Mert iyi ki çocuklarımın babası ve iyi ki eşim oldun." 

"Sen de güzelim. Sen de iyi ki hayatıma girdin ve iyi ki yanındayım, yanımdasın. Benim yanım hep sizin yanınız. Seni ve aramıza gelecek olan minikleri çok seviyorum." Karnımı yavaşça okşuyordu bir yandan da. Yüzümdeki tebessümle onu izliyordum. Boşta kalan elimi saçlarının üstüne koydum ve hafifçe okşadım. Bunu yapmamı çok severdi. Evliliğimiz boyunca birbirimizin en iyi arkadaşı olmuştuk. Ve iyi ki de onunla hayatlarımızı birleştirmiştik. Bu kadar mutlu olabileceğimi hiçbir zaman tahmin etmezdim. Ama şuan düşündüğümün aksine çok mutluydum. İnşallah böyle de devam ederdi.

"Hayatım, kahve getirdim. Biraz ara ver yoruldun." Elimdeki tepsiyi masanın üstüne koydum. Beni görünce tebessüm etmişti. Karnıma hafiften kollarını doladı ve geri çekilirken öpmüştü. Benim de yüzümde bir tebessüm oluşmuştu bu hallerine karşın.

"Yorulmasaydın ben yapardım kendime." Gözlerimi devirdim. Bu da istiyordu ki yatayım ve hiçbir iş yapmayayım. Kulağa hoş geliyordu yalan yok ama hareket etmem de lazımdı. "Nasıllarmış benim güzellerim hem?"

"İyilermiş. Bak senin sesini duyunca nasıl da hareketlenmeye başladılar." Elini anında karnıma koymuştu. Hareket ettiklerini az da olsa hissediyordum.

"Gamze'm sen de ayakta kaldın gel otur şöyle." Oturduğu yerden kalkıp zorla oturtmuştu çünkü oturmayacağımı biliyordu. O da yere oturdu ve kafasını dizlerime koyup karnımı okşamaya başlamıştı. Bu halini izlemeyi seviyordum. Ve böylesine sevildiğimi bilmek ise çok güzel hissettiriyordu.

"Kızım iyi misin? Kardeşin iyi davranıyor mu sana? Bu arada Gamze'm biz daha hâlâ isim düşünmedik. Kızımın adını ben koyabilir miyim?"

"Sen de kızım kızım diye diye bizi unutacaksın ha yakında. Oğlum babayı görüyor musun? Kızı olacak diye bizi unutuyor."

"Sizi ben unutsam bile kalbim unutmaz güzelim. Hem sen kıskandın mı?" Ağzım şaşkınlıkla açılmıştı. İtiraz edeceğim sırada konuşmaya başlamıştı. "Şaka yaptım. Hem kızımla oğlumu da eşit seviyorum ama kızımızı sevdiğimi daha çok belli ediyorum. Çünkü eskiden kalma şeyler yüzünden kızımın sevilmediğini hissetmesini istemem. Hem benim oğlum beni anlar değil mi? Daha onunla Galatasaray maçlarına gideceğiz. Değil mi Aslanım?"

Elinin üstüne elimi koydum ve elini karnımın üstünden kaldırmadan tuttum. Bakışları anında gözlerime sabitlenmişti. Bu adam nasıl böyle olmayı başarıyordu? "Hasan, iyi ki varsın. Seni tanıdığım için o kadar şanslıyım ki. Hem kızımız da çok şanslı. Böyle onu seven bir babası var. Ve ben de aynı şekilde."

Elimin üstünden öptükten sonra hafifçe yanağını koymuştu elimin üstüne. "Asıl ben şanslıyım çünkü senin gibi, kalbi ve kendi de güzel bir eşim var. Ve iyi ki de var. Seni çok seviyorum Gamze'm. Ve ne kadar şükretsem az. O yüzden iyi ki sen, hayatıma değer katan yüreği de kendi gibi güzel kadın."

"Dilin iyi iş yapıyor senin de. Ama maalesef benim ki anca yemek yerken işe yarıyor. Hem daha sen alışmışsındır." Bu dediğimin üstüne kafasını onaylayarak sallamıştı. "Neyse seni çok tutmayayım çalış sen. Zaten benim yüzümden de burada çalışıyorsun."

Kaşları anında çatılmıştı. "Deme öyle. Hem benim yanım senin yanın. En azından aklım sende kalmıyor. Yoksa benden bıktın da böyle şeyler mi söylüyorsun?" Yüzümde bir tebessüm oluşmuştu. Kafamı iki yana salladım. Ayağa kalkarken alnımdan öptü. "Ama bir daha senin yüzünden falan deme. Senin yanında olmayı seviyorum ve sen hep," Elimi tutup kalbinin üstüne koydu. "buradasın. Ve oradan da hiç çıkmayacaksın."

Ayağa kalktım yavaşça ve karnımın izin verildiği kadarıyla sarıldım. O da benim gibi gevşekçe dolamıştı kollarını. "Sonsuza kadar gönlüme misafir ettiğim adam, seni çok seviyorum."

^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^

Hep ikizim olsun isterdim valla kfowlqksksks dedim neden kitaba koymayayım kspqiskskwkqkqkka

Ağağağa bir haberim var yarın inşallah aktif olabilirsem final oluyor kitap :"))) Nasıl duygulandım valla anlatamammm🥺🥺🥺🥺

Allah'a emanet olun güzellerim ve kendinize dikkat edin. Finalde görüşmek üzere sizleri seviyorum 💜💜💜💜

Berceste |Texting• °TAMAMLANDI°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin