°32|

1.3K 119 48
                                    

Son sınavımızdan da çıktığımda derin bir nefes aldım. Sonunda kurtulmuştuk. Ama bundan sonrası asıl meseleydi. İş hayatı olsun aile hayatım da olsun hepsi karmaşa içerisindeydi. Yarın annem ve babam mahkemeye gideceklerdi. Babam kabul etmemişti imzalamayı ama annem kafasına takmıştı. Ve sonunda dediğini de yapıyordu.

Aslında biraz da olsa mutlu olmam gerekirken neden bu kadar kötü hissediyordum? Her gün kavga etmelerinden daha iyi değil miydi ayrılmaları? Ama ayrılmaları çözüm olmayacak gibiydi. Her ne kadar tam aile gibi olmasakta alışmıştım varlıklarına. Ama artık hayırlısı ne ise o olsundu. Çünkü bazı şeyleri daha takacak gücüm kalmamıştı.

Dalgın dalgın yürürken bir bedene çarpmıştım. Elimde tuttuğum çantam ve içindeki birkaç eşyam da etrafa saçılmıştı. "Özür dilerim önüme bakmıyordum." Kime çarptığıma bakmadan yerde duran eşyalarımı topluyordum.

"Sorun değil ama iyi misin?" Kulağıma ulaşan tanıdık sesle kafamı yukarı kaldırmıştım. Berk karşımdaydı ve elinde tuttuğu kitabı bana uzatıyordu.

"İyiyim teşekkürler." Kitabı elime aldıktan sonra tekrardan çantama yerleştirmiştim. Eğer bana yazan o ise dediği şeylere hak vermiştim. Çünkü eğer öğrenirsem ondan ümit vermemek için uzak duracağım konusunda haklıydı.

Artık daha fazla meraklanmama gerek kalmadığını kendime hatırlattım ve ağzımı açıp ona tam soracağım sırada yanıma Damla gelmişti.

"Çabuk benimle gelmen lazım. Önemli bir şey konuşacağız." Kolumdan tutup beni peşinden sürüklemeye başlamıştı. Ne olduğunu sorgulamadan onu takip ediyordum. Benimle yol boyunca konuşmamıştı ve bu daha da çok endişelenmeme sebep olmuştu.

"Damla ne oldu? Korkutuyorsun beni." Bahçeye çıktığımızda etrafta çok kişi yoktu ve biraz daha köşeye gittiğimizde kolumu bırakmıştı ve eliyle saçlarını düzeltmişti. Yavaşça onun hareketlerini izliyordum. Ve konunun nereye geleceğini kestirmeye çalışıyordum.

"Gamze, bana niye söylemedin? Bir haftadır ortalıkta ruh gibi geziniyorsun ve nedenini sorduğumda sınav haftası uykusuzum ondan dedin hep. Ama niye söylemedin?" Annem ve babamın boşanacağını ona söylememiştim ve bunu öğrenmişti. Zaten eninde sonunda öğrenecekti ama bunu nasıl söyleyebilirdim ki?

Kafamı yere eğip ellerime bakmaya başladım. Çünkü diyecek bir şey bulamıyordum. "Ben bilmiyorum. Hem nasıl söyleyebilirdim ki ben bile alışamamışken? Sadece barışırlar sanıyordum. Ama-" Ağzımdan bir hıçkırık kaçtığında daha fazla konuşmadım ve sustum. Bana sarıldığında bende ona sıkıca sarılmıştım.

"Ya ama ağlama. Bende ağlarım şimdi." Kafamı ağlarken onayladığımı belli edercesine salladım. Geri çekildiğinde baş parmağı ile göz yaşlarımı silmişti. "İyi misin peki?" Kafamı iki yana salladım. İyiymişim gibi rol yapamayacak kadar da yorgundum. "Belki ayrılmazlar hah?" Dudaklarımı bilmiyorum dercesine büzdüm.

"Artık hayırlısı neyse o olsun. Belki de ayrılmaları daha hayırlıdır. Bilemeyiz ki." Kafasını üzgünce sallamıştı.

"Eğer bir şey olursa bana söyle tamam mı? Ben hep yanındayım." Gözlerime gelen yaşları geri göndermeye çalışıyordum kafamı sallarken. "Takma kafana. Olacağı varsa olur ve biz buna engel olamayız. Belki de dediğin gibi hayırlısı bu. Üzülme daha fazla Gamze. Lütfen bende dayanamam." Kollarımı tekrardan açıp ona sıkıca sarıldım tekrardan.

"Gerizekalı sen niye üzülüyorsun? Hem beni boş ver. Daha alıştım. Sahile inelim mi? Kafa dağıtırız biraz da. Farkında mısın bilmiyorum ama az önce son sınavımızı da verdik." Anında yüzündeki gülümseme ile bana dönmüştü.

"Demi? Bak senin yüzünden unuttum da. Hem dur bir dakika. Berk sana ne dedi? Yanındaydı." Nefesimi bıkkınlıkla verdim.

"Gelmeseydin hatta iki dakika sonra gelseydin soracaktım. Sadece çocuğa çarptım ve elimdekiler düştü." Kafasını sallıyordu dikkatle dinlerken.

"Yani bence çocuk o ama neden söylemiyor ki? Yani şey yeni de geldi. Bazı şeyler yerine oturmuyor. Acaba bu bizim daha bebekken falan arkadaşımızdı da ben mi hatırlamıyorum? Bence başkası da olabilir. Seni uzun zamandır yakından tanıyan biri. Belki de bunların hepsi bir tesadüftür. Yani öyle denk gelmiştir."

"Sen bir şey mi biliyorsun? Bu kadar uzattığına göre altından bir şey çıkacak gibi. Ve eğer oysa önceden onu tanıma ihtimalimiz var. Ama numara değişme ve faturanın biraz normalden fazla gelmesi ne bileyim. O gibi ama üzülüyorum da çocuğa. Yani onun suçu değildi birini sevmek. Tek suçu o kişinin ben olması."

"Doğru seni abime vereceğim. O yüzden seni diğer erkeklerden korumam lazım. Dünya ahiret yengemsin." Elimle kafasına vurmuştum.

"Salak salak konuşma. Zaten çocuğun yüzüne de bakamıyorum konuşunca. Baban zaten ayrı alemden biri. Bir annen normal aranızdan yemin ediyorum."

"Ya sende istiyorsun ama kabul et şimdi. Diyelim abim geldi elinde yüzükle ve sordu o soruyu. Ne dersin?"

"Bak işine derim ne diyeceğim? Damla yemin ediyorum delisin. Hasan abi ile beraber büyüdük benim de abim gibi. Ve hiç o gözle bakmadım. Ya konuyu niye buraya çektin? Kapat, değiş."

"Reddedildi. E bakarsın artık. Ya o kadar küçükken beraberdiniz. Hiç mi bir şey hissetmedin? Çocukluk aşkı falan da mı olmadı? Hem biliyor musun? Abin gibi olması daha güzel ya işte. Seni korur, sever. Vallaha abim diye demiyorum her eve lazım. Sofraya yardım eder, yemek yapar, evi arada temizler. Yani düşün ben bile öyle değilim. Evlenince sana çok iş kalmaz."

Kafamı bıkkınlıkla iki yana salladım. Laftan anlamıyordu. Yolda ikimizde yürüyorduk ama onu orada bırakıp gitmek istememe sebep oluyordu. Tamam reddetmeyeceğim. Hasan abi her kızın isteyeceği türden biriydi. İyiydi, ilgiliydi. Ama sorun bendeydi. Korkuyordum. Ve Hasan abi beni eminim Damla ile aynı görüyordu. O bana karşı bir şeyler hissetmiyorken bu Damla yüzünden hayallere dalıp tek taraflı aşk acısı çekmek istemiyordum. Zaten yeterince acım vardı. Daha fazlasına gerek yoktu.

Hadi diyelim o da beni sevdi. Evlenmek istemiyordum çünkü kendi ailem gibi bir aile kurmaktan korkuyordum. Ya çocuklarımın acılarını göremeyecek bir anne olursam? Ya onlara mutluluk yerine hüzün verirsem ne olacaktı? Kısacası korkuyordum.

Ve kendime bile itiraf edemeyeceğim bir şey vardı. Küçükken Damla'nın da dediği gibi bir şeyler hissetmiştim. Ama sadece hoşlantı ya da ben ağladığımda yanımda olan tek kişi o olduğu için olabilirdi.

Ama daha sonra hep kendime abim olduğunu hatırlattım ve artık öyle bir şey yoktu. Ve olmasındı da zaten. Çünkü korkuyordum her seferinde dediğim gibi. Bu yetmez miydi?

^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^

İtiraflar, itiraflar fkwkqkkskwkqkakak

Bir on bölüm kaldı anonimi öğrenmenize 👀👀

Kendinize iyi bakın ve diğer bölümde görüşmek üzere 💗💗💗

Vee son olarak yorum yapmayı ve oy vermeyi de unutmayın 🥺🥺🥺🥺🥺

Berceste |Texting• °TAMAMLANDI°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin