°58|

1.1K 112 74
                                    

"Anne sakin ol ya vallaha sen evlenmiyorsun. Hem daha çok var akşama. Azıcık uyusam bir şey olmaz." Odama doğru gideceğim sırada annem kapüşonumdan tutmuştu ve geri dönmemi sağlamıştı. Gözlerimi ovmaya başladım. Sabahın altısında uyandıracak kadar ne yaşadı bu kadın gece? Yani dün iyi uyuyamamış olabilirim biraz heyecandan. Olamaz mıydı yani?

"Anladım ben evlenmiyorum da sanki sen de evlenmiyorsun. Bak eminim birazdan Damla tüyer buraya. Kız senden daha heyecanlı." Kafamı dinlerken onaylayarak sallıyordum. Çünkü kafamda şuan Selena Gomez ile Seda Sayan düet yapıyordu. Demet Akalın da araya girip 'Benim ingilizce yok.' diye uyum sağlamaya çalışıyordu. O derece beter bir durumda iken benden ne hayır beklerdi ki bu kadın?

Uykuya ihtiyacım var benim. Yatağımı çok özledim. Daha en az on iki saat vardı kavuşmamıza. Ama annem aramıza girmişti kara kedi gibi.

"Sakın kaçayım falan deme. Kızım sen niye heyecanlı değilsin? Yoksa istemiyor musun?" Annem iki dakika da senaryolar yazmaya başlamıştı bile. Aynen istemiyorum o yüzden asla evlenmem diyen gururumu bile yendim.

"Anne heyecanlanmam için ayılmam falan da lazım ya hani. Sen heyecanlanmama bile fırsat vermiyorsun ki. Sabah sabah heyecanlanıp da ne edeceğim? Yatağım da heyecanlıydı oysa. Belki hâlâ daha beni bekliyordur." Konuşmam bitince anında kapı çalmıştı.

"Git aç Damla gelmiştir. Baban daha anca yeni işe varmıştır o yüzden o olamaz. Çabuk aç ama ha. Evi üstümüze yıkar açmazsak." Annem yemek yapıyordu. Ve evet, şimdiden başlamıştı hazırlığa. Kafamı iki yana sallayarak kapıyı açtım ve Damla anında üstüme atlamıştı.

"Bugün yengem oluyorsun. Çok heyecanlıyım. Abimin kahvesine bol bol baharat katalım. Bunca yılın intikamı."

"Damla sabah sabah bu enerji nereden annem? Benden çekilmiş size gelmiş mübarek."

"Ya kızım sen bugün abimle evleniyorsun yani resmi değil ama ona da az kaldı. Ama evleniyorsun salak. Gülsene azıcık mutlu olsana." Siz birde bana sorun. Hâlâ inanamıyorum. Şaka gibiydi ama gerçekti. Ve ben buna daha düne kadar ufak bir ihtimal bile vermiyordum. Bu hayat ne garip bir şeydi böyle.

"Ya kızım sabahın altısında uyandırılır mı? Namazı kıldıktan sonra ben uyumaya alışmışım şuan hâlâ rüyadayım belki. Ondan bile emin değilim."

"Valla ben sabahı kılar kılmaz abimin yanına gittim. Çocuk heyecandan uyuyamamış ne gece ne şimdi. Ama bizim kız sanki dersin zorla evlendiriyoruz. Ay ama nasıl duygulandım sana anlatamam. Daha dün gibiydi seninle tanışmamız."

"Valla öyle. Daha dün bu Mert ile sen bize ilk kez gelmiştin. Sonra annenlerle falan tanıştık. Zaman ne kadar hızlı geçiyor baksanıza. Şimdi benim minik kızım evleniyor." Annem mutfağa girdiğimizde gözleri dolu dolu bize bakıyordu.

"Aslında pekte minik sayılmaz ama biz öyleymiş gibi devam edelim. Serpil teyze sonunda akraba oluyoruz. Ay durun ben bir ağlayıp geliyorum."

Damla arkasını dönmüş ağlıyordu. İkisi yüzünden benim de gözümden bir damla yaş düşmüştü. Şimdi ben cidden evleniyordum bugün ha?

"Anne ben sizi nasıl bırakacağım? Ben ne yapacağım evlenince? Ya benim yüzümden bir şeyler olursa. Ya benden soğursa ya da ya mutlu olamazsak?" Çocuk gibi ağlamaya başlamıştım. Annemin kollarını bana doladığını hissettiğimde ben de kollarımı ona doladım.

"Kızım öyle düşünme. Çok mutlu olacaksınız. Hem Mert senden nasıl soğusun? Bulmuş senin gibi kızı hiç üzer mi? Hele bir üzsün söyle bana ben bakarım onun icabına." Annemin de ağladığını sesinden anlamıştım.

Berceste |Texting• °TAMAMLANDI°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin