°61|

1.2K 104 77
                                    

"Gamze'm diyorum ki resmi nikahı da çok uzatmayalım. Ama sen nasıl istersen öyle yaparız." Kafamı omzuna koydum ve kollarımı da beline doladım. O da yanağını kafama yaslamıştı.

"Öyle yapalım. Ama önce ev için eşya almalıyız." Birden oturduğumuz çimlerden kalkmıştı. Elini uzattığında anlamaz gözlerle ona bakıyordum. "Ne oldu birden bire?"

"E, hadi hemen almaya başlayalım." Yüzümde bir gülümseme oluşmuştu. Uzattığı eli tuttum ve ayağa kalktım. "Bence bir hafta içinde halledebiliriz. Sen ne dersin?"

"Şimdi zaten normal bir nikah yeter. Bence abartıya gerek yok. Kına desen kendi aramızda bir şeyler yaparız. Eşyalar desen beş gün sürse en fazla. Yetişir gibi." Yüzüme gülümseyerek bakıyordu. Ama bir gülüşü ile kalbimi eritiyordu haberi yoktu herifin.

"O zaman hadi hemen başlayalım bugünden itibaren. Yarın da tarih alırız." Kafamı onaylayarak salladım. Daha fazla uzatmanın mantığı yoktu zaten.

"O zaman bugün oturma odası ve mutfağı halledelim. Diğerlerini de yavaş yavaş hallederiz." Bu sefer o kafasını salladı. Arabaya doğru ilerliyorduk. Elini sıkıca tuttum. Bana bu cesaret nereden geliyordu bilmiyorum ama artık ondan çekinmiyordum. Eskiden de çekinmezdim zaten çünkü birbirimizin çocukluğunu gördük ama son zamanlarda artık eskisi gibi olamayacağımızı anlamıştım. Ve iyi ki de oydu.

"Önce eve gidip bir görelim, olur mu?" Kafamı onaylayarak sallamıştım. Sebepsizce heyecanlanmıştım da. Artık evliydik. Neden rüyada gibi hissettiriyordu bu hâlân daha?

İlk defa onunla bu kadar yakındık ve bu kalbimin yerinden çıkacak gibi atmasına sebep oluyordu. Bir kez sarılmıştı bana. O zaman neden ağladığımı hatırlamıyordum ama yedi yaşında falandım belki daha da küçüktüm. Unutamadığım bir şey varsa eğer o da kalbimin neden sarıldığında o kadar hızlı attığını anlayamamamdı. Şimdi anlıyordum ama geç olsa bile.

Evin önüne geldiğimizde cebindeki anahtarı çıkarmıştı. Şimdi anahtarı hep yanında mı taşıyordu benim herifim? Bende daha anahtar yoktu bile.

Kapıyı açtıktan sonra geçmem için bir adım geri çekilmişti. Bizim yeni taşındığımız evle aynı gibiydi ama bunun girişinde iki basamak merdiven vardı ve salona çıkıyordu hemen. Ve salonu biraz daha büyüktü. Mutfağa yönlendirdim adımlarımı bu sefer de. Sürgülü cam bir kapı vardı mutfağın içinde. Orası da bahçeye açılıyordu. "Beğendin mi?" Kafamı onaylayarak sallamıştım. Şimdi burası bizim mi evimizdi? Ya ben salaktım ya da anlama güçlüğüm falan vardı.

"Biz burada yaşayacağız yani öyle mi?" Kafasını onaylayarak salladı alnımdan öperken. Kalbim, yerinde uslu uslu otur. Yoksa öbür tarafa gideceğim erkenden.

"İnşallah. Hep mutlu olalım tamam mı? Bir sorunumuz olduğunda saklamak yerine birbirimize anlatalım olur mu?" Kafamı onaylayarak salladım bir kez daha. Kollarımı beline doladım ve sıkıca sarıldım ona. Bunun bu kadar huzur dolu hissettirmesi garipti. Cidden garipti hatta ilk sarıldığı zamandan daha da huzurlu hissettiriyordu.

"Anlatalım. Ve söz veriyorum Hasan Mert, ne olursa olsun sana anlatmaktan çekinmeyeceğim." Kollarını o da bana sıkıca dolamıştı. Eşarbımın üzerinden öpmüştü daha sonra. "Hadi oyalanmayalım da diğer odalara da bakalım." Ayrılmaya niyetim yoktu ama şuan zamanı değildi, değil mi?

Aşağıda iki oda vardı. Birini misafir odası yapacaktık. Eğer birisi gelirse orada kalırdı. Diğer odayı da oturma odası yapardık büyük ihtimalle. Yukarıda ise üç oda vardı. "Hasan bir şey diyeceğim. Sence de ev biraz fazla büyük değil mi bize göre?"

"İstersen başka evlere de bakabiliriz. Ya da bir odayı sadece kütüphane ve çalışma odası yapalım." Aslında mantıklıydı. Ve hep öyle bir odamın olmasını isterdim. Şuan neden olmasındı değil mi?

Berceste |Texting• °TAMAMLANDI°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin