Damla öne, ben de arkaya binmiştim ve şirkete doğru gidiyorduk. Arabada sessizlik hakimdi ve bunu bölen kişi de Damla idi. Şaşırmamıştım. Ama ne zamana kadar böyle kaçacağımı da bilmiyordum.
"Gamze, senin telefon niye kapalı? Dünden beri hiç açmadın." Evet, çok güzel bir soruydu ve bunu Hasan abinin yanında sorması ise daha da güzeldi.
"Bilmiyorum. Zaten çok kullanmadığımı da biliyorsun, Damla. Bir hafta falan kapalı kalsın belki sonra açarım." Ne diyeceğimi cidden bilmiyordum. Çünkü Hasan abi de bizimleydi ve bu daha da gergin olmama sebep oluyordu. Ve bende hâlân daha duygularımdan emin değildim. Bir şey yoksa bu kadar fazla kafaya takmazdım değil mi? Ya da hiçbir şey olmamış gibi devam mı etseydim?
"Telefon düşmanı olduğunu unutmuşum." Gülerek dediği şey benim de yüzümde tebessüme sebep olmuştu. Çok düşman denilmezdi ama kullanmayı sevmiyordum nedeni ise yoktu. Sadece sevmiyordum bu kadardı.
Daha sonra hiçbirimizden ses çıkmamıştı şirkete ulaşana kadar. Bu sefer sessizliği Hasan abi bölmüştü. "Aslında bizim yeni proje için küçük maketler ya da taslaklar yapabilirsiniz. Son bir kez daha taslağı gözden geçireceğiz belki onları da ekleyebiliriz." Kafamı onaylayarak sallamıştım. Bu en azından bazı şeyleri unutmama yardımcı olabilirdi değil mi? "Gamze sana bir şey söyleyeceğim." Adımı ondan duymak biraz daha gergin olmama sebep olmuştu. Sadece kafamı onaylayarak sallamıştım. "Şey babanın yanına bir uğrasan sanırım iyi olur. O da söze nasıl başlayacağını bilmiyor ve kendini baya suçlu hissediyor. Sen şimdi uğra bir yanına olur mu?"
Kafamı tekrardan onaylayarak sallamıştım. "Tamam, uğrarım. Teşekkürler." Nefesimi rahatça bıraktım. Çok mu abartıyordum? Belki bu yaptıklarım onun canını daha da çok yakıyordur. Sadece biraz da olsa zamana ihtiyacım vardı bazı şeyleri düşünmem için.
Hasan abi ve Damla beraber giderken ben de babamın odasına doğru adımlarımı yönlendirmiştim. Kapıyı bir iki kez çaldıktan sonra girmiştim ama oda boştu. Kalıp gitmek konusunda emin değildim. Biraz beklemiştim ama hâlân daha gelip giden yoktu. Arkamı dönüp çıkacağım sırada kapı açılmıştı ve içeri yengem girmişti. Hem de kapıyı çalmadan ve elinde tuttuğu bir poşetle. Kalbim korkudan ve sinirden dolayı çok hızlı atmaya başlamıştı.
"Sen. Küçük iftiracı." Üzerime doğru yürüdüğünde birkaç adım geri gitmiştim. Ağzımı açıp bir şey diyemiyordum çünkü o yüzünü gördükçe bize yaptığı şeyler geliyordu aklıma her ne kadar inkar etse de. "Bayılma numaraların falan baya etkileyiciydi. Herkesi inandırdın kendine."
"Elinde ne var? Gene mi muska? Neden yapıyorsun bunu? Annem ve babam ayrılınca ne olacak? Sana ne yararı olacak? Bir aileyi yıkmanın sorumluluğunu ahirette nasıl ödeyeceksin hiç düşündün mü?"
"Sen var ya. Ağzın iyi laf yapıyor. Sen ve anneni de imanınız kurtaracak zaten." Gülerek söylediği şey karşısında tırnaklarımı sertçe elime geçirdim. Sinirimi ancak böyle yenebiliyordum.
"Bak kurtardı. Hem de tam boşanacakları gün. Tüm yaptıkların ortaya çıktı. Hepsi tesadüf mü sanıyorsun? Sen de yol yakınken tövbe etmeye başla." Yüzünde garip bir gülümseme oluşmuştu.
"Bir şey yapsam ederim de bence sen başla. İftira kötü bir şey değil miydi?" Bu sefer benim yüzümde bir gülümseme oluşmuştu. Elindeki poşeti almaya çalışıyordum ama sıkıca tutuyordu.
"Gene mi getirdin? Ver şu poşeti. Haklıysan içinde saklayacak bir şeyin de yoktur, değil mi?" Ama bırakamıyordu hâlân daha. "Biliyor musun? Anladım aslında amacını. Siz halam ile birlik oldunuz ve babamla annemi boşandırıp tüm parasına konma peşindesin. Yalan mı? Ya da eksik mi?" Kalbim konuştukça yerinden çıkacak gibi atıyordu.
"Sen ne dediğinin farkında mısın?" Elini kaldırdığında gözlerimi sıkıca yummuştum. Ama eli yüzümle temas etmemişti. Gözlerimi açtığımda ellerini başka bir elden kurtarmaya çalışıyordu. "Bıraksana elimi."
"Bir daha buraya gelirsen şirketten içeri girmeni bile yasaklarım demiştim değil mi?" Hasan abi karşımda sinirli bir şekilde duruyordu. Ama kendini tutuyordu belliydi. Poşeti yengemin elleri arasından almıştı. Daha sonra cebinden telefonunu çıkarıp biri ile konuştu. Ben o sırada yengemin yüz ifadesine bakıyordum. Pişman gibi bir hali hiç yoktu. Bir kez daha denemişti demek ki. Kalbim öğrendiğim şeylerin altında eziliyordu. Gözlerime yaşlar akın ediyordu ama onları tutmaya çalıştım. Her şey bu kadar kolay mıydı onların gözünde? Ya da yaptıkları şey değer miydi? Birinin kalbini kırmak, yuvasını yıkmak bu kadar önemsiz olamazdı. Hiç mi önemi yoktu onlar için?
Yengemin elini bırakmıştı ama direk kapıya yöneldiği zaman onu tutmuştu. Ben ise şok içinde olanları izliyordum. Ne hareket edebiliyor ne de konuşabiliyordum. Birkaç dakika sonra içeri güvenlik gelmişti. "Bir daha buraya girmesine izin bile vermeyin. Ne için gelmiş olursa olsun asla izin vermeyin."
"Ne saçmalıyorsun sen? Yeni yetme emir de mi verirmiş? Bu şirket tek senin falan değil." Hasan abi derince nefes aldı ve kafasını iki yana sallayarak yüzüne bakıyordu.
"Benim değil ama babamın. Ve şirkette hiçbir hükmün bile yok. Sadece ailesini yıkmaya çalıştığın kişilerin akrabası olman dışında da bir şey de değilsin." O gittikten sonra artık daha fazla ayakta duramamıştım. Ayaklarım artık beni taşımayı bırakmıştı. Yere dizlerimin üstünde çökmüştüm. Gözlerimdeki yaşları ise daha fazla tutamamıştım. Bizim bu halde olmamızın tek suçlusu onlardı. Ama bunu hiç umursamıyorlardı bile.
"Gamze, ağlama. Geçti ve her şey düzelecek tamam mı?" Uzattığı mendili ellerim titrerken almıştım elleri arasından. Gözlerime bastırdım mendili ama bu daha da fazla yaş akıtmama sebep olmuştu.
"Hasan abi kimseye söyleme olur mu? En azından daha fazla üzülmesinler." Sesim o kadar kısık çıkıyordu ki ben bile zor duymuştum.
"Söylemem merak etme. Ama sen de daha fazla üzülme. Seni sevenlerin canını yakıyor seni böyle görmek. Hem güçlü ol. Artık daha fazla rahatsız edemezler sizi. Hem ben, annen, baban, Damla var. Biz hep yanındayız unutma olur mu?" Kafamı onaylayarak sallamıştım. Kafamı yerden kaldıramıyordum. Gözlerine bakmam zaten doğru değildi ve orada onun acısını görmek istemiyordum.
Çünkü seni sevenlerin canını yakıyor demişti. Sanırım ben onun sevgisine layık değildim.
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
Selamlarrrrr. Nasılsınız?? Okulları da açıyorlarmış😱😱😱😱
Bu Gamze ne zamana kadar kaçacak acabaaa👀👀👀 Kaçanı bizim orada kovalarlar haofowoqodkskwkqkskd
Neyse Allah'a emanet olun 💗💗💗💗 Sizleri seviyorummmm veee diğer bölümde görüşürüz:")
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berceste |Texting• °TAMAMLANDI°
ChickLit0535*******: Ve son olarak, 0535*******: Mutlu ol Berceste. 0535*******: Ve korkularından kaçmak yerine onlara sığınmalısın 0535*******: Birini sevmekten bu denli korkup kendini her şeyden soyutlama. Siz: Peki birini sevdim diyelim Siz: Ve bu kişi...