13. Bölüm.

174 77 75
                                    

Dolabın karşısında giysilerimle bakışırken, yanı başımda dikilen Merve'yi görmezden gelmeye çalışıyordum.

Ne mi istiyordu?

Şık giyinmemi.

Ama benim giysilerim, onun için şık sayılmazdı. Dolabımda doğru-dürüst elbise bile yoktu benim! Olmasın zaten, ben pantolonlarıma kurban olurum.

"Ya kızım bir kerecik. GÖREV için, nesi zor?"

"Ya istemiyorum açık bir şey giymek? Bari bunu seçme hakkımız olsa."

"Tamam!" dedi pesetmişce, "Açık giyme, ama bir elbise giy, tamam mı tatlım?"

"Ama ben pantolon giymek istiyorum!"

Derinden nefes alıp, karşıma geçti. Elleriyle dolabımın kapısını kapattı, "Şık olman gerek. O yüzden hayır!"

"Ben zaten pantolon giydiğimde de şıkım, canım benim!" dedim yataktan ayağa kalkarken. Kolumu tutup, gitmemi engelledi.

"Asi, bak vaktimiz kısıtlı. Hadi!"

"Çok istiyorsan sen yapa bilirsin benim yerime." deyip odadan çıkacaktım ki, Merve'nin "Ben..yapamam. Mümkün değil.." dediğini duydum. Bunun Rüzgar'ın attığl dosyada yazılanlarla ilgili olduğunu biliyordum.

"Tamam," dedim odanın kapısından geri, içeri dönerken. Yazı-tura atalım. Yazı çıkarsa, ben istediğim, tura çıkarsa sen istediğin olacak."

"Diyosun?" Gözlerini kısıp düşünmeye başladı, "tamam!"

Makyaj masamın üzerinden cüzdanımı alıp bir kuruş çıkartım, ardından havaya fırlattım ve tuttum. Hadi, yazı çıksın!

Avucumu açıp ne çıktığına baktığımda, gözlerimi kapadım. Buysa, Merve'nin sinsice gülmesine neden oldu.

"Hadi benim odama!" Kapını açıp dışarı attı kendini.

"Kiyamet kopsa bile açık bir şey giymem!" diye bağırdım ardından.

Mor ve kırmızı renginden ibaretti odası. Hem küçük bir kız çoçuğu, hem de yetişkin bir kadın havasını veriyordu. Benim odamdan çok farklıydı. Zaten, Merve kendisi de benden çok farklıydı.

Dolabı açıp, bir elbise çıkardı.

"Ta-ta-tammm" dedi elbiseni yatağa atarken, ben de bu arada inceleme fırsatı bulmuştum.

Kırmızı rengli, ince askılı, dizden yukarı bir elbiseydi. Kırmızı renkli!

Gözlerimi devirdim ona, "Kırmızı rengi ölsem giymem!"

"Ölünce zaten beyaz giyiniliyor mal!" dedi elbiseni yerine asarken.

Birini daha çıkardı, ve ben yine beğenmedim. Birini daha, ve birini daha. Bu şekilde tam on bir tane elbise çıkardı, ve ben her birinde bir problem buldum. Birinin rengi kötüydü, diğerinin göğüs dekoltesi varda vardı, diğeri çok kısaydı. Eh, bana bir şey beğendirmek epey zordu.

"Bunu da beğenmezsen, seni zorla bu elbisenin içine sokarım!" diye tehdit savurdu bana Merve.

Bu sefer çıkardığı elbiseye baktım. Simsiyahtı. Önü kapalıydı, sırt dekoltesi vardı. Dizden bir az yukarıydı.

"Hmm," dedim düşünürken. Pek açık yeri yoktu, bunu giymek mümkündü. "Tamam, bu olur." dediğimde Merve'nin yüzündeki sevinç beni gülümsetmişti.

"Sonunda ya sonunda!"

Elbiseni alıp kendi odama geçtim. Dolaptan elbiseni gördüğüm andan beri aklımda canlanan siyah topuklularımı aldım.

GÖREVİMİZ: HIRSIZLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin