23. Bölüm

82 18 67
                                    

***

Hastaneye ulaştıklarında danışma yerine Rüzgar, "Merhaba, ben doktordan özel randevu almıştım da." demiş, tekerlekli sandalyede oturan Asi'ni Can'ın odasına sürüklemişti.

Can başlarda Asi'ni tanımamış, başka bir suçlu olduğunu sanıp, "Acaba bana başka bir suçluyu da mı tedavi ettireceksin?" diye sormuştu da Rüzgar'a.

Asi maskeni çıkardıkdan sonraysa "Ohaa," diye tepki vermişti, "saç rengi çok yakışmış! Çok güzelsin böyle!"

Asi'se karşılığında sahte bir havayla "Ben her zaman güzelim bir kere!" demiş ve gülmüştü.

"Pekii, şimdi iş zamanı. Rüzgar kardeşim sen geç otur ben de muayine edeyim," dediğinde Rüzgar sualsız dediğini yapmıştı.

Bacağını muayine ettikten sonra, "Neyse ki dün yanlış bir şey yapmamışım. İyisin çok şükür. Yürümene dikkat et, başka bir şey yok."

"Teşekkür ederim Can," Asi bacağındaki bakışlarını Can'ın gözlerine çevirdi, "Benim için mesleğini tehlikeye atıyorsun. Çok sağol."

"Hiç bir önemi yok."

Rüzgar'sa onun yalan söylediğini çok iyi anlamıştı. Aksi hâlde dün o kadar 'lisansım' , 'mesleğim' deyip kendini acındırmazdı!

***

[2 gün sonra]

"Emin misin Usta'nın çocuğu kaçırdığına?"

"Eminim, resmen adamları çocuğu zorla arabaya bindirdiler."

"Suç üstü yakalaya biliriz sanırım!"

"Sakin ol, Asi."

"Ne sakin olması ya? Hadi, kalk gidelim!" Ayağa kalktı, ama Rüzgar onun omuzlarından tutup onu yerine oturttu.

"Hiç bir yere gitmiyorsun."

Kaşlarını çattı, "Şaka yapıyorsun? Ne demek gitmiyorum?"

"Ciddiyim. Seni tehlikeye atamam."

"Ne tehlikesi be! Koruya bilirim ben kendimi! Hem, ilk planımızı unuttun mu?"

"Usta'nın çocuk kaçıracağını bilmiyordum çünkü. Ayrıca," bakışlarını Asi'nin bacağına indirdi, "Gördüm kendini nasıl koruduğunu. Ya kurşun başka yerine denk gelseydi?"

Kızgınlıkla bakışlarını çevirdi. Tabiki de evde oturmayacaktı! Bu zamanı ne zamandır bekliyordu.

"Sakın bensiz bir yere gideyim deme, Asi Yılmazer, tamam mı?"

Cevaplamadı.

"Kime diyorum?"

"Tamam be!"

"Telefonuna ne zaman ararsam, ulaşacağım, tamam mı?"

"Senin içine de hep büyüklük taslamak kaçıyor." Umursamazca söyleyerek sandaleyden kalkmıştı.

Rüzgar ona cevap vermeden odasındaki çekmeceden silahını alıp evden çıktı.

Yalnız kalmıştı.

Kesinlikle plandan kenarda kalmak istemiyordu. En azından Usta'nın tutuklandığı anı gözleriyle görmesi gerekirdi. Bunu ne zamandır bekliyordu, şimdi nasıl sadece evde bekleye bilirdi?

Odaya - Rüzgar'ın odasına- gitti. Belki bacağı hâlâ iyi değildi, ama yine de kenarda kalamazdı.

Dolaptan Rüzgar'ın onun için aldığı bir kaç parça kiyafet çıkardı. Dolabın kapısını kapatmak üzreydi ki, dolaptan bir albüm yere, ayağının üzerine düştü. Kendisine kızarak yerden aldı. Ne olduğunu merak etmişti, kapağını açtı.

GÖREVİMİZ: HIRSIZLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin