15. Bölüm.

142 49 80
                                    

Yağız'ın anlatımıyla

Daha doğru dürüst uykudan uyanamamışken bile televizyondan duyduğum isim, tüm uykumun kaçmasına neden olmuştu.

Ekrem Kaya.. Ölü bulundu..yüksek doz uyku ilacı nedeniyle..

Bu gerçek miydi? Yani cidden ölmüş müydü?

Gözlerim Lacivert'i bulduğunda gözlerinde daha önce görmediğim bir şeyi gördüm, korku. Korkuyordu.

Bahse vardım ki, kendisi için değil, bizim için korkuyordu. Yani, beni saymazsak, çete için korkuyordu.

Çünkü biliyordum, en çok değer verdiği şey bu çeteydi. Bu çete onun ailesiydi.

Elindeki bardak yere düşüp kırıldı, oysa sadece izledi. Televizyondan bakışlarını çekti, yerdeki cam parçalarına baktı.

Dikkatini dağıtmaya, kendisine gelmeye çalışıyordu, ama hâlâ etkisindeydi.

Onu öldürdüğünü, katil olduğunu düşünüyordu..

Peki, gerçekten Lacivert mi öldürmüştü, yoksa bu işin altından başka bir şey çıkacak mıydı?

Ani bir an için gözlerim diğerlerine kaydı. Hepsinin bakışlarında şaşırmışlık, bir de anlamadığım bir şey vardı.

Neydi o? Acıma mı? Hüzün mü? Anlamamıştım. Ama anladığım bir şey vardı, onlar bunu Lacivert'in yaptığına emin gibiydiler.

Ayağa kalkıp Lacivert'in karşısında durdum. Bakışları hâlâ kırık cam parçalarındaydı.

Elimi yüzüne koyup bana bakmasını sağladım.

"Sana inanıyorum. Sen yapmadın." dedim inançla. Bu yalan değildi. Ona inanıyordum. O tesadüf eseri olsa bile asla katil olamayacak biriydi. Bunu biliyordum.

Söylediklerimi duydu mu duymadı mı bilmiyorum, ama gülümsediğini gördüm.

Elimi yüzünden çektim. "Hadi şimdi odana git ve biraz dinlen. Güçlü olmana ihtiyacım var. Yani, ihtiyacımız."

Pot kırmaya bayılıyordum resmen. Sanki her defasında, ona olan bu garip hislerimi söylemek istiyor, her seferinde bu yoldan geri dönüyordum.

Ona olan hislerimi dile getirmek istiyordum, ama onun kadar cesaretli değildim ben.

Ama ona karşı bir şeyler hissettiğimi bildiğini biliyordum. O, zekiydi, anlardı.

Başını hayır anlamında yana salladı. "Ne dinlenmesi? Büyük bir sorunumuz var, farkında mısın?"

"Farkındayım, ama öncelikle kendine gelmelisin, değil mi çocuklar?"

"Evet Asi, yürü odana, çabuk!" diye Merve destek verdi bana. Diğerleri de aynı şekilde.

"Bari kamera kayıtlarını falan hal etmeye çalışırdık?"

"Hangi kamera kayıtlarını?," diye sordu Tuna merakla.

"Oteldekiler?"

"Abla yazıklar olsun, sen beni hiç tanımamışsın."

"Ne, nasıl yani?"

"Siz daha otelden çıkmadan hal etmiştim kamera kayıtlarını."

Gülümsedim büyük bir keyifle. Tuna gibi bir hacker'iniz olsaydı, sırtınız yere gelmezdi.

"Bardakiler?"

"Onu da hall ettim," dedi büyük eminlikle.

"İyiymiş." dedim kısık sesle. Ardından kısık sesle ilâve ettim, "O yüzden haydi şimdi dinlenmeye."

GÖREVİMİZ: HIRSIZLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin