Asi Yılmazer ~
Bazen mantığınla kalbinin arasında kalırsın. Kalbin ne kadar çok istese de, karşı çıkmak mecburiyyetindesindir. Çünki olmaz, olmamalı. Olmamalıydık. Bu durumdayken yapamazdık, zaten zayıf noktamızı bizi bitirmek için kullanmak istiyordu. İşe duyguları katamazdık.
Ama saçma bir şekilde şu an onun yanındaydım. Bana sarılmıştı. Onunlaydım, yanımdaydı. Bu an hiç bitmesin istiyordum deli gibi. Ama biteceğinin de çok âlâ farkındaydım.
Onu seviyordum. Ne zaman olmuştu, ne ara kalbime bu duygular filizlenmişti hiç bilmiyordum. Belki ilk geldiği gündü, belki bana Lacivert diye seslenişini sevmiştim, belki de benimle ilgilenmesi hoşuma gitmişdi? Bilmiyordum, belki de beni düşünmesi..
Bilmiyordum, asla bu soruma cevap bulamıyordum. Neden ona aşık olmuştum, ne zaman olmuştum hiç bir fikrim yoktu.
Aşk zamansız ve sebepsiz gelir derlerdi, haklılarmış.
Öyle ki yeni gelen ve uğraşmaktan zevk aldığım kişiye kalbimi kaptırmıştım işte.
Koca bir saçmalıktı. İşe duygularımızı katmamalıydık.
Ama artık çok geçti. Biz az önce bir-birimize aşık olduğumuzu söylemiştik.
Gerçekten en zamansız şekilde. Aptalsın Asi!
Neden açıldım ki? Neden yanına geldim ki? Kafamda bir sürü soru vardı, hepsi cevapsıztı ve ben aptal gibi Batu'nun tavsiyesine kulak verip o soruların hepsini cevapsız bırakıp, kalbime konuşması için fırsat vermiştim.
Pişman mıydım? Evet.
Vazgeçecek miydim? Hayır.
Onu sevdiğimi biliyordum ve hiç bir şeyin bunun önüne geçmesini istemiyordum.Belki bir şansımız olurdu?
Şu an onu tehlikeye mi atıyordum?
Aniden beklemediğim bir şekilde omuzlarımdan tutup beni geri çektiğinde afalladım.
"Kafandaki düşüncelere, susmalarını söyle. Benimle olduğun sürece hiç birinin önemi yok."
Ya ölürsen? Ya seni tehlikeye atıyorsam?
"Bak bana," dedi işaret parmağıyla yüzümü kendine doğru çevirdiğinde, "Şu an içinden kendine ne kadar saydırdığını çok iyi biliyorum. Ama teşekkür ederim, kalbini dinleyipte bize bir şans verdiğin için, teşekkür ederim."
Gözleri o kadar güzel bakıyordu ki. Karşı koymak imkansıztı.
"Merak etme, bize bir şey olmayacak. Çünki sen her şeyin en iyisini düşüneceksin, eminim buna."
"Yağız," kısık sesle sesledim onu, "Asıl ben teşekkür ederim. Her şeye rağmen, bana inandığın için, yanımda olduğun için, bana değer verdiyin için, beni sevdiyin için, beni bırakmadığın için-"
"Daha da teşekkür etmeye devam edeceksen daha sabaha kadar burada bekleriz ama."
Güldüm.
Uzanıp elimi tuttu."Bu eli bırakmak hiç istemiyorum, biliyor musun?"
"Olmaz öyle, sende hemen cıvadın. Yapma böyle, sevmiyorum."
Hızlıca eğilip yanağıma bir öpücük kondurdu, "Ama ben seviyorum."
Zıplayarak uzaklaşmağa başladı. Gülümseyerek izlemiştim onu. Çocuk gibiydi.
Bir dakika. Biz şimdi, onunla sevgili mi olmuştuk?
Yok artık.
*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖREVİMİZ: HIRSIZLIK
Adventure*devam edecektir.* Başlama tarihi: 08.01.2021. "Çaldığımız her kapı yüzümüze kapandığında, bizi içerde hapsedecek kapının kolunu tutmuşuz meğer." Birinden tamemen farklı 7 yabancının hikayesi... "Usta" lakaplı bir kişi kendi kuyusunu kazan arkadaşl...