Sensiz Bir Dünya

1.9K 90 27
                                    

"Ali nerede kaldı ya? Ben iyice endişelenmeye başladım hiç bu kadar geç kalmazdı, ya hasta olduysa? En iyisi Ezo'yu arayayım ben." dedi Nazlı. Ameliyattan çıkmışlardı, hasta iyi durumdaydı ve Ferman hoca ortada yoktu. Nazlı'nın içi içini yiyordu. Ezo'dan çok hoşlanmasa bile onu arayıp Ali'nin durumunu ondan öğrenebilirdi.

"Nazlı emin misin? Ezo'yla olan durumu biliyorsun ." dedi Açelya.

"Arıyorum bile." Nazlı telefonu kulağına götürmüştü. Telefon çaldı ve açıldı. "Alo Ezo?"

"Nazlı?" Ezo şaşırmıştı. "Sen beni mi aradın?"

"Evet, Ali sabah hastaneye gelmedi ben de biraz endişelendim, yanında mı evdeyse verebilir misin?"

"Nazlı bak, sana söylemem gereken bir şey var şu ana kadar duymuşsundur diye düşünmüştüm."

Nazlı şaşırmıştı. "Nasıl yani sen ne söyleyeceksin ki?"

"Nazlı, Ali Samsun'a gitti, sabah da hastaneye gelip Beliz Hanım'a hastanenizden istifasını verdi. Şimdi uçaktadır."

Nazlı'nın gözleri açıldı birden. Açelya telaşlanmıştı. "Nazlı? Nazlı ne oldu iyi misin?"

"Ne demek istifa etti Samsun'a gitti ne demek ya? Ali nasıl gider neden gider?!" Nazlı deliye dönmüştü. Açelya şaşkınlıkla ona bakıyordu. Nazlı Ezo'nun derin bir nefes aldığını duydu.

"Nazlı, neden gittiğini en az sen de benim kadar iyi biliyorsun. Hepiniz terk etmiştiniz onu, hem de sizden başka kimsesi yokken. Size o kadar çok değer veriyor ki sizin onun canını acıtmanıza dayanmak istemedi. Haklı da."

Ali her ne kadar bugünlerde bu gerçeği anlamak istemese de Nazlı'nın hayatının aşkıydı. Aşkı ilk kez gerçekten Ali'yle yaşamıştı ve Ali'yle ayrılmış olsalar bile onu hâlâ çok seviyordu çünkü aşktı bu. Yine de onu bırakmıştı. Hiç Ali'nin tamamen gideceğini düşünmemişti ki. Hep bir şekilde yanında olacağını düşünmüştü. Şimdi Ali'nin kalmak için tek bir sebebi kalmadığını görebiliyordu. Sevgiye bu kadar ihtiyacı olan ve onları da bu kadar güzel seven birini sevdiği herkes yalnız bırakmıştı. Hem de sen bizsiz yaşamalısın denerek. Şimdi gitmesi onun suçu muydu?

"Ali..." dedi can yakıcı bir sesle, sonra birden duvara tutundu. Açelya çok paniklemişti. Nazlı'nın gözlerinden yaşlar süzülüyordu.

"Ne oluyor Nazlı ne oldu iyi değilsin sen."

"Açi, Ali, Ali gitmiş Samsun'a gitmiş beni bırakıp gitmiş bir daha onu nasıl bulacağım ben..." Derin bir nefes aldı. "Açi nasıl yaşayacağım ben onsuz? Ali'yi ben bıraktım, yalnız bıraktım şimdi gitti o da beni yalnız bıraktı ne yapacağım ben..."

&&&&&

Üç saat sonra

"Adil Hocam bir haber var mı?"

Ferman bir hışım Adil Hoca'nın odasına dalıp elindeki telefona bakan Adil Hoca'nın karşısına geçmişti. Adil Hoca üzgün gözlerini kaldırıp ona baktı.

"Eski evinin komşularını aradım, kimse Ali'yi görmemiş, Ali'nin üniversitede kaldığı yurda bile baktık oraya da gitmemiş, Allah'ım delireceğim nerede bu çocuk!" Dedi Adil Hoca derin bir nefes alarak. Ferman gözlerini kapattı, saçları darmadağındı ve elleri titriyordu. Yavaş adımlarla Adil Hoca'nın masasının etrafındaki koltukların birine çöktü.

"Ameliyata girmeseydim yetişirdim o uçağa binmeden önce, dün gece onu o bankta bana bakarken yalnız bırakmasaydım yanına gitseydim Samsun'a gitmezdi, ben ona kardeşim değilsin dedim ya ben nasıl ona böyle davranırım kardeşim o benim kardeşim... Hepsi benim yüzümden, bırakmayacaktım onu yalnız bırakmayacaktım..."

En Çok Abim Severdi BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin