Gör Beni

1.6K 79 33
                                    

"Ali ben gerçekten özür dilerim böyle bir şey yapacaklarını bilseydim eğer..."

Ali hastanenin koridorlarında yürürken bir elinde dosyalar bir elinde telefon Ezo'yla konuşuyordu. Derin bir nefes aldı.

"Merak etme Ezo sen masumsun onlar telefonunu gizlice alıp numaramı gizlice kaydettiler. Senin bir suçun yok sana kızgın değilim."

"Ferman Hoca'ya mı kızgınsın?" Diye sordu Ezo.

"Tabii ki evet. Hem ona, hem Nazlı'ya, Adil Hoca'ya hepsine. Özellikle Ferman Hoca'ya kızgınım şu an. Onlar dediler bana bizsiz bir hayata dayanmalısın diye. Şimdi ben hayatımı kurmaya çalışıyorken ne hakla gelip bana hadi gel İstanbul'a dönüyoruz der?"

"Ali acaba bir şans mı versen baksana bütün gece kapında beklemiş resmen seni sevmese bunu yapar mıydı dağ gibi cerrah?"

"Ezo sen de mi ya? Ya ben anlamıyorum ben bu kadar mı haksızım da herkes üstüme geliyor böyle? Gerçekten anlamıyorum ya anlamıyorum. Ya bana sen benim kardeşim değilsin dedi ya. Üstelik ben hiçbir zaman ondan beni kayırmasını istemedim sadece benim yanımda olmasını istedim... Lütfen bu konuda seninle konuşmak istemiyorum Ezo ben ne yaptığımı biliyorum. Ben böyle iyiyim."

"Peki Ali anladım bu konuyu sen düşün taşın. Peki burada seni soruyorlar ne diyeyim şimdi ben onlara?"

"Ali yeni bir hastanede asistan olarak işe başladı ve hayatından gayet memnun artık Samsun'da kalacak diyebilirsin. Neyse benim gitmem lazım hocamla tanışacağım ilk kez. Görüşürüz Ezo."

"Kolay gelsin Alişko. Ara beni mutlaka iş günün bittikten sonra çok merak ederim hocanı sevdin mi ekip arkadaşların nasıllar hepsini anlatıyorsun. Hadi görüşürüz."

Ali telefonunu cebine atarak hızlıca yeni hocasının odasına doğru ilerlemeye başladı. En sonunda ona söylenen odaya gelmişti. Derin bir nefes alarak kapıyı tıklattı. İnşallah iyi ve anlayışlı bir insandır ve umarım Ferman Hoca'yla ilk başta yaşadıklarım gibi bir sürece gerek kalmaz diye düşündü. İçeriden bir "gir!" cevabı duyulmuştu. Ali içinden Bismillah diyip içeri girdi.

İçerideki masanın önünde 35 yaşlarında siyah saçlı ve temiz yüzlü bir adam oturuyordu. Kapıyı duyunca hemen başını kaldırdı ve Ali'ye çok sıcak ve neşeli gözlerle baktı.

"Merhaba Ali, sen yeni asistanımsın galiba doğru mu bildim?"

Ali biraz şaşırmıştı.

"Evet hocam ben Ali Vefa 29 yaşındayım İstanbul'dan geldim hatta baştan söyleyeyim bende otizm var ama sizi temin ederim çok iyi bir doktorumdur ve size çok iyi bir asistan olmak için çalışacağıma dair söz veriyorum..."

Ali'nin hocası karşısında bir kahkaha atınca Ali şaşkınlıkla durdu ve ona baktı. Şimdi yerinden kalkmış ona doğru geliyordu.

"Tamam Alicim ben bunların hepsini biliyorum zaten. Ayrıca çok iyi bir doktor olduğunun da farkındayım çünkü dosyan bayağı etkileyici. Gerçekten etkilendim."

Ali şaşkınlıkla karşısındakine baktı.

"Yani sizin için... otizmli olmamda bir sakınca yok mu demek oluyor bu?"

"Tabii ki evet, sen beni ne zannettin ön yargılı bir insan mı? Bir cerrah da ön yargılı olacaksa artık hâlimize yanalım. Ali bak ben senin dosyanı iyice inceledim, eğitim hayatın başarılarla dolu hem de durumuna rağmen ve İstanbul'daki asistanlığın boyunca çözülmeyecek vakaları çözmüşsün mucizeler yaratmışsın. Bazılarına benim bile ağzım açık kaldı. Ben seninle çalışmaktan ve hocan olmaktan gurur duyarım eğer sen de benimle çalışmak istersen. Benim adım Çağlar, yeni hocan. Umarım seninle uzun süre iyi bir ekip olabiliriz."

En Çok Abim Severdi BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin