21. Bölüm "Sanki şu an, yine o çocuktum."

2.9K 249 732
                                    

21. Bölüm, "Sanki şu an, yine o çocuktum."

Nasılsınız?

Yorumlarınızı okumayı çok seviyorum, lütfen yorumlarınızı benimle paylaşın.

Umarım beğenirsiniz, sizleri seviyorum.

⏳

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm şarkısı: R.E.M - Losing My Religion

Her düşünce bir sokağa çıksaydı eğer, çoğu düşüncemin varış noktası bir çıkmaz sokak olurdu.

Bense o sokaklara girdiğimde bile kendimi ilerleyebileceğime inandırıp yine bir çıkar yol aramaya çalışırdım.

Koral'la o bankta biraz oturup konuştuktan bir süre sonra, hiçbir şey konuşmadan biraz yürüyüş yapmıştık.

Yine içinde dozunu ayarlayamadığım bir umut vardı, bir şeyler bulma ihtimalim bile kalbimi böyle attırıyorsa eğer, o ihtimal gerçekleşse nasıl olurdum, işte bunu kestiremiyordum.

Heyecanlanmamak, çok fazla kapılmamak için çok uğraşıyordum ama artık bunu başaramadığım için her şeyi akışına bırakmaya karar vermiştim.

Şimdiyse sahile yakın bir marketin içindeydik, sonrasında benim evime gidecektik. İçimdeki umuda eklenmiş bir mutluluk vardı. Özmen için çabalamak bile, bir ihtimalin doğması bile beni mutlu ediyordu. Zamanımı boşa harcamadığımı bilmek bile benim için iyi bir şeydi.

"Boş market reyonuna, sence de gereğinden uzun bir süredir bakmıyor musun canım kankim?" Daldığım yerden sıyrılmamı sağlayan sesin kim olduğunu bir anlığına kavrayamasam da, kavradığımda yüzüme kocaman bir gülümsemenin yerleşmesine engel olamadım.

Başımı sesin geldiği tarafa doğru çevirip "Adem!" dedim ona doğru bir adım atarak. Adem de üzerindeki koyu renk şişme montunu düzeltip aramızdaki birkaç adımlık mesafeyi kapattı ve tam karşıma geldiğinde durdu.

Benim yüzümdeki gülümseme yerini korurken o da başını omzuna doğru yatırıp "Buyurun, benim," dedi beni baştan aşağı süzerken. "Duydum ki beni unutmuşsun, 'Allah cezanı versin,' demeye geldim." Anında küskün bir tavra bürünmesiyle hafifçe güldüm ve anında ciddileşip ona ayak uydurmaya çalıştım.

"Kim diyor böyle saçma salak şeyleri ya?" dedim elimde tuttuğum paketi market arabasına koyarken. "Bak, fark ettiysen saçma sapan demiyorum, saçma salak diyorum. O kadar sinirlendim yani," dedim kaşlarımı kaldırarak ve elime başka bir paket alıp bedenimi tekrardan ona doğru çevirdim. "Hasretinden dünyadan soyutlandım ben, senin haberin var mı? Az önce o boş reyona neden uzun uzun baktım sanıyorsun sen?" Boştaki elimi kalbime doğru götürüp başımı hafifçe öne doğru eğdim ve "Haberin yoktur tabii... Başka kankin falan mı var? Doğru söyle, alınırım..."

103 GÜNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin