26. Bölüm, "Göğüs kafesinde biriken his."
SİZİ ÇOK ÖZLEDİM 🥺
Nasılsınız? Ben çok heyecanlıyım...
Umarım bölümü seversiniz, sizi çok seviyorum. Lütfen düşüncelerinizi benimle paylaşın, çok merak ediyorum. 🥺🤍
Güzel okumalar! 💜
⏳
Cem Adrian - Sana Sarılınca
Karsu - Jest Oldu
Cihan Mürtezaoğlu - Sarı Söz⏳
Her şeyi kabullenmek, her şeyden vazgeçmek ve her şeyi yok saymak sadece bir anlık bir şeymiş gibi gözüküyordu ama öyle değildi.
O an öyle bir andı ki, ağırlığı birkaç yüzyıla bedeldi. Öyle ağır hissetmiştim. Sanki göğsümde bir şeyler büyümüştü, o şeyler o kadar büyümüştü ki, nefes bile zor almıştım ama ölmemiştim.
Düşününce yok sayacağım, vazgeçeceğim hiçbir şey yokmuş gibi geliyordu çünkü ben zaten kendimden bile vazgeçmiştim.
Olduğum nokta o kadar silikti ki, artık noktaya dair ufacık bir iz bile yoktu. Yine de böyle hissedebiliyordum. Noktanın silikleşmesi bunu önleyemiyordu. Hiçbir şey böyle hissetmemi engelleyemezdi.
Keşke engelleyebilseydi.
Hafifçe öksürdüm, bunu yapmasam sesimi toparlayamayacakmışım gibi hissetmiştim. Tüm bedenimin titrediğini hissediyordum. Her an düşüp bayılabilirmişim gibi hissediyordum ama bunun olmaması gerektiğini de çok iyi biliyordum. Kendimi tutmam gerekiyordu, bir şekilde bunu başarabilmem gerekiyordu.
Saatlerce ağlamak istiyordum, bu his geçmiyordu. Geçmesini çok istiyordum, şu an geçmesine gerçekten de çok ihtiyacım vardı ama geçmeyeceğini de çok iyi biliyordum.
Hiçbir zaman geçmemişti.
Keşke geçseydi.
Onun beni kabul etmesini istiyordum. Göğsümün üzerinde bir korku vardı, ne hissedeceğimi tam anlamıyla bilemesem bile, bu korkuyu çok net bir şekilde hissedebiliyordum.
Düşüncelerime daldığımda çıkamadığımı, bunun çok sıkıcı olduğunu biliyordum ama elimde olsaydı bunu değiştireceğimi de biliyordum.
Elimde değildi.
Keşke elimde olsaydı.
Koral'ın beni tekrardan kabul etme düşüncesi bile bana çok uzak geldiği için, bunun olması bana imkânsız geliyordu. Buna ve umudun benden çok uzakta olmasına rağmen onun karşısındaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
103 GÜN
General Fiction07.04.2020 Geçmişi ardımda bırakıp önümü döndüğümde bile karşıma geçmişim çıkıyordu. Tüm yönlerim artık birbirine karışıyordu ve ben doğru yönün neresi olduğuna bir türlü karar veremiyordum. Etrafımda bir fırtına vardı. Beni oradan oraya savurup güc...