10. Bölüm "İçine içine ağla, dışın taştı çoktan."

2.9K 294 560
                                    

10. Bölüm, "İçine içine ağla, dışın taştı çoktan."

Bu kız sevdiği birileriyle geldiii, yeni kişiler de getirdi 🤍

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir

Bu bölüm kısa olacak diye çıktım yola, 9000 kelimeyi biraz geçti yine kföelföeöf kesmeye gönlüm el vermedi, içime sinmezdi kesseydim

Lütfenn yorumlarda buluşalım olur mu? Çok seviyorum okumayı. Seviyorum sizleri, okuduğunuz için teşekkür ederim 🤍

Beğenirsiniz umarım diyor ve gidiyorum 🤍

Bölüm şarkıları: Dolu Kadehi Ters Tut - 22
Lana Del Rey - God Know I Tried

Bölüm şarkıları: Dolu Kadehi Ters Tut - 22Lana Del Rey - God Know I Tried

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dışarısı benim için her zaman çok korkutucu olmuştu ama şu sıralar, her zamankinden birkaç tık daha korkutucuydu.

İnsan bazen, öylesine bir anda, öylesine olmayan bir istekle bir şeylere sığınmak istiyordu. Sığındığı şeyin ne olduğunun hiçbir önemi yoktu, önemli olan kendini güvende hissediyor olmaktı.

Eksiktim, gerçekten çokça eksiğim vardı ve benim eksiklerim, kapanmak yerine her saniye biraz daha artıyordu. Bu durumun sonu yok gibiydi.

Eksiklerim artıyordu, bu olurken aynı zamanda da ben eksiliyordum. Bu durum, hem garip bir uyumdu, hem de garip bir uyumsuzluktu.

Ben artık kendimi güvende hissetmekten çok, kendimi hissetmeyi istiyordum. Gerçekten bununla bile yetinebilirdim. Yanlış anlaşılmasın; hislerim, hissettiklerim yerindeydi ama kendimi hissetmekten çok uzaktım ve ben bu durumu nasıl anlatacağımı gerçekten bilmiyordum.

Kelimeler çok garipti, kelimeler gerçekten aşırı garipti. Öyle ki, insana neler neler yaptırıyordu ve insan kelimeler uğruna, gözleri kapalı neler neler yapıyordu.

Yutkunmanın bile eskisi kadar kolay olmadığı bir hayatın içinde, bir şeyleri kolaylaştırmak için debelenirken kendi kendimin kalbini kırıp duruyordum ve dönüp kendimi onarmak şöyle dursun, sürekli kırgınlıklarımın üstüne yenilerini ekliyordum. Bunu bazen bilinçli, bazen de bilinçsizce yapıyordum.

Okumayı çok sevdiğim bir yazarın kitabının son sayfasında, önceden sonu bildiğim halde kalbim buruk bir şekilde sayfayı izlerken, yazarın kelimelerle ne kadar güzel oynadığını düşünüp duruyordum. Büyülenmiş bir şekilde, bir zihnin kurduğu kurmaca bir hayatın içinde gezinmiş olmanın verdiği o tarif edilemez olan garip hisle, kendi hayatımın içinde nasıl da gezinemediğimi sorguluyordum.

Yazarın satırların arasında bıraktığı duyguları görmezden gelmeye çalışıyordum çünkü içimde daha fazla duyguya yer yokmuş gibi hissediyordum. Bu yazara haksızlık olur muydu, bunu da bilmiyordum ama ben kendime yaptığım haksızlıkları bile bir şekilde görmezden gelebilirken, başka insanları bu denli düşünmemin kendime haksızlık olduğunu biliyordum ve buna rağmen, bunu düzeltmek için tek bir hamle bile yapmıyordum.

103 GÜNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin