Merhaba! Ben buluşmaya dört gün kadar erken geldim de... Umarım iyisinizdir ❤️
Yorumlarınız için çok çok teşekkür ederimmm, çok mutlu oldum
Uzatmadan keyifli okumalar ve umarım beğenirsiniz diyorum. ❤️
Bölüm şarkısı: Soen - Lucidity
⏳
Zihninizin kuytularında filizlenen bir çiçek sizi zehirleyebilir de sizi yaşatabilir de.
Benim çiçeğim beni zehirliyormuş gibi hissediyordum.
Çiçek, köklerini şah damarımın etrafına sarmış ve her geçen gün daha da sıkarak tamamen koparacağı günü bekliyordu; hissedebiliyordum. Hissetmem nasıl mümkündü bilmiyordum ama hissediyordum.
Bir boşluğun içindeydim, bu boşluk o kadar derindi ki soluklanmak için başımı dışarı bile çıkartamıyordum. Boşluk kuyuya benziyordu, kuyu benim için ölüm demekti. Boğulmaktan korkardım ve kuyular dardı, içine bakmam bile nefes alışımı zorlaştıracakmış gibi hissediyordum.
Kökler soluk borumdan inip kaburgalarımın etrafına doğru sarılıyordu. Belki de kalbimin sürekli acıması o çiçek yüzündendi.
Göz kapaklarımın ve bedenimin üzerinde bir ağırlık hissediyordum. Bilincim bir bıçağın keskin tarafında dans eden birinin zarif bedeni gibi kesik kesikti. Zihnime sesler doluşuyordu ancak o sesler anlam denizinden kendine bir kılıf bulamadan uçurumda silinip sırra kadem basıyordu.
Üzerine ağırlıklar bindirilmiş göz kapaklarımı zorlayarak sonunda ufacık da olsa aralık açmayı başardığımda gözlerimi kırpıştırarak bu aralığın bir netlik kazanmasını sağlamaya çalıştım.
Görüşüm netleştiğinde ve bilincim kesiklerin kanını bıçağın önüne akıtmayı kestiğinde idrak ettiğim ilk şey bir araba koltuğunun arka yüzüydü. Bir an en son olanları hatırlamak bilincimi kesen bıçağın acımasızca kalbime saplanmasına sebep oldu. Soyut olan bu işlemin etkisi o kadar büyük bir histi ki, kalbime gerçekten bir bıçak saplansa bu kadar canım yanmazdı sanki.
Ona vurmuştum, bu bir kabus değildi değil mi?
O bir şeyden korkmuştu. Tüm gecenin silinmesini tüm kalbimle isterken bir anlığına bunun tamamen gerçek olmasını istemiştim. Ama bu istek beklediğimden daha da kısa sürmüştü. Onunla karşı karşıya gelmeme isteğim, onun korkmasının gerçek olması yönündeki isteğimden kat be kat fazlaydı.
Şu an koltuğu görüyordum, evet ancak sanki yüzyıllar sonra idrak edebiliyordum. Tutulmuş boynumu hafiften oynatarak etrafıma bakınmaya çalıştım, üzerimdeki ağırlığı henüz atamamıştım. Tüm hücrelerimi ele geçirmiş olan uyuşukluk ve onun beraberindeki acı dolu sızı beni gafil avlamıştı. Sağ tarafıma döndüğümde Koral'ı gördüm ve bir an irkildim, varlığını ruhum duymamıştı. Ellerim sanki kızgın zincirlere bağlıydı ve bu yüzden ben hareket edemiyordum, kendime birkaç saniye izin verdim. Bunun sonrasında bir şekilde kendimi toparlayacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
103 GÜN
General Fiction07.04.2020 Geçmişi ardımda bırakıp önümü döndüğümde bile karşıma geçmişim çıkıyordu. Tüm yönlerim artık birbirine karışıyordu ve ben doğru yönün neresi olduğuna bir türlü karar veremiyordum. Etrafımda bir fırtına vardı. Beni oradan oraya savurup güc...