15. Bölüm, "Hayatıma bulaşan kötülükler, onu da sarmasın."
Merhaba! Vize dönemi bölüm atamadığım için son iki bölümü özellikle uzun tuttum, bu da en uzun bölüm oldu. Lütfen yorumlarınızı benimle paylaşın, okumayı çok seviyorum. 🥺🤍
Sizleri seviyorum, umarım beğenirsiniz. Güzel okumalar! 🤍
⏳
Bölüm şarkısı: U-Turn (Lili)
Illenium - Every Piece Of MeKoral'ın kurduğu cümleden sonra tekrardan bir sessizliğin içine düşmüştüm. Ama bu sessizliğin bu seferki sebebi kırgınlık veya kalp acısı değildi. Heyecanlandığında ne söyleyeceğini bilemeyen bir insan değildim, genel olarak ne söyleyeceğimi bilemeyen bir insandım. Benim içimde bir sürü tepki vardı, hangisi doğruydu?
Benim içimin çoğu zaman tek bir doğrusu olmuyordu. Tepkilerimi dışarı yansıtmaktan korkuyordum çünkü yıllarca içimdeki kargaşada yaşamıştım ve bu kargaşa öyle bir noktaya gelmişti ki, tüm olasılıkları birbiriyle harmanlamış; kendine birden çok doğru yaratmıştı.
Zaman benim için başımın içinde akıyordu. Orada zaman bazen hızlanıyor, bazense yavaşlıyordu.
Ama hiçbir zaman durmuyordu. Böyle öğrenmiştim, insanın zihninin kendisini cenazesine hazırlayabildiğini. Ve öyle anlamıştım, hazırlasa bile zamanını kestiremeyeceğini...
Kimse için tepkim önemli olmamıştı, kimse gözlerimin içine bakıp bir cevap beklememişti. En çok da bakışlardan anlamıştım, öylesine bir insan olduğumu.
"Sessizim ama..." dedim bakışlarımı ondan kaçırarak. Çok büyük bir sakinlikle izledi beni, bakışlarımı ona çevirmeden önce birkaç saniye izin verdim kendime. "Koral," dedim hafifçe gülerek. Bu konuşmanın havasını yanlış bir şey söyleyip de bozmak istemiyordum. Bu yüzden çözümü önceden yaptığım gibi konuyu değiştirmekte bulmuştum. "Elbisemi aldım, biliyor musun?"
"Biliyorum," dedi sesine de bulaştırdığı sakinlikle. Konuyu bilerek değiştirdiğimin farkındaydı, muhtemelen bunu hangi anlarda yaptığımı da biliyordu.
"Elbisemi anlatmadılar değil mi?" dedim kaşlarımı çatarak. "Ben anlatacaktım."
"Anlatmadılar," dedi. Dudağı kıvrılır gibi olmuştu ama tamamen gülmemişti.
"Çok güzel oldum," dedim kolundan tutup onu yatağa doğru çekiştirerek. Bu yaptığım hareket birden beni heyecanlandırdığında sakinleşmek için kolunu bırakıp ondan biraz uzaklaştım.
"Ay," dedim saçlarımı kulağımın arkasına atarak. "Otursana," dedim elimle koltuğu işaret ederek.
"Sen götürüyordun ya?" dedi garip bir ses tonuyla. Sanki kendini gülmemek için tutuyor gibiydi ama onun yüzüne bakmayarak kollarımı göğsümde birleştirdim. Ben utandığım için tekrar sessiz kaldığımda yatağa oturup benim tekrar konuşacağım anı bekledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
103 GÜN
General Fiction07.04.2020 Geçmişi ardımda bırakıp önümü döndüğümde bile karşıma geçmişim çıkıyordu. Tüm yönlerim artık birbirine karışıyordu ve ben doğru yönün neresi olduğuna bir türlü karar veremiyordum. Etrafımda bir fırtına vardı. Beni oradan oraya savurup güc...