3. Bölüm "Geçmişten çalınan anı."

5.2K 463 867
                                    

Merhaba! Bölüm bitmişti pazar gününü beklemek istemedim ve geldimmm. ❤️ Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. ❤️

Umarım hoşunuza gider bu bölüm. Karakterleri tanımak açısından daha çok sohbet içerikli oldu bir kısmı.

Neyse çok uzatmadan keyifli okumalar diliyorum. ❤️

Bölüm şarkısı: Abba - Fernando

Bölüm şarkısı: Abba - Fernando

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Kırmızı balık çölde kıvrıla kıvrıla yüzüyor. Kırmızı balık çölde..." Küçük kız neşeli bir şekilde kardeşinin başında şarkılar söylerken kardeşi de gülerek ona eşlik ediyordu. Gölde demek yerine çölde diyordu ve hatasının asla farkında değildi. O sadece kardeşiyle eğlenmeye bakıyordu. "Neredeymiş benim kardeşim?" Elini gözlerinin üstüne koyup etrafına bakındı. "Aaa! Neredesin?" Minik ellerini gözlerinin üstünden çekip kendi kendine kıkırdadı. "Buradasın! Her zaman burada olacaksın!" Ve ekledi; "Buradayım, her zaman burada olacağım."


Ama bilmediği bir şey vardı: o an oradaydı ama her zaman orada olamayacaktı.

Her cümlenin etkisi her insanda farklıydı. Beni öldüren bir cümle, kimisini birkaç saniye bile üzmezdi. Ortalığa düşüncesizce savrulan kelimeler, kimin kanayan yarasına çarpıp hem acı çektirip hem de kanamayı hızlandırırdı; bu tahmin bile edilemezdi. Ben kimseden kanayan yaramı dikmesini beklemiyordum. Kanamayı hızlandırıp acımı arttırmasınlar, bu bana yeterdi.

Çünkü o kanamayı kendi başına yavaşlatmak tahmin edildiğinden çok daha zordu.

Kalbine isabet eden bir kelimeyle, omzunu sıyırıp geçen bir kelimenin etkisi aynı olur muydu hiç? Olmazdı, olmasındı da zaten.

Kalbime isabet edip ruhumla harmanlanmış acı dolu kelimeler, birleşip üzerime geliyorlardı. O kelimeleri hak edecek bir şey yapmamıştım, o kelimeleri kurup kendime yönlendiren ben değildim ama yine de benim üzerime geliyorlardı. Kelimeler bile bana cephe almıştı...

Bazı gerçekler beni korkutsa da artık bıktığım için çok tepki veremiyordum. Ve maalesef ki çoğu şeyden de korkuyordum.

En son gözlerim yarı açık bir şekilde yatağımda yatarken odamın tavanını izliyordum ve Koral'ın evimi nereden bildiği üzerine teoriler üretiyordum.

Sonrasını hatırlamıyorum, sanırım uyuyakalmıştım ve üstüne alarmı da duymamıştım. Bu ihtimale karşı hep birkaç tane alarm kurardım ancak onları da duymamıştım. Boğazımın kuruması sonucu duyduğum rahatsızlık sağ olsun ki ancak o zaman uyanabilmiştim.

Uyandığım zaman alarmdan önce kalktığımı düşünüyordum ancak saate baktığımda bir hayli telaş yapmıştım. Saat 12.30'du ve benim saat 08.00 olduğu an işte olmam gerekiyordu. Telefonumda patronumdan ve iş arkadaşımdan gelen aramayı görünce telaşım katlandı. Elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladıktan sonra hızlıca giyinip yanıma para ve yol kartımı aldım. Yanağımda biraz iz kalmıştı, onu da fondötenle kapatmayı unutmadım. Dudağımdaki yarayı da soran olursa eğer, uçuk çıktı ve sonra da yaraya dönüştü diyecektim.

103 GÜNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin