14. BÖLÜM "YARALAR"
26.05.21
✺✺✺
Bölüm Şarkısı:
Can Ozan – Sar Bu Şehri
İYİ OKUMALAR!! 👻
✺✺✺
Bir savaşın içindeydim.
Bir savaşın içinde silahsızdım.
Bir savaşın içinde casuslar olduğunun, dostun düşman, düşmanın dost maskesi taktığının farkındaydım.
Farkında olmam yetiyor muydu kendimi korumam için? Hayır, aksine gardımı indirmeme sebep oluyordu. Ninemin dualarıyla kutsanmış gardımı kırıyordu farkında olmak. Ninemin duaları beni koruyor muydu sahi?
Fakat benim aksime Malik, kursun geçirmez zırha benzeyen gardını hiç indirmiyordu. O savaşı kazanmak değil, direkt savaşı bitirmek istiyordu. Savaş meydanında kimse kalmasın istiyordu.
Tüm yaralılar, gaziler, şehitler ve caniler katıldığımız o savaşta mağlup olalım istiyordu. Sonumuz savaşın kendisi olsun istiyordu. Kazanan ve kaybeden arasındaki dengenin kırılmasını istiyordu. Savaşlar başka nasıl son bulurdu?
"Kim bu Malik?" diye tekrar sordu Yalçın. Gözleri itinayla Malik'te dolanıyordu. "Yaralanmışsın."
"Bir kaza oldu," dedi Malik umursamaz bir tavırla. "Bununla bir ilgisi yok, biri sana şaka yapmış olmalı."
"Malik..." diye konuştu Yalçın. Yüzünde beni kandırmaya çalışma artık der gibi bir ifade belirmişti. "Artık anlatmanın zamanı gelmedi mi?"
"Gelmedi ve asla gelmeyecek." Elindeki kâğıdı ona geri uzattı. Gözlerim hala kağıttaydı. Kim yapmıştı bunu? Biri yardım mı etmeye çalışıyordu yoksa sırlarımızı ortaya mı çıkarıyordu?
'Sırlarımız?' diye sordu iç sesim. Malik ile benim sırrımız, sırlarımız.
Yalçın onu ittirerek yorgun bedenini içeri attı. "Çekil o zaman, akla karayı seçtim saatlerdir." Malik'i kolayca ittirerek salona girdi. İçeri girdiğinde bir an adımları durdu. "Len!" dedi sevecen bir sesle. "Bu minik de kim?" Tesa'yı böyle sevmesini beklemiyordum. Yanına ilerlerdim. Malik arkamızda kalmıştı. "Adı Tesadüf, kısaca Tesa diyoruz," dediğimde Tesa'yı çoktan kaldırmış bakışıyorlardı.
"Naber güzellik?" diye konuşmaya başlayınca durup onları izledim. Tesa yerinde durmadan kıpırdanıp havlıyordu. Çok sevmiş gibiyi Yalçın'ı. "Dur, dur sakin ol şampiyon," derken koltuğa oturdu Yalçın. Tesa kucağında pır dönüyordu şimdi, sanırsın kıçına pervane takılmıştı. Beni böyle sevmiyordu.
'Kıskaaanç!'
Kıskandım.
Hatta bana çok nadir yaptığı öpücüklerinden -yalama- bir sürü veriyordu şimdi Yalçın'a. Yalçın da halinden pek memnundu. Ağır adımlarla içeri girerek karşılarında ki koltuğa oturdum. Tesa bana hiç pas vermedi.
'Satış.'
Yalçın kısa bir an etrafa baktı. Ela gözleri Malik'i aramış olmalıydı. Sahi o neredeydi? Gelmemişti yanımıza.
Yalçın, Tesa'yı yere koydu. Öne doğru hafifçe eğildi. "Hüray," dedi yumuşak bir sesle. "Neler oldu? Bana anlatabilir misin?" Onun ne kadar nazik ve iyi biri olduğunu biliyordum. Ağzımı aramaya bile çalışmıyordu. Açık açık soruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞKÜNLER VATANI
Teen Fiction✺ Düşmüştüm. Düşürülmüştüm. Bu fena bir düşüştü. Sığındığım yerden düşmüştüm buraya, yeryüzünün baht karası, Dört yanımda beni düşüren ordunun yalan dolu kuşatması, Bakın! İşte orada, düştüğüm yer hala belli dizlerimde kabuklu damgası, İzleyin...