🌙
Düşkünler Vatanı 1K oldu!!!! 🧿🥺
Okuyan herkese teşekkürler... ❤️
Ve evde yine tamirat-tadilat, kafam çok güzel. Zorlandığım uzun bir bölüm daha... Umarım beğenirsiniz. ☺️
İyi okumalar! 👻
🌙
Bölüm şarkısı: Billie Eilish – Everything I Wanted
28.03.21 ()
9. BÖLÜM: "AHDE VEFA"
🌙
Yaralarımızı gösterdiğimizde, iyileşmesi için zaman bile vermediğimiz, iyileşmeyen yaralarımız varken neden insanlara gösteririz onları?
Neden birinin görmesine ihtiyaç duyarız ki?
Artık dokuz değildim, on dokuz olmuştum. Yaralarım büyümüştü benimle.
On dokuz yıldır iyileşmeyen bir yaranın yerini neden gösterir ki insan?
Çünkü hayata yargılar yön verir. Yargılayan gözler, düşünceler, insanlar, bunlar hayatına yön verir çoğu zaman. Herkes yargıç rolünü oynamaya da, acımasızca cezalar vermeye çok hevesli.
Yargılar, yaralarını görmeden gitmezler. Yargılar neden koşmadığını, neden ilerlemediğini sorup dururlar. Yargılardan korkuyorum.
Hayatımız yargılarla şekillenir. Gördüğümüz her şey bizim için görünenden, etten ve kemikten ibarettir. Daha fazlası için düşünmeyiz. Daha fazlasını kaldıramayız.
Daha fazlası olmadığını düşünmek bizi iyi hissettirir. Açgözlü insanlık için oldukça sıra dışı bir özellikti bu.
Oysa birinin gözlerinde ki ifadenin aslı bambaşkadır çoğu zaman. Gülümseyen bir yüzün ardında, o gülüşü yaratan onlarca gözyaşı vardır. O kadar ağlamıştır ki, gülümsemek ağlamanın bir parçası haline gelmiştir.
Bir aynadan bakınca ruhunuzu görebilir misiniz?
İşte yaraları da sadece dünya gözüyle göremezsiniz.
Yargılar incitir, en az yaralar kadar. Yargılar acımasızdır, en az yaralayanlar kadar.
Malik'in beni görememesinin sebebi de yargısıydı belki de. Görmek istemiyor muydu bendeki diğer anlamları? Ya da gerçekten göremiyor muydu?
Yüzümde hayret dolu bir hayal kırıklığı ile onun çekik gözlerine bakıyordum. Göz kapaklarının çizgisi, kirpiklerinin elmacıklarına düşen gölgesi, çattığı kaşlarının yarattığı kırışıklıklar hepsi bir ressamın fırçasından çıkmış gibiydi.
Gerçek fakat bir o kadar acı verici.
"Böyle mi düşünüyorsun?" diye fısıldadım. Sesimde gizli bir pişmanlık vardı. En büyük acımı anlattığım insan, beni yanlış anlamıştı.
"Böyle olduğunu biliyorum," dedi yüzündeki sert ifadeyi bozmadan. Gözlerimi gözlerinden kaçırdım. Yüzümde hissettiğim derin bakışlarını da alarak salondan çıktı. Sertçe çarpan kapı sesini duyduğumda irkildim. Parmaklarımı birbirine kenetledim. Kendime fısıldadım usulca.
"Ziyanı yok."
Ziyanı yok."Beni anlamasına gerek yok. "
Ona anlatmama gerek yok.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞKÜNLER VATANI
Novela Juvenil✺ Düşmüştüm. Düşürülmüştüm. Bu fena bir düşüştü. Sığındığım yerden düşmüştüm buraya, yeryüzünün baht karası, Dört yanımda beni düşüren ordunun yalan dolu kuşatması, Bakın! İşte orada, düştüğüm yer hala belli dizlerimde kabuklu damgası, İzleyin...