09.06.21
15. BÖLÜM: "ÇIKMAZ"
Bölüm şarkısı:
Yüksek Sadakat – Belki Üstümüzden Bir Kuş Geçer
İYİ OKUMALAR! (Lanetli bölüm...) 👻🙃
✺✺✺
Kimse acıyla baş etmenin yolunu bilmiyor aslında. Bazı insanlar acı çekmekten korkuyor, göstermekten ise nefret ediyor. Oysa insanlığın varoluşundan bu yana acı hep içimizde, açılmayı bekleyen bir sandıkta saklı.
İçi acı dolu bir sandık.
Kim bilir kilidi nerede?
Kim bilir ne zaman açılacak?
Benimki doğduğum gün açılmış. Kilidi kırılmış. Kim kırmış belli değil.
Yatakta uyuyan kadının hastalıklı yüzü bana geçmişimi önüme seriyordu. Geçmiş acı doluydu, kayıplarla doluydu. Benim geçmişim. Benim geçmişimden, bir kadın, bir adam ve bir dost yatıyordu.
Geçmiş beyaz çarşafların içinde uyuyordu sessizce, beyaz çarşaflarla sarılı; mavi bir kadın, sarı bir adam beyaz bir dost.
Geçmişim geleceğin lekesi, beyaz çarşafın çıkmayan inatçı lekesi. Geleceğim beyaz bir çarşafsa, geçmişim bir lekeden başka bir şey olamazdı.
Şimdi düşünüyorum da ne çok şey biriktiriyor insan. Ne çok şey saklıyor... Acıdan başka kaç duyguyu sahiplenmek zorunda kalıyoruz, saymakla bitmez. İnsan olmak böyle bir şeydi sanırım; hissetmek, yüreğinle.
Hastane odasını aratmayan bu aydınlık ve ilaç kokan odada aslında üç kişiden fazlaydık. Hepimizin ardında eşantiyon adıyla taşıdığımız benliklerimiz vardı. Hepimiz parçalanmıştık.
Acı, insanı parçalar.
Ve o parçalar, gün gelir seni yaralar.
Gözlerimi ihtiyatla Malik' e çevirdim. Oturduğu yerde, dirseklerini dizlerine yaslamış dikkatle süzüyordu kadını. Kadın kimdi? Saçlarına dikkatli bakınca kar yağmış gibi göründüğünü fark ettim. Yüzündeki kırışıklıklar zamana yeniş düşmüş olmanın değil de acıya katlanmanın verdiği çizgilere benziyordu. Malik'le ne ilgisi vardı? Annesi olmadığını düşünüyordum çünkü daha önce aramıştı annesi bizzat. Bu hastaneden farkı olmayan –sanırım bakım merkezi- yerden araması da imkansız değildi. Yoksa annesi miydi? Malik'in yanına yürüdüm. Çekik gözlerinin derinlerinde bir keder denizi vardı, içine düşersem boğulurdum.
Bir süre sessiz kaldık. Kapıdan hemşire kılıklı bir kadın girdiğinde bizi görünce duraksadı. "Malik Bey, hoş geldiniz," diyerek kadının yanına yürüdü.
"Durumu nasıl?" diye sordu Malik. Yüz ifadesini düz tutmak onun için basit olmalıydı. Ne hissettiğini anlamıyordum. Ama koyu kahvelerinde derinliği artan boşluklar görüyordum. Gözleri hissettiklerini saklamak konusunda acemiydi.
Hemşire, kadının serumunu çıkarırken gözlerini bir an bize çevirdi. "Şimdi daha iyi, krizler nüksediyor bir haftadır." Malik başını salladı. Ayaklandı. "Size emanet ediyorum," derken çıkmak için yürümeye başladı. Hemşire konuştu. "Sizi görse çok mutlu olurdu, uyanmasını bekleyemez misiniz?" Gözlerim yataktaki kadından Malik'e uzandı. Yüzü ifadesizdi yine. Ne düşünüyorsun anlatsana. Ben anlarım, anlamazsam bile hissederim.
"Beni asıl şimdi görmese daha iyi olur, tekrar geleceğim," der demez kapıdan çıktı. Hemşireyle bir süre bakıştık ardından yataktaki kadına son bir kez bakarak bende Malik'in peşinden çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞKÜNLER VATANI
Fiksi Remaja✺ Düşmüştüm. Düşürülmüştüm. Bu fena bir düşüştü. Sığındığım yerden düşmüştüm buraya, yeryüzünün baht karası, Dört yanımda beni düşüren ordunun yalan dolu kuşatması, Bakın! İşte orada, düştüğüm yer hala belli dizlerimde kabuklu damgası, İzleyin...