09.05.22
***
DÜŞKÜNLER VATANI – 22. BÖLÜM: "TUZAK"
Red- Pieces
Paloma Faith – Only Love Hurt Like This
Aksel – Özgürlüğe Çok Düşkün Ruhum (Bizimkilerin şarkısını buldum galiba)
***
Uzuuun zaman oldu. Ama pes etmiyoruz. (:
Şimdi yayımlıyorum çünkü işim var, gelince kalan düzenlemeleri yapacağım.
İyi Okumalar! 👻
***
Bu acı çok tanıdık. Bu his, bu an çok tanıdık. Çok aşinayım. Eski bir gazete kupüründen siyah beyaz bir fotoğraf kadar net, melodileri nükseden bir plak kadar tiz.
Korkunun bir melodisi bu, üstelik yine çok tanıdık. Bu korkuyu da bu acıyı da hatırlıyorum.
Acının başka bir lehçesini konuşur gibiyim sukuta boğularak.
Zamana tutunamıyorum artık, zaman beni sarkacının ucuna bağlamıştı, asılıyordum. Yabani bir sessizlik ve zamanın asi tik taklarının arasındaki o incecik mesafede mahsur kalmış olmalıydım. Zira bunun başka bir açıklaması olamazdı. Bu ikilem, zihnimi delirtmeye çalışıyordu.
Mete'nin cansız gözüken elini avucuma aldığımda panikten titriyordum, nabzım kulaklarımdaydı. "Mete?" diye seslendim. Yanağındaki elim, hissiyatını yitirmişti. Teni ne sıcaktı ne soğuk ne de ılıktı, hissedemiyordum.
Onun kapalı göz kapakları, uyuyormuş gibi bir görüntü veriyor olsa da bunun korkutucu başka bir yönü vardı. "Mete?" Sesim yok gibi, kimsenin duymadığı bir çığlık.
Avucumda sıkı sıkı kavradığım eli, uyandırmaya çalışıyordum hayata tutunsun diye. Hisler bir bomba etkisi yaratarak dağlandılar. Mete'nin teni bir zemheri kadar soğuktu, gözlerindeki haylaz pırıltılar karanlığa karışmış çoktan.
'Yeniden gerçekleşiyor,' diye fısıldadı ruh parçası. 'Yine aynısı oluyor.'
Yine aynısı olmayacaktı ki... Olamazdı!
Yardım dilenircesine etrafıma bakındım, kalabalığın ortasında sanki bir gösteri sergiliyormuşuz gibi tüm gözler üzerimizdeydi. Hepsinin yüzünde aç bakışlar vardı, meraklı ve aç bakışlar. Ürkütücü.
Kimse yardım etmeyecekti.
Kimse yoktu. O zamanlardaki gibi, kimse yok.
'Kimse yok.'
Soğuk bir merdivende oturuyorum tek başıma, buz misali tenimi ısıtan iki şey var yalnızca; biri parmaklarımın arasında ki sigara, diğeri yüreğimdeki kanayan yara. Üşüdüğümü hatırlıyorum ve oradan oraya koşan yalnız bir civcivi izliyorum ruhsuzca. Saçlarım zemheri soğuğunda savruluyor, yüzüme çarpıyor ve bu keskin bir hançer gibi deşiyor tenimi.
Fakat kabulleniyorum bu işkenceyi zira unutmam gerek. Alışmam gerek bu acıya.
Az evvel soğuk bir el tutmamışım gibi alışmaya çalışıyorum.
O zaman da aynısı olmuştu, kaç kere olmuştu... Şimdi olamazdı.
Olması için çok erkendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞKÜNLER VATANI
Fiksi Remaja✺ Düşmüştüm. Düşürülmüştüm. Bu fena bir düşüştü. Sığındığım yerden düşmüştüm buraya, yeryüzünün baht karası, Dört yanımda beni düşüren ordunun yalan dolu kuşatması, Bakın! İşte orada, düştüğüm yer hala belli dizlerimde kabuklu damgası, İzleyin...