27.01.23
Marstan – Sır <3
Falling in Reversa – Popular Monster
***
İYİ OKUMALAR!!
DÜŞKÜNLER VATANI – 24. BÖLÜM: "YALAN VE SIR"***
Kaçmak fiziksel bir eylemden daha fazlasıdır. Kaçmak istemeyi doğuran bütün nedenler öncelikle kör bir zihinde döllenir, bazen korku tarafından bazense tehlike tarafından. Ve korkuyla yönetilen her zihin, kendi kaçışını sabote eder.
Ben yine kaçıyordum.
Biz yine de kaçıyorduk.
Düşününce biz hep kaçıyorduk, her şeyden kaçıyorduk.
Arkamızda gerçeklerden bir ordu, ellerinde yanan meşaleler ve yüzlerinde siyah maskeleriyle bizi kovalıyor, biz kaçıyorduk. Benim kaçtığım buydu işte, gerçek.
Samet kalender. Babam.
Ona bu hitabı yakıştırmaya başlayalı çok olmamışken henüz birkaç günlük bir yeni doğan bebek olan bu kelime, dilime hiç uyum sağlamıyordu. Baba, yabancı bir dildi. O bende hep Çağlar'ın babası olarak yer edinmişti. Sahiplenmeye korktuğum insanlardan yalnızca biriydi.
Karşımdaydı.
Az evvel birkaç saniyeliğine tam karşımdaydı. Bunca yıldır bizi bir araya getirmeyen kader, o an getirmeyi seçmişti. İkimizden birinin orada olmaması gerekmiyor muydu? Yoksa tüm bunlar beni dehşete sürükleyen bir sanrıdan mı ibaretti?
Samet Kalender oradaydı.
Gözlerini gördüm.
Her kaçışın kurtuluşa ulaşmasının neredeyse imkânsız olduğu kaderim, beni şaşırtmaya devam ediyordu.
'Baban oradaydı,' diye fısıldadı ruh parçası. En az benim kadar dehşete sürüklenmişti. 'Ama neden?' sorusunu duymazdan geldim.
Peşinde olduğum bir şeyin hemen yanı başındaydı.
Babam olacak adam oradaydı.
O an bir karar verdim, soluklarım birbiriyle ölümüne yarışırken, buz gibi bedenim Malik'in sıcak bedeninde erirken kararımı çoktan verdim. Doğru olduğuna inandığım kararıma sadık kalacaktım.
Hayır, kimseyi görmemiştim. Malik de görmeyecek ve bilmeyecekti.
Bedenimi sıkıca kavrayan o güçlü eller olmasa harekete geçecek gücü kendimde bulamayacağım belki de. Malik'in sırtımı saklayan göğsüne yaslandım, içim burkuldu. Yalan söylemek zorunda kalacaktım. Ona yalan söyleyecektim.
'Yalancı,' diye mırıldandı ruh parçası. 'Yalancısın.'
Nabzımı kulaklarımı sağır edecek bir gürültüde attırıyordu kalbim. Ben ne yapıyordum? Neden buz kütlesine dönüşmüştüm ki? Ne görmüştüm?
Hiçbir şeyi...
Hiç kimseyi...
En çok ben bu yalana inanmak istiyordum.
Malik'in önüme geçtiğini, konuştuğunu bir şeyler söylediğini biliyordum ama uğuldayan kulaklarım engel oluyordu duymama. Ne diyordu?
Gözlerim dudaklarına takıldı. Hüray. Adımı söylüyordu. Beni sarstığında su yüzüne aniden çıkmış gibi derin bir soluk aldım. "Seni gördüler mi?" Diye sordu telaşla. Telaşının sebebi neydi? "Seni gördüler mi?" Diye fısıldadı. Gözlerinin derinliklerinde bir şey saklıydı, biliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞKÜNLER VATANI
Fiksi Remaja✺ Düşmüştüm. Düşürülmüştüm. Bu fena bir düşüştü. Sığındığım yerden düşmüştüm buraya, yeryüzünün baht karası, Dört yanımda beni düşüren ordunun yalan dolu kuşatması, Bakın! İşte orada, düştüğüm yer hala belli dizlerimde kabuklu damgası, İzleyin...