7. BÖLÜM: "UNUTULMAZ"8 Mart Dünya Kadınlar Günü'müzü kutluyorum. Ama bana göre bizi bir güne sığdıramazlar! ❤️💜🖤
Ve İyi okumalar! 👻
🌙
Bölüm Şarkısı: Sufjan Stevens – Visions od Gideon
07.03.21 – 23:59 (Kardeşim bilgisayardan kalkmadı. O yüzden yayın tarihi ve saati aslında bu. Değiştirmiyorum.)
🌙
Benim geçmişimin ilk çeyrekliği sisliydi, belirsiz.
Varlığından şüphe ettiren, doğruluğunu sorguladığım anılarım hatta hafızamdan tamamen silinmiş olanlar bile vardı. Bu yüzden eksiktim.
Anılardan tamamen arınmış bir zihne sahip olmak. Öylece yitip gitmek, ziyan olmak demekti bana göre.
Kötüyü unutmak bende huy olsa da asla gerçekten unutmadığımın bilinciyle yaşamayı iyi biliyordum.
Anılar yoksa insan yoktur.
Bunun adı, unutulmazlık yasasıydı.
Bu yüzden Dila çok şanslıydı, Amine çok şanslıydı. Onlar başka ruhlar tarafından unutulmamak üzere zihinlere anıların oluşturduğu iplerle ince ince nakış edilmişlerdi.
Ben ne olursa olsun Amine'yi unutamazdım mesela.
Onlar unutulmaz olanlardı.
Bu sebeple Çağlar'ı anladığımı söylersem yalan söylemiş sayılırdım. Çağlar'ın acısını göremediğimden bahsetmiyorum. Onun acısını hissetmekten bahsediyordum.
Onun anılarına girmek, anılarının içinden geçmişiyle şekillenmiş dünyasında doğurmaktan bahsediyorum.
Onun anılarla işlediği deseni anlayabilmekten bahsediyorum. Bu desenler her insana özgüdü, parmak izleri misali.
Elimde Çağlar'ın annesine sarılmışken çekilmiş bir çerçeve tutuyordum. Dila'nın yeşil gözlerinde saf sevgi, merhamet yeşermişti. Biri tarafından böyle sevgiyle bakılmak nasıl bir histir bilemediğim için Çağlar'ın kaybını anlamam mümkün değildi. Sadece görebilirdim.
Çağlar'ı hiç gülerken görmemiştim. Ama elimde güldüğüne dair bir kanıt vardı. İstemsizce güldüm, onların bana doğru yayılan samimi enerjileri bunu sağlamıştı. Dila'nın siyah saçları arkada toplanmıştı, yüzünde ki kırışıklıklar yaşının olgunluğunu belirtir gibiydi.
Çerçeveyi diğerlerinin yanına, yerine geri yerleştirdim. Parmaklarım dikkatliydi, zarar vermek istemiyordum.
Akşam yemeğine indiğimde Çağlar ve babası hararetli bir sohbetin içindeydiler. Geldiğimi fark etmediler bile.
"Bu proje için onlarla çalışmak istemiyorum, çok ciddi bir yatırım yapıyoruz. Böyle küçük bir şirkete güvenemeyiz," diye konuştu yüzünde ciddiyet dolu bir ifade ile.
"Küçük olması başaramayacağı anlamına gelmiyor. Ben uygun buldum, gereken sözleşmeyi hazırlat. Yakında anlaşma yapılacak," Samet'in sesi itiraz istemiyorum der gibiydi.
Çağlar ikna etmeye çalışır gibi, "Baba, çok acemice bir adım olur bu. Bırak ben karar vereyim, daha iyisini," dediğinde Samet elini kaldırdı. "Ne diyorsam o olacak. Daha fazla tartışma benimle, şirket benim şirketim."
Gözlerim Çağlar'ın donuklaşan yeşillerine kaydı, elindeki çatalı sıktığında parmak boğumları beyazladı. Ona baktığımı fark etti ve bana döndü, bakışlarımı tabağıma indirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞKÜNLER VATANI
Novela Juvenil✺ Düşmüştüm. Düşürülmüştüm. Bu fena bir düşüştü. Sığındığım yerden düşmüştüm buraya, yeryüzünün baht karası, Dört yanımda beni düşüren ordunun yalan dolu kuşatması, Bakın! İşte orada, düştüğüm yer hala belli dizlerimde kabuklu damgası, İzleyin...