10.07.21
16. BÖLÜM: "KARANLIK"
Bölüm Şarkısı:
Pim Stones – Chaos In The Jungle
Uzuuun bir aradan sonra yeniden bir aradayız. ☺️Artık hikaye bambaşka bir boyut kazanacak bu bölümden sonra. Çok büyük şeyler olacak. Bekleyin ve okuyun. Bu bir ay boyunca kurguda önemli düzeltmeler yaptım. Ve yapacağım. En yakın zamanda 1-2-3-4 bölümlerinde değişim olacak.
İYİ OKUMALAR!👻
✺✺✺
Başkalarının ruhumuza verdiği zararları öyle çok umursuyorduk ki bu defa da kendi ruhumuza verdiğimiz azabı görmezden geliyorduk.
Bizi en çok yaralayanlar yine kendi benliğimiz değil miydi?
Kendimizi layık gördüğümüz konuma itmek bizim kararlarımızın eseriydi. Mete'nin bunu yaptığını gördüğümde onun için endişe sellerine kapıldım. Ne olacaktı bu hali? Bir zamanlar içine hapsolduğum karanlık şimdi onu ele geçirmişti.
Onunla aramda büyümeye devam eden bu dostluk beni daha çok endişeye itiyordu.
Mete acı çekiyordu ve bunu bizzat kendisi yapıyordu.
"Hüray?" diye seslenen Gonca ile hemen arkam çevirdim başımı. "Ne yapıyorsun burada? Seni arıyorduk." Koridorun ucunda durmuş anlamaya çalışan bir ifadeyle beni süzüyordu.
Acaba yüz ifadem de ne vardı? "Yolu karıştırdım," diye yalan uydurdum, yolunu karıştıranın Mete olduğunu bilmeme rağmen. "Çimen iyi mi?" Ona doğru yürürken başını salladı. "O pek dayanıklı değildir, birkaç saate bir şeyi kalmaz."
O da çok dayanıklı gibi değildi. Ama kendini toparlamış gibi bir hali vardı. "İyi misin sen?" diye sordum yürürken dengesini şaşırarak düşecek gibi olduğunda. "İyiyim, topuklular zorluyor beni." Sesi uykulu çıkıyordu. "Tutun bana, lavaboya götüreyim seni."
"Sağ ol," dedi durgun bir sesle. Beline sarılmama izin verdi ve bedenini biraz bana doğru yasladı. Onunla lavaboya girdiğimizde içeride makyaj tazeleyen birkaç kız vardı. Kızlar bizi görünce birbirleriyle bakışarak güldüler. "Aaa... Gonca sen misin?"
Gonca yerdeki küçük mavi gözlerini kaldırdığında kızları görünce ifadesini yarıp geçen bir şaşkınlık görür gibi oldum. "Cidden sensin!" Platin saçlı kız uzun bacaklarıyla birkaç adım attı. "Burada karşılaşacağımızı kim bilirdi ki?"
"Evet, tesadüf," diye mırıldandı Gonca lavaboya doğru yürüyerek. Ellerini musluğun altına yerleştirerek yıkamaya başladı. Kızlar bakıştı. Garip bir hava vardı ortamda. "Liseden beri hiç görmedik seni... Ortadan kayboldun. Arkadaşlığımız bozuldu."
Gonca ona aynadan bir bakış attı. İçi boş bir bakıştı bu. "Karşılaşmamız gerekiyordu belki de." Kızlar tekrar bakıştılar. Daha sonra içlerinden birinin telefonu çaldığında telefonunu açarak kapıdan çıktı. Kızlar da onun peşinden çıkarken bana kısaca baktılar.
Gonca yüzünü de avuç dolusu su ile yıkarken bende sırtımı duvar yasladım. Nedense yorgunluk çökmüştü üzerime. Mete'nin saklamam için verdiği sırrın ağırlığı olabilir miydi?
Gonca ile lavabodan çıkarak sarhoş kalabalığın içine girdik. Herkes masada oturuyordu. Bir tek Çimen başını masaya yaslamış uyukluyordu. Malik elindeki viski bardağıyla etrafı kolaçan ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞKÜNLER VATANI
Teen Fiction✺ Düşmüştüm. Düşürülmüştüm. Bu fena bir düşüştü. Sığındığım yerden düşmüştüm buraya, yeryüzünün baht karası, Dört yanımda beni düşüren ordunun yalan dolu kuşatması, Bakın! İşte orada, düştüğüm yer hala belli dizlerimde kabuklu damgası, İzleyin...