3.5

2.4K 250 372
                                    


all the stars are closer|

jimin bize geleli iki hafta olmuştu. bu süreç içinde kendine küçük bir ev bulmuş, yerleşmişti. aslında bizimle kalmasını teklif etmiştik ama o internetten ev arkadaşı ilanlarına bakmış, güvenilir olanlarlarla görüşmüştü. en son birinde karar kılıp bize haber vermişti.

neyse ki bizim eve fazla uzak değildi, sürekli minji için gidiş geliş yaparken zorlanırdı öbür türlü. jimin zaten tatlı bir çocuktu ve şeytan tüyü vardı. minji ona hemen alışmıştı. bazen kendimi onları kıskanırken bulup kendime kızıyordum. yine de bilmiyorum, garip bir ebeveynlik duygusu gelişmişti içimde.

minji'nin bir bakıcısı olunca yoongi büyük bir hızla işlerine dönmüştü, çoğu şeyle ilgilenemediği için çok fazla çalışıyordu. o kadar olaydan sonra daniel ile çalışmaya dönecek olmak biraz üzmüştü beni. sonra yoongi tahmin ettiğim üzere arkadaşının yanında bir iş ayarlamıştı bana.

yeni patronum jaebeom garip biriydi. bir patron gibi giyinmiyor, davranmıyordu. gevşek bir insandı ama işlerini de yürütüyordu, ilginçti. yoongi'nin bir parmağı var mıydı emin değildim ama hem maaşım gereksiz yüksek, hem de yaptığım iş önceki iş yerimden azdı. yine de sesimi çıkarmıyordum çünkü patronumun vereceği maaşa da ben karışamazdım.

yoongi ile ilişkimiz ise çıkmazdaydı. birlikte güzel şeyler paylaşmıştık, artık ikimizin hislerinden de emindim. hatta bazen yoongi daha fazla sevgisini gösteriyormuş gibi hissedip üzülüyordum ama elimden geldiğince ben de ona gösteriyordum.

ne bileyim, işten döndüğü zaman, ya da çalışma odasına fazla zaman geçirdiğinde gidip masaj yapıyordum. masajımı genel olarak insanlar överdi ve yoongi de müptelası olmuştu. yorgun olmasa bile yaptırıyordu bazen. ona tatlılar yapıyordum, sakallarını bazen ben traş ediyordum. onun benimle ilgilenmesini sevdiğim kadar ben de onunla ilgilenmeyi seviyordum.

artık ikimizin de inkar etmediği bir gerçek vardı; fena halde yanıyorduk birbirimiz için. bir metreden fazla yaklaştığımızda ortam sıcaklaşıyor ve tenlerimiz birbirine dolanmak için can atıyordu.

ama bir türlü yalnız kalamıyorduk işte, minji bazı geceler misafirimiz oluyordu, gündüzleri zaten biz çalışıyorduk ve haftasonları da minji ile jimin yakamızı bırakmıyordu. alışmaları için zaten yanlarında bolca bulunuyorduk.

içimde sönmeyen bir ateş de olsa bir yandan korkuyordum. daha önce hiç o kadar ileriye giden bir ilişkim olmamıştı. en fazla sevgililerimle ön sevişme dediğimiz o kısmı yapmıştım. ilerisi için aşık olduğum adamı bekliyordum ve şimdi benden önce hetero olduğunu iddia eden, bir erkekle ilişkiye girmemiş bir adamla yakınlaşıyordum.

yoongi küçük yakınlaşmalarımızda hiç olmadığı kadar sert bir ruh haline bürünüyordu. yatakta nasıl olacağını hayal bile edemiyordum. jimin'den bu durumun nasıl acılı olduğuna dair bilgiler almıştım ama acı konusunda partnerin de çok önemli olduğunu söylemişti.

ama zaten öyle bir ortam olmuyordu.

eve ilk geldiğim halinden üç oda değişmişti. biri minji'nin yatak odası, biri oyun odası, biri de biz ve arkadaşlarımız için yataklı bir sinema odasına çevrilmişti. yoongi'nin imkanlarını her gördüğümde apışıp kalıyordum, ben mi ciddi anlamda fakirdim, o mu ciddi anlamda zengindi?

ikisi de.

ve şimdi uzun süredir ilk defa evde sadece ben ve yoongi vardı. bir cumartesi gününde, öğlene kadar uyumuş olmanın ve yatağıma kadar gelen kahvaltımın keyifiyle yoongi'yi çiziyordum. o çalışma odasında bir online toplantıya katılmıştı.

milion dollar man | sope✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin