4.8

1.6K 200 196
                                    


yorum istermişim😳🤭🤭🥲😌



bütün gün yoongi'den uzak kalışımdan olsa gerek biraz huzursuzdum. jimin'e izin vermiştim. tüm gün minji ile baş başa vakit geçirmiştik, oynamadığımız oyun kalmamıştı ve ikimiz de yorgunluktan bitap düşmüştük. büyük koltukta uzanıyordum, üstümde de minji vardı ve yan bir şekilde yatarak televizyondaki çizgi filmi izliyordu. arada ben de bakıyordum çünkü çizgi film izlemek eğlenceliydi.

ama yoongi'yi biraz daha görmezsem çıldıracak gibi hissediyordum. yoongi sosyal medyasında ayrılma haberlerimizin yalan olduğuna dair bir gönderi paylaşmıştı, bay min sürekli arayarak beni taciz ediyordu ama hiçbirini cevaplamamıştım. gün ortasında da bu aramalar kesilmişti, muhtemelen yoongi ile konuşmuşlardı. bu işten başarılı bir şekilde sıyrılmış olmamız belki de en büyük şanslarımızdan biriydi, yoongi psikolojik sorunlar yaşarken bir de böyle büyük bir şeyle baş edemezdi.

benim de artık işe dönmem gerekiyordu, jaebeom'un iyi niyetini fazla suistimal etmiştik, ben böyle bir insan değildim ve hemen yarın işime dönmek istiyordum. hem böyle olunca kendimi işe yaramaz hissediyordum, kendi paramı kazanmam gerekiyordu. ama yine de eşimin araba jestine daha fazla karşı çıkamayacaktım, o kadar param olsa ben de yoongi'ye, sevdiklerime habire hediye alırdım.

"hoseok baba?"

minji'nin tatlı sesi, anında kafamın içinden çıkıp gerçek dünyaya adım atmamı sağladı. tek bir sözü bile emir mahiyetindeydi.

"efendim aşkım?"

göğsümde yatan başını kaldırdı ve minik gözlerini bana dikti. "hani bana kedi alacaktık? vazgeçtiniz ve bana söylemediniz mi?"

olan bitenden sonra kedi tamamen aklımdan çıkmıştı. kendimi suçlu hissettim. minik kızıma ümit verip tamamen unutmuştum. bir an önce internetteki hayvan sahiplendirme sitelerine bakmalıydım. yavru alsak güzel olabilirdi, minji ile birlikte büyürlerdi.

"tabii ki vazgeçmedik güzelim, fırsatımız olmadı sadece. ama merak etme, en kısa sürede sana kedi bir arkadaş getireceğiz."

minji üstümde tırmanmış, yanağıma kocaman bir öpücük kondurmuştu, sırıttım. "çok heyecanlandım! biliyor musun hoşik? anneciğim, dayıcığımı kedi diye severdi. kedimiz dayıma benzesin yani, olur mu?"

minji'nin gözlerimin önünde zamanla güçlenmesi inanılmaz bir duygu veriyordu içime. önceden anne kelimesini ağzına alır almaz ağlayan kız şimdi buruk bir gülümsemeyle bahsedebiliyordu. ona doğru düzgün yardımcı olabildiğimizi hissetmek güzeldi. psikoloğunun katkısı da büyüktü tabii, minji ondan bahsederken hep gülümserdi.

"dayına söyleme ama ben de onu kediye benzetiyorum. olur tabii yani güzelim, seçme şansımız olursa sana da gösteririm."

minji teşekkür edip minik kolunu boynuma sardı. gözlerini benden çekip odağını tekrar çizgi filme verdi. izlediği çizgi filmlerin kötü içerikli olmamasına dikkat ediyorduk, bu yaştaki çocuklar her şeyden etkilenebilirdi.

anahtar sesine eşlik eden dış kapının açılma sesi kalbimin heyecanla kıpırdamasına sebep oldu. minji'yi dikkatlice koltuğa bıraktım ve koşar adımlarla salondan çıkıp girişe ilerledim. kabanını çıkarmış, pormantoya asan yoongi'nin yanına ulaştığım gibi sarıldım. bir anlık irkilse de beline sardığım ellerimi tuttu. vücudunda bir gerginlik sezdim, muhtemelen babasıyla konuşması pek de hoş geçmemişti.

"gi, çok özledim seni." bugün içimde ekstra bir sevgi vardı, yoongi'yi düşünürken bile duygulanıyordum. her yerini öpüp koklamak istiyordum.

milion dollar man | sope✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin