milion dollar man | sope✓

3.6(m)

eveeet geldik o bölüme, bölümü okuyup da yorum atmayan, fikir belirtmeyenlere çok üzüleceğimi belirtmek isterim, dilenci değilim ama bir yorum????

2000 kelime, önceki bölümle beraber 3000, kollarım ağrıdı😔😔😔 biraz şımarmayayım mı????

o zaman, hold tight for this ride🤭🤭😘 şarkımızı da açalım, misss

doja cat, sza - kiss me more

fakat dudaklarını benimkilerin üzerinde olmasına ihtiyacım var.

bebeğim, sarıl bana çünkü dalıp gidişine bitiyorum.

tadını çok sevdim, hepsini dilimde istiyorum.

beni biraz daha öper misin?

yoongi gittiğinden beri masamdaki aletle bakışıyordum. kaç dakika geçmişti bilmiyordum ama öylece ayakta dikiliyordum. ne yapmam gerektiğini kestirememekle beraber zihnim tamamen kirli düşüncelerle dolmuştu. o aleti taktıktan sonra uyarılacağımım farkındaydım, eğer uyarılmanın sonucunda bir yere varamazsam acı çekecektim. ya da ağlayarak kendimi çekecektim, bilmiyorum.

yine de yoongi'nin aklında planlar var gibiydi. o aptal iddiadan beri bu anları kurguluyor olduğunu hissetmiştim. artık ona güvenmek istiyordum. vücudum ihtiyaç duyuyordu onun dokunuşlarına.

elim çekinerek alete gittiğinde bir anlığına vazgeçecek gibi oldum ama elime almayı başarmıştım. aleti yavaşça şortuma yaklaştırdım. deli gibi korkuyordum. ama bu korku ilginç bir şekilde zevk veriyordu.

önce şortumun ve çamaşırımın lastiğini kaldırarak aleti uzunluğuma yerleştirdim, ardından kumandasına basarak çalıştırdım. titremeyi hisseder hissetmez dudağımı ısırmıştım. çünkü zaten uzun süredir yoongi için biriken arzularım vardı ve bu uyarılma artık son noktaya gelişimi sağlamıştı. iyi şeyler yaşanmayacaktı.

titreşimi en düşük seviyeye getirip elimdeki lastikleri serbest bıraktım. biraz titremelere alıştığımda adımlarımı atmaya başladım. ama her adım atışımda sıkılaşan çamaşırım, aletin baskısını arttırmış ve ağzımdan kısık bir inlemenin çıkmasına sebep olmuştu.

adımlarımın mesafelerini azaltıp küçük küçük yürümeye başladım ve odadan çıktım. merdivenlerden inmek bir zulüm gibi gelse de sinema odasına ulaşabilmek için bunu yapmam gerekiyordu.

bir şekilde merdivenlerden inmeyi başardığımda derin bir nefes aldım ve sinema odasına birkaç küçük adımda ulaşıp girdim. yoongi yataklı sinema odasının konforunu tam olarak kullanıyor ve güzelce uzanıyordu. kapıyı kapatınca bana döndü.

"tam dokuz dakika oldu hoseok, beş dakika demiştim."

gözlerimi devirdim ve yine küçük adımlarla yoongi'nin yanına ilerledim. "bu şeyle yürümek nasıl bir his biliyor musun sen?"

yoongi yanına gelmem için hafifçe kaydı ve eliyle patpatladı. altımdaki şeyin izin verebildiği kadar hareket ederek yanına uzandım.

dirseğinden güç alarak başını kaldırdı ve yanağını avucuna yasladı. "bilmiyorum, anlatsana."

gözlerimi ondan çekip büyük ekrana diktim. altımda titreyip duran alet ve yoongi'nin yakınlığı soluk borumda bir şey varmış hissi verdi. sertçe yutkundum, boğazım günlerdir su içmiyormuşçasına kuruydu.