4.1

2K 233 336
                                    

(***) bu kısıma kadar hafif hassas içerik, haber vereyim.


dudağıma değen yumuşaklıkla gözlerimi araladım. yoongi üstüme uzanmış, yumuşakça dudaklarımı öpüyordu. omuzlarından tutarak dudağımdan ayrılmasını sağladım. yoongi bu hareketimle gözlerini açtı.

"ne yapıyorsun be rüyanda mı gördün?"

yoongi sırıttı, dünki halinden eser yoktu. beyefendi hemen formunu bulmuştu. "evet, rüyamda birlikte duş alıyorduk, alır mıyız bebeğim? bir tanecik eşim, izin verir mi ona tekrar dokunmama?"

işaret parmağımı alnına bastırdım. "vermez, sabah sabah kalk üstümden yoongi. minji ile ilgilenmem gerek, korktu zaten dün."

alnına bastırdığım parmağımı alıp ucunu öptü. "sen öğlene kadar uyurken ben önce odayı temizlettirdim. sonra minji ile ilgilendim, kahvaltısını yaptırdım. jimin de geldi zaten bu arada, az önce de parka çıktılar birlikte. tamam mı, rahatladın mı bebeğim?"

"üstümden kalkarsan rahatlayacağım."

yoongi onu engellemeye çalışan ellerimi alıp kafamın yukarısında birleştirdi. "biraz aşk yapmayalım mı?"

"elinde bilmem kaç tane dikiş var ve sen oynaşmaya mı çalışıyorsun?"

hiçbir şey söylememişim gibi dudaklarıma yaklaşıp usul usul öpmeye başladı. yumuşaklığına dayanamayıp aynı şekilde karşılık verdim.

dudaklarımdan ayrıldığında çıkan ses odada yankılandı. "tamam bebeğim, istemiyorsan hiçbir şey yapmayız." son olarak burnuma öpücük kondurup üstümden kendini yanıma attı.

istemiyor sayılmazdım ama naz yapmak hoşuma gidiyordu. daha kahvaltı yapmamış olmama rağmen onunla yapmak istediğim şeyleri ortaya çıkaran kirli zihnime küfrettim içimden. gözlerim eşofmanından fazlaca belli olan varlığına kaydı.

bu konularda hiçbir zaman atılgan biri olmamıştım, ilkimi yoongi ile gerçekleştirmiş olmamdan belliydi bu. ama şimdi düşüncelerimi ele geçiren tek bir şey vardı; yoongi'yi rahatlatmak. acı çektiğini kızarmış yüzünden ve telefonu zorlukla tutan ellerinden anlıyordum. eşi içeride oturuyorken kendi kendini rahatlatması da komik olacağından bunu denemiyordu sanırım.

üstümdeki örtüyü sıyırdım ve dizlerim üstünde kalkıp yoongi'nin hafif sertleşmiş aletinin tam üstüne oturdum. yoongi bu beklemediği hareketimle telefonu yüzüne düşürmüş ve küçük bir küfür mırıldanmıştı. yine de kendini çabuk toparladı. önce telefonu yatağın boş kısmına fırlattı. hemen ardından elleri kısa şortumun açıkta bıraktığı bacaklarımı buldu, yumuşak etimi sıkıştırdı.

"ne yapıyorsun seok?"

hareket edip kalçamı daha da bastırdım. "hmm... bilmem, ne yapıyorum?"

sıktığı bacağımı serbest bırakıp tenimi okşamaya başladı. "ne yaptığını bilmiyorum ama beni çıldırtmak istiyor gibisin."

iri kollarından tutarak üstüne eğildim. önce gözlerim parıldayan beyaz boynuna düştü, sonra dudaklarımı oradaki ince deriyle buluşturdum. bir yandan kalçamı oynatmayı da ihmal etmiyordum. yoongi ise kısık küfür ve inlemelerini dökmeye başlamıştı bile.

zaten hassastı, şimdi bu birkaç hareketimle bu hale gelmesi keyiflenmemi sağlamıştı. içimde bu konularda çekingen olan çocuk uçurtmasının peşinde giderken kaybolmuştu.

"sevgilim... tehlikeli bölgeye girdin, h-haberin olsun."

dudaklarımı çekiştirdiğim deriden ayırdım, kızarmıştı. "o zaman sus ve o bölgeyi tanıt bana."

milion dollar man | sope✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin