yorum istiyorum lütfen🥺🥺
bana mesaj atan numaradan seulgi'nin evinin adresini istediğimde tanıdık bir yere geleceğimi fark edememiştim ama şu an resmen kimberly'nin evine doğru gidiyordum.
atılan konumu yoongi'nin bana aldığı arabaya bağlamıştım, ezberimde bu adres yoktu ve şimdi iyice kıllanmıştım. yoongi'ye apartmanın şifresini nereden bildiğini sorduğumda jackson'ın evinin de orada olduğundan söz etmişti.
içimdeki korku yanımda oturan jaebeom'un rahatlatıcı sözlerine rağmen biraz bile azalmamış, aksine her saniye daha da artmıştı. ve şu an, pik noktasındaydı. jackson'ın evi diye yalan söylemişti ama aslında seulgi'nin evi oradaydı.
fena sinirlerim bozulmuştu, her an ağlayacakmış gibi hissediyordum. bir açıklaması olmak zorundaydı, tamam. ama o açıklama beni tatmin eder miydi, bu konuda şüpheliydim.
zorlukla inşa ettiğimiz bu ilişkinin, bu ailenin darmadağın olmasını istemiyordum ancak darmadağın etmek için çok sebebe sahiptim. ne olursa olsun, yoongi zeki bir adamdı. seulgi'nin ucuz oyunlarına düşecek biri değildi. eğer o eve gittiyse isteyerek gitmişti ve beni de en çok korkutan buydu.
bana ihanet etmiş olmasından deli gibi korkuyordum.
tanıdık binanın önünde arabayı durdurdum ve hızlıca kemerimi açtım.
"hoseok, sakin olmaya çalış lütfen. önce olayı kavrayalım, olur mu?"
jaebeom'un iyiliğim için konuştuğunu biliyordum ama bütün yol boyunca 'yoongi yapmaz' söylemleri bir tane çakma isteği doğurmuştu. ya da bilmiyorum, öfkemi birine yönlendirmem gerekiyordu ve şu an en yakınımda jaebeom vardı.
"jaebeom, susmazsan eğer patronum ve benden büyük oluşunu umursamadan bir tane patlatacağım suratına."
jaebeom gergin bir şekilde gülümseyip emniyet kemerini çıkardı. aynı anda arabadan indiğimizde kapıyı fazla sert bir şekilde kapattım. jaebeom bir şey diyecek gibi olsa da az önce yaptığım uyarıyı hatırlayıp ağzını kapattı.
seri adımlarımla apartmanın kapısına geldiğimde hafızama teşekkür edip şifreyi tuşladım. iyi ki yoongi şifreyi girerken bakmıştım. hangi katta olduklarını da mesaj atan kişi söylemişti.
fotoğraflar oldukları evin içinden değil de pencereden çekilmişti. büyük ihtimalle yandaki apartmanın balkonundandı. bir şeylerin ayarlı olduğu belliydi, seulgi kendince bir oyun oynuyordu ama tam olarak sorun da burada başlıyordu. seulgi'nin küçük oyunları yoongi'yi kandırmaya yetmezdi.
aklıma binbir türlü şey geliyordu ve hepsinin sonunda ben bavulumu toplayıp kore'ye dönüyordum.
asansörü bekleyecek sabrım olmadığı için hızlıca merdivenlere yöneldim. peşimden gelen jaebeom ile birlikte ikişer üçer merdivenleri çıkıyordum. dördüncü kat, yedinci daireye geldiğimde durdum. derin bir nefes aldım, bundan sonra olacaklardan, göreceğim şeylerden korkuyordum.
jaebeom destek vermek için elini belime atıp sıktığında ona yorgun bir gülümseme gönderdim. yolda gelirken bazen kırmızı ışıkları bile fark edememiştim, yanımda jaebeom olmasa kaza yapabilirdim.
jaebeom zile bastı, dayanamayıp ben de bir yandan kapıya vurdum. içeride ne halde olduklarını hayal etmek içimi acıtıyordu.
kapı tahmin ettiğimden daha kısa bir sürede açıldığında karşımda görmeyi beklediğim iki kişiden farklı biri vardı. refleksle "sen kimsin?" dedim.
karşımdaki uzun boylu, koreli olmadığı belli olan çocuk elini ensesine götürüp kaşıdı. "sen şey değil misin ya? hoseok enişte, yenge artık her ne bok deniyorsa."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
milion dollar man | sope✓
Fanficmrgenuisuga bu topluluğun başına sadece evli gay çiftler geçebiliyor ve ben gay bile değilim, heteroyum. hoperighthere tüh, yazık oldu.