Alfa, Wooyoung'u ilk gördüğünde bile etkilenmişti fakat onu doldurmanın bu kadar iyi hissettireceğini tahmin etmemişti.
Wooyoung'un güzel yüzünü yan profilinden görebiliyordu, gözlerini sıkıca kapatıp dudaklarını aralamıştı.
Gür kirpikleri, pembeleşmiş tatlı yanağına gölge yapıyordu.
San'ın aletinin içine girip çıkması ile ufak bedeni ileri geri hareket ediyordu.Alfa onunla kaç kez birlikte olduğunu hatırlamıyordu bile. Kurdu bu küçük Omega'ya karşı vahşi ve talepkârdı.
Wooyoung'un pürüzsüz bacaklarında gezinen büyük ellerinden birini kaldırıp onun çenesini kavradı ve kendisine bakması için zorladı.
Wooyoung, itaat ederek gözlerini açtı ve San'ın koyulaşmış irislerine baktı.
Alfa onunla sevişirken gözlerine bakması gerektiğini, hatırladığı kadarıyla dört kez dile getirmişti."Çok.. güzelsin..."
San eğildi ve yeniden eşinin sıcak ve ıslak dudaklarını öpmeye başladı.
Omega o kadar güzeldi ve iyi hissettiriyordu ki San bundan nefret etti.
Hırçınlaşıp hareketlerini hızlandırdı. Güçlü kalçalarını sert ve hızlıca itiyor, Wooyoung'u becermeye devam ediyordu.
Onun sızlanmalarını ve ıslanan kirpiklerini göz ardı etmeyi seçti."Nnghh.."
Wooyoung, San'ın beline dolanmış haldeki bacaklarını yatağa indirip onun hırçın dudaklarına karşı inledi.Alfa daha fazla devam edemeyeceğini, gelmek üzere olduğunu anladığında Wooyoung'u öpmeyi bıraktı ve onun kokusunun en yoğun olduğu yere, boynuna yüzünü gömdü.
Son birkaç kez daha küçük olanın içine girip çıktıktan sonra derin, sesli bir inlemenin ardından boşaldı.
Sarsılmaları bittiğinde Wooyoung onu üzerinden itmeye çalıştı. Küçük ellerini geniş omuzlarına dayayıp sızlandı.
Kendini inanılmaz yorgun hissediyordu."Lütfen, çok ağırsın Alfa."
San başını güzel kokan pürüzsüz boyundan kaldırıp altındaki yorgun bedenin güzel yüzüne bir süre baktı. Yarı sert penisini Wooyoung'un genişlemiş girişinden çıkarıp ağır bedenini yatağın boş tarafına attı.
Üzerindeki ağırlık ve vücudunuda gezinen güçlü eller kaybolduğunda Wooyoung rahatlıkla derin bir nefes aldı.
Bir süre büyük odanın tavanında bakışlarını gezdirdi. Yanında uzanan adamın sesli nefes alıp verişinden epey yorulduğunu tahmin ediyordu.Gece boyunca onun hislerini çözememişti. Wooyoung'a sıcak ve iyi hissettiren öpücüklerle nüfuz ederken birden hırçınlaşıp sert davranmaya başlıyordu. Zevki doruklarına kadar hisetmiş olsa da canı epey yanmıştı.
Sonraki birlikteliklerinin böyle olmayacağını umdu.
Başını çevirip San'ın yan profiline baktı.Keskin yüz hatları, terden ıslanmış saçları alnına yapışmış haldeyken daha da çekici görünüyordu. Eşinin çok yakışıklı olduğunu düşündü Wooyoung.
Dikkatlice döndü ve çekinerek başını Alfa'nın göğsüne koydu. Yumruk haline getirdiği elini ise onun kaslı ve terli karnına yerleştirdi.Aralarında ki ilişkinin samimi olmasını arzuluyordu. Alfa'nın gözlerine bakarken sevgiyle gülümsemek ve karşılığını da almak istiyordu.
San, bakışlarını Wooyoung'a çevirdiğinde sadece parlak kızıl saçları ile sevimli burnunu görebildi.
Onun yumuşacık ve küçük vücudu iyi hissettirdiği için kendine kızdı. O sadece varis sahibi olmak istediği için evliliği uygun görmüştü.Aklını başından alabilecek kadar güzel, bakışlarından bile masumluğu anlaşılan, sevimli bir aşk demeti asla istememişti.
Fakat Wooyoung ne eksik ne fazla bunların tanımıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
düşlerim zifiri karanlık • woosan
FanfictionHerkes San'ı bu toprakların sahip olduğu en büyük İmparator olarak tanımlardı. Bilge, büyük savaşçı, vizyoner bir lider ve karizmatik. Bununla birlikte, İmparator aynı zamanda soğukkanlı ve acımasızdı.