29✓ [M]

1.6K 110 15
                                    

"İyi olacağından emin misin San? Seni böyle üzgün görüyor olmak beni de üzüyor."
Wooyoung, bahçede kocası ile yan yana yürürken söylendi ve somurttu. Bebeği ile Yuta ilgileniyordu.

San iç çekti ve başını çevirip Wooyoung'a baktı.
"Zorundayım güzelim. Ülkenin sınırlarını tehdit eden isyancılar için saraydan ayrılmam gerekiyor. Mingi'yi gönderirdim fakat isyanın sebebi ben olduğumdan gitmem şart. Ben sarayda yokken senin burada yalnız kalmana izin veremem, ailenin yanına dönmen iyi olacak. Üstelik onları uzun zamandır görmedin de. Mingi'yi seni koruması, Yuta'yı da sana eşlik etmesi için yanına vereceğim."

Wooyoung somurttu.
"Seni özleyeceğim."
San'ın kolunu yakaladı ve onu durdurdu. Parmak uçlarında yükselip dudaklarını birleştirdi.
San'ın ne kadar arsız ve şehvetli olduğunu bildiğinden hemen geri çekildi.
"Tek parça döndüğünden emin ol."

San sırıttı ve büyük ellerinden birini Wooyoung'un beline yerleştirdi ve bedenlerini sıkıca birbirine bastırdı.
"Yatak odamızdan dışarı adım attığım an seni özlüyorum Wooyoung. Ben ne yapacağım."

Wooyoung sızlandı ve zarif ellerini alfanın göğsüne koyup onu itmeye çalıştı.
"Bu laflarla beni kandıramazsın San. Bahçede benimle yürüyüş yapacaksın diye geldik buraya. Sevişmek için değil."

San yeniden güldü ve Wooyoung'u bıraktı. Yeniden yürümeye başladılar.
"Hem bunları düşünmene gerek yok. Henüz değil bir ay sonra gideceğim. Sende üç hafta sonra ailenin yanına gidebilirsin. Babandan haber geldi, buraya seni görmeye gelmek istediklerini söylediler ama onlara beklemelerini, seni göndereceğimi söyledim."

Wooyoung kıkırdadı.
"Annem, babam, abilerim ve ablam bebeğimi çok merak ediyor olmalılar."
Yüzündeki tatlı tebessüm ile yürümeye devam ederken aklına gelen şey ile yeniden Wooyoung'a baktı.

"Yuta epey mutsuz görünüyordu. Ona ne olduğunu sorduğumda sana sormamı söyledi."
Söyleyip söylememekte emin olmadığı için biraz düşündü ve en sonunda söylemeye karar verdi.
"Çünkü seni bana şikayet ediyor gibi görünmek istemezmis. Tanrım.. gerçekten de senden çok korkuyor San"

San derin bir nefes aldı. Bu konunun elbette açılacağını biliyordu. Uzatmayıp hemen söylemeye karar verdi.
"Konsey ile birlikte Yuta ve Mingi'yi evlendirmeye karar verdim. Wooyoung'un hala burada yaşıyor olmasının uygunsuz olduğunu düşünüyorlar. Mingi ise.. o bir baş belası. Saraya girmesini yasaklamış olsam da sarayın dışında birçok alfanın başına bela oluyor. Bilirsin omegaları baştan çıkarmak konusunda epey tecrübeli ve doyumsuz. Onları evlendirirsek iki konu da çözümlenmiş olur."

Wooyoung hemen durdu ve sinirlenmiş bir halde San'a baktı.
"Ama Yuta onu sevmiyor ve Mingi ondan daha yaşlı!"

San büyük ellerinden birini Wooyoung'un yanağına koydu.
Dokunuşu şevkatliydi ve güven veriyordu ama sözleri Wooyoung'u sinirlendirmeye yeterliydi.
"Yuta'a fikrini sordum ve kabul etti. Hem eğer bu kararı almasaydım şimdi saraydan kovulmuş olacaktı ve ayrıldığınz için mutlu olabileceğini mi düşünüyorsun? Alışacaktır. Hem Mingi iyi biridir, ona asla istemediği bir şey yapmaz."

Wooyoung bir süre alfanın yakışıklı yüzüne baktı ve yanağındaki eli itip ona arkasını döndü.
Ayaklarını yere sert basıyor ve hızlıca yürüyordu.

San orada öylece durdu ve Wooyoung'un arkasından baktı.

~~~~

Wooyoung, kapıdan içeriye girdiğinde hemen Yuta'ya sarıldı. Gümüş saçlı omega, o sırada beşikteki omega prensi sallıyordu. Taeyong artık Yuta ile birlikte aynı odayı paylaşıyordu.

düşlerim zifiri karanlık • woosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin