"Hazırlamalarını söylediğim ilaçları her yemekten önce alın ve kendinize dikkat edin efendim."
Johnny, muayene ettiği Wooyoung'a söyledi. Küçük omega, muayene yatağında otururken Alfa ayakta duruyordu.Onlara birkaç adım uzak, ayakta bekleyen Yuta, önünde birleştirdiği küçük elleriyle oynarken Johnny'nin yan profilini hayranlıkla seyretmekle meşguldü. Özenle seçtiği kıyafeti, ve vakit ayırarak yaptığı makyajı ile Wooyoung'un da onayını alarak çok güzel göründüğünü düşünmüştü fakat Alfa, birkez bile dönüp küçük Omegaya ilgiyle bakmamıştı.
"Ve sıklıkla değişiklik gösteren kokunuza bakılırsa yakın bir zamanda ateşiniz başlayabilir gibi görünüyor. Kralımız meşgul olabilir, bu yüzden size bastırıcı ve acınızı dindirecek bir şeyler verebilirim."
İki omega odaya girdiğinde aldığı koku daha sonra on beş dakika içinde birkaç kez değişmişti. Aynı koku fakat farklı yoğunlukta değişiyordu. Johnny, bu şeftaliyi andıran tatlı kokunun Wooyoung'a ait olduğunu biliyordu tabiki.Wooyoung'un duyduğu şey ile kaşları çatıldı ve bakışlarını Johnny'e çevirdi.
"Hayır, istemem. Buna gerek yok."
Böyle bir durumda San onunla olmalıydı, küçük omega bunun olduğundan emin olacaktı.Kısık bir kıkırdama duyduğunda başını çevirdi ve elini ağzına kapamış utandığı her halinden belli olan Yuta'yı gördü. Bembeyaz tenini renklendiren yanaklarındaki pembelikler dikkat çekiciydi.
"Şey.. üzgünüm efendim."
Başını önüne eğdi. Wooyoung ile yalnız olduklarında samimi olabilirlerdi fakat hekimin yanında bu yaptığı uygun değildi. Bu yüzden utanmıştı.Johnny biraz önce gerçekleşen garip hadiseye sadece sessiz kaldı. Artık hayatta olmayan büyük prensin değerli omegasını tanıyordu ve birçok kez görmüştü. Onun şımarık olduğunu biliyorurdu fakat Kralın eşinin yanında böyle olmasına şaşırmıştı.
"Teşekkür ederim Johnny. Şimdi Yuta ile ilgilenir misin? Bana kendini kötü hissettiğini söyledi."
Yuta, şimdi göğüsleri hizasında olan küçük elleriyle oynarken iri, mavi gözleriyle yardım ister gibi esmer omegaya baktı. Hekim Johnny'den hoşlanıyordu ve onun yanında vücudunun verdiği tepkileri koktrol edemiyordu. Onun feromonlarını algılayıp hislerinden haberdar olmasını istemiyordu. Fazla hasta olmazdı ve hekimi görmeye de gitmezdi.
Wooyoung omuz silkip oturduğu yerden kalktı. Johnny'nin masasının karşısındaki tahta sandalyeye oturacakken vazgeçti.
"Benim kralımıza eşlik etmem gerekiyor. Hazırlanmak için gitmeliyim. Görüşürüz Yuta."
Söyledikten sonra odadan çıktı.Odadan çıkan Wooyoung'un ardından ilk konuşan Johnny oldu
" Şöyle geçebilir misin ve şikayetin nedir?" Yatağı gösterirken söyledi.Yuta söyleneni yapıp rahat görünen yatağa oturdu ve başını kaldırıp Alfanın gözlerine baktı.
"Sadece biraz boğazım ağrıyor."Johnny masasına doğru yürüyüp kullanmak için bir çubuk aldıktan sonra yeniden Yuta'nın yanına vardı. "Ağzını açabilir misin?"
Yuta, istenilen şeyi yaparken bakışlarını başka tarafa çevirdi. Diline temas eden çubuğu ve çenesindeki büyük elleri hissettiğinde kıpırdandı.
"Sakin ol. Canın yanmayacak, daha önce hiç muayene olmadın mı? Titriyorsun."
Johnny onu rahatlatmak için kibar bir şekilde söyledi ve omeganın çenesinde duran elini onun omzuna koydu.Yuta şimdi daha yoğun olan Alfa kokusu ve Johnny'nin çok yakından gelen sesi yüzünden kendini iyi hissetmiyordu. Onun bileğini tutup çubuğun ağzından çıkmasına neden olduktan sonra yutkundu.
"Lütfen, bunu istemiyorum sadece ilaç ver."
Küçük ellerini hekimin göğsüne koyup onu kendinden uzaklaştırmaya çalışırken söylendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
düşlerim zifiri karanlık • woosan
FanfictionHerkes San'ı bu toprakların sahip olduğu en büyük İmparator olarak tanımlardı. Bilge, büyük savaşçı, vizyoner bir lider ve karizmatik. Bununla birlikte, İmparator aynı zamanda soğukkanlı ve acımasızdı.