6✓ [M]

3.2K 222 86
                                    

Wooyoung, yıkandıktan sonra hizmetlilerin onu giydirmesine izin verdi çünkü vücudu tamamen mayışmış ve rahatlamıştı.
Biri erkek diğeri kadın iki omega, üzerine pahalı bir kumaştan yapıldığı belli olan ince sabahlığı giydirdi.

Yeniden koridora çıktıklarında Wooyoung, merak ve ilgiyle sarayın duvarlarını incelemeye devam ediyordu. Hekimin muayene odasına yaklaştıklarında Karina konuşmaya başladı.

"Sarayın içerisinde sadece Omegalar ve Betalar bulunuyor efendim. Kralımızın odasının kapısı ve taht odasındaki çoktan eşleri ile mühürlenmiş askerlerden başka Alfa bulunması yasak. Fakat birkaç sene önce Kralımızın emri ile bu kural bozularak saraya Hekim Johnny getirildi. Çünkü kendisinin yer yüzündeki en iyi hekim olduğu söylenir."

Wooyoung, şimdi neden üzerinde neredeyse yok sayılabilecek sabahlıklarla sarayın içerisinde serbestçe gezebildiğini anlayabilmişti. Babasının sarayında da katı kurallar vardı fakat bu daha çok Wooyoung ve annesi gibi Omega kurtları kapsıyordu. Oradayken çoğu zaman istediği şekilde hareket edemezdi. Wooyoung'un sevdiği ve kendisini rahat hissettiği tek yer Sarayın bahçesiydi. Fakat burada koskoca Saray, kendisi gibi Omegalar için tamamen rahat bir hale getirilmişti.

Çünkü eşlenmemiş Alfa ve Omegalar düzeni daha kolay sağlamak ve bazı istenmeyen sonuçlardan kaçınmak için asla bir arada bulunmamalılardı.

"Geldik efendim, burası da sarayın reviri. Hekim Johnny içeride olmalı, kendisine geleceğiniz haber verilmişti."
Karina söyledikten sonra büyük kapıyı açtı.

Wooyoung, kapı açılır açılmaz yoğun Alfa kokusu yüzünden üzerindeki sabahlığa sarıldı ve oldukça büyük odanın köşesindeki çalışma masasında oturmuş önündeki kağıtlarla ilgilenen adama baktı.

Johnny başını kaldırdığında Karina'nın yanında duran, zümrüt yeşili bir sabahlığın içerisindeki zarif, güzel Omega'nın kim olduğunu anlaması için sormasına gerek yoktu. Çünkü genç Alfa, daha önce bu kadar hoş kokusu olan ve gerçek üstü güzelliğe sahip bir Omega görmemişti.

Hemen elindeki kağıtları masaya bıraktı ve ayağa kalktı.
"Efendim.."
Hafifçe eğilerek selam verdi.

Wooyoung, kısa bir an yanındaki Karina'ya baktı ve sonra yeniden Johnny'e döndü. Ayağa kalktığında onun ne kadar uzun ve iri olduğunu fark edebildi. Kendine has oldukça yoğun bir Alfa kokusu vardı ve odadaki garip bitkilerle birleştiği için Wooyoung'un rahatsız olmasına neden oldu.

"Terasa açılan kapıyı açabilir misin?"
Wooyoung, Karina'ya döndü ve söylendi.

Johnny sırtını diklestirdi ve ellerinden birini ensesine götürüp saçlarını karıştırdı. Bunu kendisinin düşünmesi gerekiyordu, Kralın eşini rahatsız ettiği için utanmıştı.
Bir şeyler yapması gerektiğini düşündü ve odadaki rahat görünen yatağı işaret etti.

"Sizin için sorun değilse işimi daha iyi yapabilmem için oturabilir misiniz efendim."

Wooyoung, kendisine işaret edilen yere oturdu ve zümrüt yeşili sabahlığın ipini çözüp üst bedenini çıplak bıraktı. Beklerken dizlerini birbirine sürttü. Başını kaldırıp iri gözleriyle Johnny'e kısa bir bakış attı.

Johnny, bakışlarını güçlükle önündeki omega'nın baştan çıkarıcı, güzel gözlerinden ayırdı ve derin bir nefes aldı. Ona muayene olmaya kral için seçilen güzel birçok omega gelmişti fakat Wooyoung onlar gibi değildi. Zarif omega aklı başında ve sağlıklı her Alfa için adeta bir tehditti.

Dikkatlice ellerinden birini Wooyoung'un birçok morluk ve çürükle dolu omzuna koydu, eğilip yaralarının durumuna baktı.
Çoğu birkaç günde iyileşecek basit şeylerdi. Omega'nın arkasına geçip mühür esnasında oluşan ve bazen acı verici yaralara yol açabilen ısırık izini aradı fakat yoktu. Bunu yaparken omeganın incecik belindeki parmak izleri de dikkatini çekti. Zavallı şey bu denli iz bırakabilecek kadar sıkı bir tutuşla nefes almakta bile zorlanmış olmalıydı.

düşlerim zifiri karanlık • woosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin