Haikyuu nsfw, reactions, headcanons

1ANGST: Kuroo, Akaashi, Iwaizumi

sen öldüğünde

kuroo

Bir süredir hastaydın ve tatlı erkek arkadaşın Kuroo seni her ziyaret ettiğinde kendini daha iyi hisssetsen bile, hiç iyileşmiyor gibiydin

Voleybol ve okul sınavlarıyla çok meşgul olsa bile yine de sizi ziyaret etmek için çok çaba sarf ederdi. Bazen size arkadaşlık etmek için derslerine
hastane odasında çalışıp hallederdi.

Kuroo bir gün sizi ziyarete geldiğinde, neşeli kişiliğinin kaybolduğunu fark etti. Üzgün görünüyordun. "Hey yüzün neden asık?"

Y/n: "Kuroo, doktor bana fazla zamanımın olmadığını söyledi"

Bunu duyduğunda kalbi durdu. Senin gitmen düşüncesini asla aklından geçirmemişti, her zaman iyi olacağını düşünüyordu.

Kuroo: "Şu an tek bir şey yapabilecek olsaydın, ne olmasını isterdin?" diye sordu

Y/n: "Seni tekrar voleybol oynarken görmek için her şeyi yapabilirim. Seni saha da görmeyi çok özledim"

Kuroo menajeriyle konuştu, daha doğrusu ona bir maç için yalvardı bile diyebiliriz. Bir hafta sonraya bir kaç ayarladılar.

Maça gitmeden önce seninle konuşmak için yanına geldi. Direkt seyirci koltuğundan olmasa da, telefondan onun maçını canlı yayından izleyebilecektin.

Maç için hazırlanmasına yardım ettin ve şans diledin. "İyi şanslar Kuroo, seni izliyor ve senin için tezahürat yapıyor olacağım"

Kuroo o gün sahaya sadece senin icin çıktı ve senin izlediğini bilerek elinden gelenin en iyisini yaptı.

Maçı kazandı.

Maçtan hemen sonra onu aradığını gördü. Hemen telefonu açtı, açtığında kalbi paramparça olmuştu.

"Kuroo, ben (Y/N)'in annesi. (Y/N) maçın sırasında vefat etti, son ana kadar ekrandaki seni izledi. Bu kadar sevecen, ilgili bir erkek arkadaş olduğun için teşekkürler. Daha iyisini isteyemezdik.

Kuroo'nun yüzünden yaşlar süzülüyor ve hıçkırıklarını tutmaya çalışıyordu.

Takım telefon görüşmesinin ne olduğunu az çok anlamıştı ve ona güçlü kalmasını söylemekten başka bir şey diyemediler. Ne demeleri gerektiğini bilmiyorlardı.

Hastane odasındayken yanında derslerini yapmasından çok hoşlanıyordun, bunu biliyordu. Bu yüzden artık bu işi mezarının başında yapıyor ve seninle konuşuyor.

Size eşlik ediyor.

Duygularını, hislerini kendine saklıyor ama yalnızken gözlerinden düşen yaşlara engel olamıyor.

akaashi

onun için çok önemli bir maçtı ve orada olacağına söz vermiştin.

Akaashi asla sana gelmeni ne kadar çok istediğini söyleyemedi ama orada olacağını içten içe umdu.

Arabanıza binerken, erkek arkadaşınızın oynadığını spor salonuna doğru yola çıktınız.