"Tetsu..."
Bir şeylerin farklı olduğunu biliyorsun
"Tetsu... Lütfen..."
Bir şeylerin değiştiğini biliyorsun
"Neden... lütfen, bunu düzeltebiliriz... lütfen beni bırakma... lütfen..."
Onun değiştiğini biliyorsun ama yine de... kalbin sevgiyle yanıp tutuşuyor, ona olan sevgin... sadece o...
"Üzgünüm (Y/N)"
-Kırılma- Kalbini kırdığı için üzgün. Çaresiz hissediyorsun. İlişkiyi kurtarmak için çaresiz. Onu yanınızda tutmak için çaresiz. Söz verdiği gibi. Seni her zaman mutlu etmek için yanında kalacağına söz vermişti.
Ama kader acımasızdır.
"Hayır... Tetsu lütfen, bana biraz zaman ver. B-belki oturup seni rahatsız eden şeyi konuşabiliriz ve sonra da..." Kuroo ellerini tutup sıktı.
"(Y/N), bunun ani olduğunu biliyorum ama benim... başka bir kıza karşı hislerim var." dedi boynunu kaşıyarak.
-Kırılma-
"Ne, Tetsu sen neden bahsediyorsun... ?"
"Şimdi gitmeliyim, gerçekten özür dilerim. Kendine iyi bak." Elinizi son kez tuttu ve sana sırtını dönerek uzaklaştı.
Gözyaşların dökülmeye devam ediyor, arkanıza dönüyorsunuz. Bir film sahnesi gibi ikinizde ters yöne yürüyorsunuz.
Ne hissettiğinizi bilmiyorsunuz, ne hissetmeniz gerektiğini.
Ağlayarak yarım saat boyunca yürüdükten sonra eve ulaştınız. Uyumuş hissediyorsunuz, evet şimdi uyumuş hissediyorsunuz, tam olarak bu.
Dairenizin kapısını açarak içeri girersiniz ve ışıkları yakarsınız. Sessizce oturma odasının kanepesine oturuyorsunuz.
Sessiz gözyaşları, gözlerinizden çıkarak boynunuza doğru yol alıyor. İki elinizi de kalbinizin üzerinde tutarak sessizce ağlarken, sakinleşmeye çalışıyorsunuz.
Acıtıyor...
-zaman atlama, ertesi gün-
Bir iniltiyle uyandın, etrafına baktın. Dün gece ağlarken uyuyakaldığını hatırladın. Dün yaşanan olayı hatırlamak kaşlarını çatmana ve tekrar üzülmene neden oluyor.
Fakat...
"Kendimi yeniden iyi hissediyorum, beni aldatan o. Benimleyken başkasına duygular besleyen kişi o, sözünü tutmayan o!"
Oturma odasında dolanırken, öfke kalbini doldurmaya başladı.
"Benden uzaklaşmaya başlayan o! Artık beni istemiyorsa, onu unutmam ve yoluma devam etmem gerekiyor."Onsuz yaşayabileceğiniz konusunda kendinize güvence vermeye çalışırken olduğunuz yerde duruyorsunuz, önünüze bakınca gözleriniz genişliyor.
Duvarda, hemen karşında senin ve onun bir fotoğrafı var. Bir elinizle onun belini, diğer elinizle omzunu tutarken onunda bir eli omzunuzdaydı. İkinizde en parlak gülümsemenizle birbirinize bakıyordunuz. O gün hayatınızın en mutlu günüydü, birbirinize aşkınızı itiraf ettiğiniz gündü.
Başınızı yere eğdiniz ve öfkenizin azaldığını hissettiniz.
"Kimi kandırıyorum ki? Ona hala aşıkken ondan nefret edemem." diye mırıldandın üzgün bir şekilde gülümserken.
Saate bakarsınız ve dersin çoktan başladığını görürsünüz. "Bugün okula gitmesem daha iyi" diye düşündün.
-zaman atlama, bir sonraki gün-
Okula giderken yolda Kuroo olmadan ne kadar boş olduğunu anlıyorsunuz. Genelde sizinle birlikte yürür, yürüyüşün ortasında şakalar yapar ve kahkahalarınız etrafınızı kaplardı fakat artık sadece kalbini harap eden sessizliği duyuyorsun. Kuroo senden ayrıldığında canın yandı ama Kuro seninle değilken daha çok canını yaktığını fark ettin.
Köşeyi döndüğünüzde bir kahkaha sesi duydunuz. Her zaman duymayi sevdiğin o güzel tonlu kahkahası. Gördüğünüz şeyle gözleriniz genişliyor.
İleride Kuroo kahkaha atıyordu... yanında başka bir kız varken.
O kız, onun çocukluğundan beri en yakın arkadaşı olan kişi. En azından Kuroo sana "en yakın arkadaşım" diye tanıtmıştı ama sanırım artık değil...
Onu güldüren kişi olmayı diledin, o kızın yerinde olmayı dilersin, o kadar çok dilersin ki onunla yeniden birlikte olmayı, onun tekrar seni sevmesini... ama dünya acımasız.
Seni sevmeyen birini sevmek, sadece sana daha çok zarar verir.
Yani bu hisleri orada bitirmeye karar verdin.
-------------------
Bir sonraki bölüm kısa oneshot mı olsun yoksa hc mi?
Umarım beğenmişsinizdir <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Haikyuu nsfw, reactions, headcanons
FanfictionWattpad, tumblr, twitter ve başka sitelerden çeviriler