🍀İKRA🍀

7.7K 273 319
                                    

Selamün Aleyküm 🍀

Faruk'un hikayesi ile geldim...

Bu çalışmamın kurgusunda bana yardımını esirgemeyen geceyesevdali_ 'ya teşekkür ediyorum. Okurarkadaşım ♥️

Beni mutlu eden isteklerinizle bu çalışmaya başlıyorum. İyi ki varsınız! Hepinize teşekkür ediyorum 🍀

Umarım sonunu görebileceğimiz, yüreği gülümseten, güzel bir çalışma olur inşallah...

Yorumlarda buluşalım 😊

İyi okumalar...

Buyrun bölüme♡♡

🍀

"Oğlum, hadi git ekmek al..."

Elimdeki kalemi test kitabının içine atıp ayağa kalktım. Otur otur bir yere kadar. Az hareket edeyim...

"Tamam anne..."

Evden çıktığımda vakit kaybetmeden asansöre bindim. 0. Kata basıp asansörün aynasından dağılmış saçımı birkaç harekette düzeltmeye başladım. Asansör sesiyle arkamı dönüp kapıyı ittirerek asansörden çıkmıştım.

Dış kapıya doğru ilerlerken kapının aralanmasıyla duraksadım. Abim ve yengem gelse ne güzel olur. Şu ikizler artık doğsun...

Yeşil şallı bir kız başını eğmiş hâlde bana doğru geliyordu. Arada bir burnunu çekişi dikkatimi çekmişti. Yüzünü göremiyordum. İster istemez gözlerimi ondan çekememiştim. Bir insanın üzülmesini istemem.

Ona bakarken koluma çarpmasıyla yerimde sendeledim. Çatallaşmış sesiyle konuştu.

"Çekilsene ya! Nefret ediyorum..."

Bana bakmazken asansöre doğru ilerledi. Ağlayışları kulağıma geliyordu. Elinin tersiyle gözünü silip asansörün kapısını açtığında başımı çevirdim. Neyden nefret ediyor?

...

Karnımı doyurduktan sonra telefonumu elime almıştım. Abimle yengemi özledim.

"Oğlum şunu Ceylan ablangile götürüver..."

Başımı yavaşça kaldırıp anneme baktım. Beklentiyle bana bakıyordu. Şimdi mi?

"Anne ben abimi arayacaktım-"

"Ver, sonra ararsın. Ya da ara sen gelene kadar ben konuşuyum..."

Vay bee. Annemin aklıyla üniversite sınavına girsem kaç puan alırım acaba?

"Faruk oğlum!"

Annemin yüksek çıkan sesiyle yerimden kalktım. Elindeki saklama kabını hemen almıştım. Biraz bebek sevelim. Ben ne zaman ikizleri seveceğim ya!

"O ne anne?"

Ne yaptı ki annem...

Yüzünde beliren gülümsemeyle konuştu.

"Un helvası..."

Anlamaz hâlde kalkan kaşlarımla başımı salladım. Niye bu kadar sevindi ki...

Evden çıktığımda asansöre binip 1. Kata iniş yaptım. Asansör olmasa ne yapacaksak?

Kapının önüne geldiğimde nazikçe kapıyı tıklattım. Ömer bebek uyuyorsa uyanmasın...

Kapının önünde beklerken kulağıma ağlama sesi geldi. Bu kadar kısa sürede uyanamaz...

"Abla biz bakarız. Ömer... Pışpış..."

Bu ses bana niye tanıdık geliyor? Kapının aralanmasıyla elimdeki saklama kabını daha çok kavrayıp başımı kaldırdım. Yeşil şallı bir kız açmıştı kapıyı. Yeşil iri gözleri vardı. Kucağında tuttuğu Ömer ile bana bakıyordu.

"Buyrun..." dedi merak barındıran sesiyle. Ömer, yeşil şalını çekiştiriyordu. Yeşil şal... Yeşil?

Aklıma gelenle boğazımı temizleyip saklama kabını uzattım. Çatılan kaşlarıyla bir bana bir de saklama kabına bakarken beni görmediği aklıma geldi. Ben niye bu kadar takıldım ki? Ha üzüldü ya ondan...

"Annem gönderdi..."

"İkra, kim gelmiş?"

Ceylan ablanın yanımıza gelmesiyle başımı ona doğru çevirdim. Yüzündeki gülümseme eşliğinde devam etti konuşmasına.

"Hoş geldin Faruk..."

Gözleri elime giderken konuşmaya başladım.

"Annem gönderdi. Un helvası..."

"Sağ olsun Gönül abla. Çok severim. Eline sağlık dediğimi söylersin. Sağ ol Faruk..."

"Ne demek abla. Söylerim..."

Elimden saklama kabını aldığında yerimden hareketleneceğim vakit sesiyle duraksadım.

"Faruk biraz bekler misin?"

Önümü dönüp başımı salladım. İçeriye geçtiğinde gözlerim Ömer'e kaydı. Tombul yanakları ile küçücük ayaklarını sallıyordu. O kızın kucağında hareket edip duruyordu. Aklıma gelenle gülümsedim. Ben amca olacağım...

Başımı gayri ihtiyari kaldırdığımda kızın bana baktığını gördüm. Birine mi benzetti acaba?

Yeşil iri gözlerini kırpmadan bana bakıyordu. Ne güzel gözleri var. Başındaki yeşil şal ve gözlerinin yeşilliği ile gözlerimi ondan alamıyordum. Gözlerinin içine baktığımda parkta yalnız başına kalmış bir çocuğun kırgınlığı gibi bir duygu geçti içimden. Anlayamadım. Gülümsüyordu ama. Her şeye rağmen...

Ona bakmayı sürdürürken yerinde kıpırdanıp Ömer'i kucağında düzelttikten sonra farklı bir yüz rengiyle içeriye geçmişti. Çok mu kötü baktım?

"Faruk çok bekletmedim de mi?"

Ceylan ablanın sesiyle dalgınca ona döndüm. Beklentiyle bana bakarken konuşmaya başladım.

"Yok Ceylan abla..." dedim gülümseyerek. Yüzündeki gülümseme eşliğinde elinde tuttuğu saklama kabını bana uzattı.

"Kurabiye yapmıştım. Yersiniz..."

Elinden alırken keyifle konuştum.

"Beyaz olanlardan mı Ceylan abla? Bir keresinde de yemiştim senden..."

Başını hafifçe sallayıp gülümsedi.

"Evet Faruk. Afiyet olsun..."

"Eline sağlık Ceylan abla. Hayırlı akşamlar..."

"Hayırlı akşamlar..."

Asansöre doğru ilerlerken Ceylan ablanın kapı ardındaki sesine dikkat kesilmiştim. İkra...

"İkra, çaylarımızı içelim hadi..."

🍀

Bölüm nasıldı?

Faruk?

Gönül teyze?

Ceylan?

İkra?

Düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Kendinize iyi bakın. En güzele emanetsiniz♡♡



YEŞİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin