"Faruk..."
Önündeki kağıda odaklanmış hâlde duruyordu. Vizelerimiz başlamıştı. Son tekrarını yapıyordu sanırım ama benim canım sıkılmıştı. Hayır bencil değilim. Keyfi bir sıkılma değil bu. Kendimi iyi hissetmiyorum.
Ellerimi çenemin altına alıp masaya yaslandım. Neye sıkıldığımı da bilsem...
"Kalbi güzelim..."
Eli saçına uzandığında sevinirken başını kaldırmayışına yüzüm düşmüştü. Aff...
"Kocacığım..."
Eline kalem alıp kağıda bir şeyler yazdı. Moralim bozulmuştu. Ben kendimi iyi hissetmiyorum.
Yerimden doğrulacağım vakit başını kaldırmasıyla duraksadım. Beklentili hâlde bana bakıyordu. Yüzüne bakmayı sürdürdüm. Faruk...
"Bir şey mi dedin karıcığım?"
"Üç şey dedim kocacığım."
Anlamaz hâlde kaşları çatılırken hemen yerimden kalkıp salondan çıktım. Burnum sızlıyordu. Ben niye böyle oldum?
Odamıza geldiğimde yatağın içine girip gözlerimi kapattım. Hayır ağlamayacağım.
Kapı açılma sesiyle ellerimi yüzüme kapattım. Burnumu çekmemek için direniyorum. Allahım...
"İkra..."
Yanımda hissettiğim hareketlilikle üzerimdeki örtüyü daha çok çektim üzerime. Kötü bir his var içimde.
"Ne oldu?"
Yorgun çıkan sesiyle içten içe üzülmüştüm. Ona destek olmam gerekirken ne yapıyorum...
"Bilmiyorum kalbi güzelim."
Sesim boğuk çıkmıştı. Üzerimden örtünün çekilmesiyle ellerimi yüzümden uzaklaştırdım. Gülümseyerek bana bakıyordu. Gülümsüyorum. Elini yüzüme getirip saç tellerimi yüzümden uzaklaştırmaya başladı. Kalbi güzelim...
"Özür dilerim." dedi başını eğerek. Boğazıma oturan yumruyla kalakaldım. Faruk...
"Seninle yeterince ilgilenemiyorum."
"Faruk-"
Yanıma uzanıp kollarını bana sardı. Alnıma yaklaşıp öptüğünde gözlerimi kapattım. Burnum sızlıyordu.
"Hayır ilgileniyorsun. Ben sadece fazla duygusal oldum. İçimde kötü bir his var Faruk."
Gözlerimi kırpıştırıp başımı kaldırdım. Gözleri kızarıktı. Elimi yanağına uzattığımda sesini duydum.
"Nasıl kötü his?" dedi çatılmış kaşlarıyla. Burnumu hafifçe çektim.
"Bilmiyorum."
Düşünceli hâle büründüğünde elimin altındaki yanağına uzanıp öptüm. Gözlerini bana çevirdiğinde gülümsediğini gördüm. Kocaman gülümsüyorum. Kollarını sıklaştırıp yanağımdan öptü. Yüzümdeki gülümsememle eşime bakıyorum. Gözlerimi öptüğünde kıkırdarken sözleri üzerine kalp atışlarımı hissettim. Yanaklarım yanıyor. Yaa Faruk...
"Tekrar gülsene."
...
Sınavdan çıktıktan sonra arabaya doğru ilerledik. Şükürler olsun bu sınavı da atlattık.
Kapı koluna uzanırken birinin adımı söylemesiyle duraksadım. Başımı sesin geldiği yöne çevirdiğimde bir kız nefes nefese kalmış hâlde yanıma geldi. Anlayamadım.
"İkra, dekan odasında bekliyor seni."
Dekan mı?
Dudağımı aralayacağım vakit kızın yanımdan gitmesiyle duraksadım. Gözlerim Faruk'a gittiğinde kaşları çatılı hâlde bir yere odaklıydı.
"Faruk..."
"Gitmiyorsun."
Kesinkes konuşmasıyla duraksadım. Nasıl?
"Anlamadım."
Beklentiyle ona bakarken yanıma gelip kapımı açtı.
"Faruk-"
"Herkesin içinde kucağıma alıp arabaya bindirmemi istemiyorsan hemen oturuyorsun."
Arabaya geçtiğimde sertçe kapıyı kapatıp yerine oturdu. Gözlerimle onu takip ediyordum. Neden böyle yapıyor?
Başını bana çevirdiğinde yerimde hareketlenirken çatılı kaşlarıyla bana yaklaştı. Anlamıyorum.
"Faruk-"
"Emniyet kemerini takmayı unutma bir daha."
Gözlerim emniyet kemerime gittiğinde emniyet kemerimi takıp önüne döndü. Kafam allak bullak olmuştu. Hal ve hareketleri beni korkutuyor. Dekan?
...
Eve geçtiğimizde Faruk sessizliğini koruyordu. Hiçbir şey konuşmadı. Bu hâli beni korkutuyor.
"Faruk neler oluyor? Korkuyorum."
Yine bir şey demedi. Saçını hızlı hareketlerle karıştırarak odamıza doğru ilerledi. Sinirliydi. Arkasından yürümeye başladım. Allahım...
Kapıyı açık bırakarak içeriye geçti. Kalbi güzelim neyin var senin?
Yatağın üzerine oturduğunda hemen yanına iliştim. Durgundu. Başını bana çevirdiğinde elini yanağıma getirip okşamaya başladı. Gözlerinin kızarıklığına tezat gülümsüyordu. Faruk...
Alnını alnıma yasladığında gözlerinin içine baktım. Söyleyecekleri vardı. Biliyorum.
"Seni dekan çağırmadı."
Sözleri üzerine kalakaldım. N-nasıl?
"N-nasıl Faruk?"
"Tuzaktı."
Sözleri üzerine hareketsiz kaldım. Devam etti.
"O pisliğin sana olan bakışlarını gördüğümde-"
Sustu. Yutkunamadım. Ona bakarken beni kendine çekip kollarını bana sardı. Kendime gelmeye çalışarak gözlerimi kırpıştırıp kollarımı eşime sardım. Kalbi güzelim...
"İkra..."
Gözlerimi aralayıp başımı kaldırdım. Bir elini benden uzaklaştırdıktan sonra yüzünü sildi. Bir kolu beni tutuyordu. Elini yüzünden çekip yanağıma getirdi. Gözlerimin içine bakıyordu. Gülümsüyor. Kalp atışlarımı hissederken yanaklarım kasılıyordu. Allahım çok mutluyum ben. Allahım sana şükürler olsun.
"Seni seviyorum."
Kıkırdadım. İçimdeki sıkıntılar geçmişti sanki. Başımı kaldırıp yüzüne baktığımda gülümsüyordu. Yüzümden silinmeyen gülümsememle kalbi güzelime bakarken devam etti.
"Tekrar gülsene."
Şaşkınca ona bakıyordum. Dün de öyle olmuştu. Ama-
"Bir anda oluyor Faruk. Dedim sana."
Başını eğip gülümsediğinde kalp atışlarımı hissettim. Faruk...
"Ne yapmam gerekiyor?" deyip başını kaldırdığında duraksadım. Nasıl?
Şaşkın şaşkın ona bakıyordum. Beklentiyle bana bakıyordu. Anlamadım ben. Biz ne konuşuyorduk?
"Bilmiyorum."
Güldü. Hı?
"Ben biliyorum."
Ben anlamadım.
Kollarımı gevşettiğimde kollarını sıklaştırdı. Kocaman gülümsüyordu. Anlamaz hâlde ona bakarken sözleri üzerine gözlerim aralanmıştı. Hı?
"En çok nerenden gıdık alıyordun karıcığım?"
🍀
Bölüm nasıldı?
Düşünceleriniz neler 😊
Kendinize iyi bakın. En güzele emanetsiniz. Selamün Aleyküm💚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEŞİL
EspiritualYeşil iri gözlerini kırpmadan bana bakıyordu. Ne güzel gözleri var. Başındaki yeşil şal ve gözlerinin yeşilliği ile gözlerimi ondan alamıyordum. Gözlerinin içine baktığımda parkta yalnız başına kalmış bir çocuğun kırgınlığı gibi bir duygu geçti içim...