🍀TANIŞMA🍀

1.1K 117 256
                                    

Çayımdan birkaç yudum alıp başımı kaldırdım. Gönül annemin evindeyim. Bugün dersimiz olmadığı için Faruk beni annemizin evine bıraktı. Kalbi güzelim işe gitmişti. Çok mutluyum.

"Gelinim..."

Yüzümdeki gülümsememle Gönül anneme baktım. Kucağımın üzerindeki elimi kavrayıp konuşmaya başladı. Gülümsüyordu.

"Güzel, tatlı kızım. Yüzün hep gülsün. Oğlum seni çok seviyor. Sen çok güçlüsün. Başkalarının seni üzmesine izin verme. Sıkıntını içinde saklama olur mu? Dertleşmek istersen yanındayım. Çekinme yavrum."

Dolan gözlerimle başımı eğdim. Beni kolları arasına aldığında sıkıca sarıldım ona. Annem...

"T-tamam."

Saçımı okşamaya başladı. Gözlerimi kapattım. Allahım sana şükürler olsun...

Kulağıma dolan zil sesiyle duraksadım. Kollarımı annemden yavaşça çekerken kollarını ayırmıştı benden. Yüzümü hızla silip yerimde hareketlendim.

"Kızım sen otur, ben bakarım."

Mahcup hâlde gülümsedim. Salondan çıkarken elim saçıma gitti. Etrafta şalımı aramaya başladım. Etrafıma bakınırken duyduğum sesle duraksadım.

"Aslı ile gelelim dedik, abla."

Aslı?

Teyze ve teyze kızı.

"Hoş geldiniz. Buyrun... Ben de gelinimle oturuyordum."

Yerimden kalkıp üzerime çeki düzen verdim. Sakin ol İkra...

Salondan içeriye geçtiklerinde teyzenin beni süzmesiyle yerimde dikleştim. Teyze kızını söylemiyorum bile. Ayıp olmasın diye dudağımı araladım.

"Hoş geldiniz."

Samimiyetsiz olamıyorum. Yerlerine geçtiklerinde tepsiyi kavrayıp anneme döndüm.

"Bir bardak daha çay içersin de mi anne?" dedim gülümseyerek. Annem, yüzündeki gülümsemesi ile başını hafifçe salladı. Salondan çıktım. Mutfağa geldiğimde vakit kaybetmeden tepsiye iki bardak daha koydum. Çayları doldurduktan sonra salona geçtim.

Çayları dağıttıktan sonra annemin yanına oturdum. Sohbete başlamışlardı.

"Abla Faruk'un yüzünü görmüyorduk, evlendi hiç göremeyeceğiz galiba." deyip güldüğünde gözlerim kızına gitti. Bir insan bu kadar çok süzülür mü? İçten içe rahatsız oldum. Allahım...

"Okul, iş..."

Annem elimi kavradığında başımı çevirdim.

"Gelinimin peşinden az koşmadı."

Annem bana küçük bir bakış attığında yanan yanaklarımla gülümsedim.

"Alemsin abla. Ben de dedim görücü usulü mü oldu diye. İnanmıyordum da. Yaşları genç dedim. Okul bitmeden evlenince."

"Fahriye evliliğin yaşı mı olur? Evliliğin vakti olur. Faruk ayaklarının üzerinde duramayan biri olsaydı müsaade etmezdim evliliklerine. Vakti gelmiş olmazdı. Hem üniversiteye başlamadan sevdiler birbirlerini. Beklediler. Muhsin ile İkra'yı gelinimiz olarak görmeye başlamıştık bile." deyip güldüğünde yanan yanaklarımla kocaman gülümsedim. Annem...

"Ne deyim abla. Siz öyle uygun gördüyseniz."

Durdu. Kızına küçük bir bakış atıp devam etti. Sanki sinirlerim bozulacak.

"Faruk evlenmeseydi Aslı'ya düşünmüştüm. Sana da dedim ama istemeyince okul engel de ondan istemiyorsun diye düşündüm abla. Yanılmışım."

YEŞİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin