^^FARUK^^
Yeşil'im...
Çıkardığı tatlı nefes alışverişleriyle gözlerimi ondan ayıramıyorum. Uyuyordu. Ben onun kırılacağını bilmeden onu üzdüm. İçime çöken ağırlıkla yutkunamıyorum. Hep o gülsün istedim. Ben onu anlıyorum zannettim ama tam anlayamıyormuşum onu. Onun kırılgan olduğunu bilemeyecek kadar sorumsuz olmuş, onun mutluluğu için onu kırmışım. O anki sinirimle unuttum belki de. Emin olduğum tek bir şey var ki o da eşime karşı daha dikkatli olacağım. Yeşil'im...
Yerimden doğrulurken gözlerimi ondan çekmek istemiyorum. Hep yanında kalmak istiyorum ama mümkün değil. Bugün işe gitmem gerek.
Gözlerimi eşimden çekemezken alnına yaklaşıp uzunca öptüm. Ondan ayrıldığımda yanağında ıslaklık vardı. Diğer yanağında olmayışı ile ellerimi hızla yüzüme getirdim. Yüzümü silerken Yeşil'imin uykulu sesi geldi kulağıma.
"Faruk..."
Elimi yüzümden çekip gülümseyerek başımı kaldırdım. Tedirgin hâlde bana bakıyordu. Yerinden doğrulmaya çalışırken konuştu.
"Saat kaç Faruk?"
Kahvaltı hazırlama planlarım suya düştü.
"Daha var vakit. Biraz daha uyu istersen."
Bana ciddi misin der gibi baktığında güldüm. Gülüşleri kulağıma geliyordu. Ona bakarken beklemediğim bir anda kollarını boynuma sardı. Bana sıkıca sarılıyordu.
"Kocam uyanıkken uyuyamam ben."
Yanan gözlerimi kırpıştırıp kollarımı beline sardım. Ne kadar böyle durduk bilmiyorum ama hâlimden çok memnunum.
"Faruk işe gideceksin. Kahvaltı..."
"Hmm..."
Kıkırdadı. Gözlerim kapalıyken kocaman gülümsedim.
"Faruk-"
"Biraz daha."
Güldü. Kollarımı ona daha çok sardığımda içten gelen sözleri ile yutkundum.
"Faruk, kalbini çok seviyorum senin."
Ellerim gevşerken başını kaldırıp kollarını sıklaştırdı. Tatlı tatlı bana bakıyordu. Kalbini kırdığımı düşündükçe içime ağırlık çöküyor. Rahatça gülümseyemiyorum.
Sahte kızgınlıkla çattığı kaşlarıyla duraksadım.
"Sen beni sevmiyor musun?"
"Sevmez olur muyum hiç."
Şaşkınca bana bakarken kaşlarım çatıldı. Ne oldu şimdi?
"Kalbi güzelim, bana takılmanı istemiştim. Biliyorum beni çok sevdiğini. Hatta kıyamadığını."
Anlamaz gözlerle bana baktığında kollarımı sıklaştırıp gözlerinden öptüm. Ondan ayrıldığımda sesini duydum.
"Bu hâlini sevmedim. Ben rahat kocamı istiyorum." dedi gözlerini kısarak. Gözlerim yanarken gülümsemeye çabaladım. İçimdekileri söylemek için dudağımı araladım.
"Dün seni kırdım. İstemeden-"
"Hayır kırmadın kalbi güzelim-"
"İkra..."
Ellerini yüzüme getirdiğinde alnımı alnına yasladım.
"O hâlimize üzüldüm ben. Seni hep gülerken görmeye alışkınım. Beni üzmek istemedin. Mutlu olmamı istedin. Kalbi güzelim... Söyle bana, sana kırılabilir miyim?"
Dolan gözlerimle gülümsedim.
"Yeşil'im..."
"Üzülme olur mu?" dedi gözlerimin içine bakarken. Hissettiğim kalp atışlarımla gülümsedim.
"Üzülmem. Sen de üzülme. Özür dilerim-"
"Neden?"
Gülümsemesi büyürken tatlı bakışlarıyla güldüm. Yeşil'im...
"Seni seviyorum."
Beklentiyle ona bakarken gülümseyerek konuştu.
"Biliyorum."
Havalanan kaşlarımla duraksadım. Ona bakmayı sürdürdüğümde yanakları pembeleşmeye başlamıştı.
"Sana yalan söylemiyorum." dedi gözlerini kaçırarak. Utanmıştı. Bir insan her hâliyle mi tatlı olur?
"Biliyorum." dedim bilmiş bilmiş. Kıkırdadı. Gülüşüne takılı kalırken kocaman gülümsedim. Allahım sana şükürler olsun. Eşimin kalbi kırılmadı. Beni anlıyor. Yüce gönüllü Yeşil'im...
🍀
Bölüm nasıldı?
İkra?
Faruk?
Neler düşünüyorsunuz?
Kendinize iyi bakın. En güzele emanetsiniz. Selamün Aleyküm 💚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEŞİL
DuchoweYeşil iri gözlerini kırpmadan bana bakıyordu. Ne güzel gözleri var. Başındaki yeşil şal ve gözlerinin yeşilliği ile gözlerimi ondan alamıyordum. Gözlerinin içine baktığımda parkta yalnız başına kalmış bir çocuğun kırgınlığı gibi bir duygu geçti içim...