"Nasılsın gelinim? Ağrın sızın yok değil mi?"
"İyiyim anne. Biraz sancılarım oluyor. Doğuma az kaldı." deyip gülümsedim. Ellerimi karnımdan ayıramıyordum. Gönül annem sırtımı sıvazlayıp anneme döndü. Kocaman ailemle piknik yapmaya geldik.
"Ayfercim şükürler olsun, bugün hava pek esmiyor."
Annem elimi okşayıp başımın üstüne öpücük bıraktı. Gülümsüyorum. Şükürler olsun...
"Şükürler olsun... Gönülcüm ördüğümüz patikleri gösterelim mi?"
İçimdeki heyecan ve mutlulukla gözlerimi annelerimde gezdirirken İpek ablanın sesini duydum.
"Anne ben getiririm. Arabadaydı değil mi?" deyip elindeki bıçağı kenara bıraktıktan sonra ayağa kalktı. Minnetle baktım. İkizler ile Hümeyra açık alanda oyun oynuyordu. Teyze ile teyze kızı pek konuşmamışlardı benimle. Farukgil de koyu sohbet eşliğinde mangalla meşgullerdi. Hazırlık yapıyorlardı.
Sohbetleri her ne kadar yoğun olsa da kalbi güzelimin bakışlarını üzerimde hissediyordum. Birkaç defa göz göze gelmiş, iyi olduğumu gördüğünde memnun hâlde işine dönmüştü. Her bakışımızda gülümsemesini eksik etmemişti yüzünde. Onun gibi gülümsemiş, işine dönmesini istemiştim. Elinde olsa hep yanımda olmak istiyordu. Son zamanlar daha çok üzerime düşüyordu. Bana sarılışı bile değişmişti. Abarttığını söylediğimde sessizliğe gömülüyor, sonra beni güldürerek eski hâline dönüyordu. Biz yeşiller olarak kahramanımızı çok seviyoruz!
İpek abla elindeki poşetle yanımıza geldiğinde işine devam etti. İpek ablanın ailesi de buradaydı. Gönül annem, Feyza teyzeyi kardeşi gibi görüyor. Üç anne birbirleriyle öyle bağlı ki. Annem, Gönül annem ve Feyza teyze...
Feyza teyze annelerim gibi sıcacık davranıyor bana. İpek ablanın annesi olduğu o kadar belli ki. Allah onlardan razı olsun...
Gözlerimi Faruk'un teyzesine çevirdim. İpek ablaya yardım ediyordu. Annemgil yardım için ayaklansa da izin vermemişti kalkmalarına. İpek ile hallederim, demişti. Biliyorum, her ne kadar benden hoşlanmasa da beni düşünüyordu. Annelerimin yanımda kalmasını istemişti. Teyze kızı ise telefonuyla uğraşıyordu.
"Bu kadar yeter İpek. Ben oturuyorum."
İpek abla başını hafifçe sallayıp gülümsedi.
"Tamam teyze, ben de geliyorum birazdan."
Teyzenin yüzünde oluşan hafif gülümsemesi ile burukça gülümsedim. Dışarıdan her ne kadar sert ve çekilmez gözükse de içindeki o sıcaklığı hissetmek yüzümü gülümsetiyor. Faruk'tan dolayı beni sevmediğini açıkça söylemese de bakışlarından ve imalarından belli ediyordu. Sıcacık tarafını hissetmek isterdim.
Annemgille sohbet ederken gözleri arada bana gidiyordu. İpek abla yanıma geldi. Yüzümdeki gülümsememle ona döndüğümde karnımı okşamaya başladı.
"Tatlı bebek..."
Gülümsüyordu. Elimi elinin üzerine getirdim. Başını kaldırdığında konuşmaya başladım.
"İyi ki varsınız, İpek abla."
Kaşları hafifçe çatıldı. Gözlerim hafiften yanarken yüzüne güzel gülümsemesini yerleştirip konuştu.
"Sen de iyi ki varsın canım. Çok tatlı bir anne olacaksın inşallah."
Gözlerimi kırpıştırıp gülümsedim.
"Sence çok mu kilo almışım İpek abla? Hı?"
Gülerek konuştu.
"Hayır tabii ki de. Kilon gayet yerinde. Çok güzelsin."
Hafif yanan yanaklarımla gülümsememi büyüttüm. Kalbi güzelim de öyle diyor. Devam etti.
"Faruk'un da böyle düşündüğünden eminim."
Güldük. Ben çok mutluyum. Allahım sana şükürler olsun...
"Anca gelebildik. Bugüne kısmetmiş."
Teyzenin konuşması üzerine bakışlarını bana çevirmesiyle içten içe kendimi kötü hissetsem de kendimi hemen toparlayıp gülümsedim. Gözlerim üzerindeki yeleğe kaydı. Heyecanla atıldım.
"Teyze sen mi ördün? Kırmızı rengi severim."
Yüzündeki şaşkınlıkla üzerine baktı. Yüzünde belli belirsiz bir gülümseme belirirken yumuşak ses tonuyla konuştu. Gülümsüyorum.
"Evet... Ben ördüm. Başka renklerden de örüyorum."
Elimi yeleğin ucuna getirip parmağımı gezdirdim. Çok güzeldi.
"Afra için de örer misin? Kış yaklaşıyor. Üşümesin, büyük teyzesinin ördüğü yeleği giysin."
Başımı kaldırdığımda yaşaran gözleriyle gülümsedi.
"Örmez olur muyum hiç? Örerim tabii. Hangi renk istersin kızım? Farklı şekilleri var."
Gülümsemesi içimi ısıtmıştı. İçimdeki heyecan ve mutlulukla atıldım.
"Yeşil olsun!"
Annemgilin gülüşleri kulağıma gelirken teyze de gülüyordu. Ve beklemediğim bir anda yanıma gelip kolunun altına aldı beni. Anne gibi sarılıyordu bana. Gözlerimi kırpıştırdım. Gülümsüyorum.
"Hanımlar çocukların karnı acıkmıştır, beyler daha pişiremedi mi?"
Teyzenin keyifli gelen sesiyle bakışlar mangalın başındaki beylere döndü. Gözlerimi Faruk'a çevirdiğimde yüzündeki şaşkınlığın yanında hoş gülümsemesi ile bana bakıyordu. Teyzesine küçük bir bakış atıp tekrar bana döndü. Gitgide büyüyen gülümsemesi ile gözlerini kapatıp açtı. Sevgi dolu bakışlarıyla başımı eğmiştim. Kalbi güzelim...
🍀
Bölüm nasıldı?
İkra?
Koskocaman aile?
Anne gibi?
Düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim.
Kendinize iyi bakın. En güzele emanetsiniz. Selamün Aleyküm 💚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEŞİL
SpiritualYeşil iri gözlerini kırpmadan bana bakıyordu. Ne güzel gözleri var. Başındaki yeşil şal ve gözlerinin yeşilliği ile gözlerimi ondan alamıyordum. Gözlerinin içine baktığımda parkta yalnız başına kalmış bir çocuğun kırgınlığı gibi bir duygu geçti içim...