Selamün Aleyküm Kardeşlerim
Bu bölümü sevimlisiz1265 'e ithaf ediyorum 💙
Bu bölümü yine İkra'nın ağzından dinleyeceğiz.
Yorumlarda buluşalım🌼
İyi okumalar...
Buyrun bölüme♡♡
🍀
^^İKRA^^
Son çorba kasesini de masaya koyduğumda anneme dönüp konuştum.
"Masa hazır anne... Immm salatayı koyacağız sadece..."
Annem yüzündeki gülümseme eşliğinde elindeki salatayı masanın ortasına bıraktı. Evet şimdi hazırdı...
Zilin çalmasıyla gözlerim anneme gitti.
"Hadi aç kızım kapıyı..."
Başımı hafifçe sallayıp kapıya doğru ilerledim. Art arda gelen zil sesiyle hemen kapıyı açmıştım. Babam çatılmış kaşlarıyla bana bakıyordu. Hadi bir an önce içeriye geç. Bağırma lütfen...
"Bu kapı niye hemen açılmıyor!"
Ruhumu hançerleyen bağrışı ile kapının kolunu daha çok sıktım. Sanki görülmez biri tarafından sıkılıyordum. Bu bağrışlara alışık olsam da ruhum kabul etmiyordu. Yabancıydık. Ruhum kabullenemiyordu. Kabul etmeyi, alışmayı istemiyordum.
Homurdanarak banyoya doğru ilerlediğinde gözlerimin önüne annem geldi. Canım annem...
Gözlerimi kırpıştırıp mutfağa geçtim. Annem ayakta dikilmiş, tedirgin ve üzgün hâlde bana bakıyordu. Gülümsemeye çabalayıp yavaşça yerime oturdum. Dikkat çekmemek için çorbamı kaşıklamaya başlamıştım.
Önümde hissettiğim hareketlenmelerle başımı kaldırmadım. Ruhum sıkılıyordu. Sessizliğe karışan çatal kaşık sesleri canımı sıkıyor ve acıtıyordu.
"İkra..."
Babamın sesiyle istemsizce hemen başımı kaldırdım. Çatılmış kaşlarıyla bana bakıyordu.
"Ekmek yok mu?"
Emir veren sorusu ile gözlerim anneme gitti. Tatsızlık çıkmasın diye yalvaran gözlerle bana bakıyordu. Boğazıma oturan yumruyla yerimden kalktım. Poşetten çıkardığım ekmeği önüne koymuştum. Ona bakmayarak yerime oturdum.
Zorla çorbamı bitirmeye çalışıyordum. Yemek yemek çekmiyordu canım. Babamın iş için anneme birkaç söylemleri dışında konuşma geçmemişti. Çorbamı bitirdikten sonra kirlileri bulaşık makinesine dizmek için ayağa kalktım.
"Ablan ne yapıyor? Geldiğinde konuşmadık..."
Babamın sorusu üzerine başımı kaldırıp konuştum.
"Öyle Ömer ile. İyiler..."
Başını salladığında elimi çatal ve kaşığıma uzatmam üzerine sesini duydum.
"Evlendi gitti. Senin sonun da öyle. Liseyi adamakıllı oku. Evlenirsin..."
Ne... Yanan gözlerimle atıldım.
"Ne diyorsun baba sen. Ben liseden sonra da okuyacağım. Hem yaşım kaç benim. Ne evlenmesi..."
Sesimin yüksek çıkışı ile yutkundum. Yumruğunu masaya vurduğunda bir tabak masadan düşmüştü. Kırılma sesi kulağıma gelirken gözlerimi kapatmıştım. Allahım...
"Ben ne dersem o! Okuyup ne yapacan! Evleneceğin kişi de hazır zaten. Sen okulunu bitirene kadar askerliğini yapar..."
Hızla mutfaktan çıktığında dolan gözlerimle ellerimi yüzüme kapattım. Ağlayışlarıma engel olamıyordum. Sesli sesli ağlıyordum. Allahım yardım et...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEŞİL
EspiritualYeşil iri gözlerini kırpmadan bana bakıyordu. Ne güzel gözleri var. Başındaki yeşil şal ve gözlerinin yeşilliği ile gözlerimi ondan alamıyordum. Gözlerinin içine baktığımda parkta yalnız başına kalmış bir çocuğun kırgınlığı gibi bir duygu geçti içim...