18

810 98 92
                                    

Gideceğini söylemesine rağmen gidememişti kafeye. Dino başında bir adam bekletip hiçbir yere gitmesine izin vermemişti. Akşam işe gitmesi için iyileşmesini istiyordu büyük ihtimalle.

Kitabını okurken gelen bildirim sesiyle başını kaldırıp telefona baktı. Eiji'den mesaj gelmişti.

Hey!

İyi misin?

Telefona birkaç saniye şaşkınlıkla baktı. Cidden mesaj atacak kadar merak ediyordu muydu onu?

Evet iyiyim

Neden?

Gelmedin ya

Merak ettim bir şey mi oldu diye

Anladım

Bir şey olmadı, sadece gelemedim

Yarın geleceğim

Oh tamam

Kendine dikkat et

Sen de

Telefonu geri bırakıp yüzünü sıvazlarken sesli bir nefes vermişti. Onunla konuşmak çok farklı geliyordu, rahatlatıcı bir etkisi vardı Ash'in üzerinde. Ve yaşadığı şeylerin yanı sıra bu etki ona çok iyi geliyordu kısa süreli de olsa.

Akşam yemeği vakti geldiği için kapısındaki adam aşağı inmesini söylediğinde oflayarak ayağa kalktı. Dino zorlamasa kesinlikle gitmezdi, yedikten sonra çok ağrıyordu karnı. Hem zaten, büyük ihtimalle yediklerini çıkartacaktı sonra.

Masada oturan adamın yanından geçerek sandalyeye oturdu. Yemek kokusu bile midesine garip bir his vermişti, bir de yemeye çalışacaktı şimdi.

"Bugün önemli bir müşterin var." Adamın söylediği şeye karşı istemsizce sırıttı. "Bir sapığın nesi önemliyse.."

"Ciddiyim. Güzel bir hizmet vermelisin."

"İyi."

.

"Yüzün gerçekten güzelmiş." Ash bayılma derecesine gelmişken adamın yanağını okşayıp söylediği kelimeler bunlardı. Kim bilir kaç kere yapmışlardı geldiğinden beri, çok yorgun hissediyordu.

"Sesin çıkmadığına göre yorulmuş olmalısın."

Bedenini çocuğun yanına bıraktıktan sonra elini orasında gezdirerek "biraz dinlen, sabaha kadar buradayız." diye mırıldandığında dudağını ısırdı Ash. Kendisi Dino'nun en pahalı oyuncağıydı ve eğer bu adam tüm gece için ödeme yaptıysa cidden zengin -yani tanınmış- biri olmalıydı.

Böyle hastalık derecesinde sapık adamların şu dünyada bu derece büyük yerleri olması çok rahatsız ediciydi. Yaşadıkları şeyleri hak etmiyorlardı, tek hak ettikleri hapiste çürümek ya da ölmekti.

Sadece 15 dakika bekleyip "kalk." diye emir verir sesle konuşmuştu. Ash istemeye istemeye doğrulup adamın iğrenç yüzüne baktı. Ne istediğini açıkça belli ediyordu bakışları.

Adamın hoşuna gittiğini belirten mırıltısı midesinin daha da bulanmasını sağlarken saçlarında hissettiği dokunuşla duraksadı. Bir anda bastırsa dayanamayıp kusardı üstüne, gerçi bunu yapsa pek üzülmedi ama yine de Dino'ya şikayet ederse kötü şeyler olacağını bildiği için istemiyordu.

İnlemeleri artarken biraz bastırmıştı çocuğun başını. Neyse ki hızlı değildi, öyle olsa kötü olurdu. Ama yine de her türlü mide bulandırıcıydı.

Adamın geleceğini anlayınca kendini geri çekmiş, sıvının yüzüne değil de göğsüne gelmesini sağlamıştı. Yüzüne gelmesinden daha iyiydi en azından..

"Yutarsın diye düşünmüştüm oysa ki." derken baş parmağıyla çocuğun dudağını okşayıp ona doğru eğilerek dudaklarını birleştirdi. Dilini hızla içeri soktuğundan dolayı Ash garip bir ses çıkarmıştı istemsizce.

"İnlemeni daha çok duymak istiyorum." Elini kalçasında gezdirirken iki parmağını bir anda içine sokup canını yakınca kendini tutamayıp ağzından bir inleme çıkarmıştı Ash. Bunu yaptığı için kızdı kendine, bu orospu çocuklarını eğlendirmek istemiyordu.

Boğazındaki el sıklaşırken adam kendini hızla bastırdığından dolayı gözleri kocaman açılmış, hatta yaşlarla dolmuştu. Zar zor nefes alıyordu ve bu belli ki adamın umrunda bile değildi.

Adam tam gelecekken içinden çıkıp penisini yüzüne doğru tuttuğunda bu sefer kaçamamıştı yüzüne gelen sıvıdan. Bir kısmı ağzına akarken "yut." diyerek ellerini tuttu adam silmesini engellemek adına.

Ash elini adamdan kurtarıp ağzına akmakta olan sıvıyı sildikten sonra yorgunluğuna rağmen yumruğunu adamın burnuna geçirdi bir anda. Bundan daha fazlasını da hak ediyordu aslımda.

Adamın eli kana bulanırken "NE YAPTIĞINI SANIYORSUN LAN!" diye bağırarak kalkmakta olan çocuğu tutmaya çalışmıştı ama burnu öyle acıyordu ki, inleyerek geri oturmaktan başka bir şey yapamamıştı.

Ash hızla üstünü giyinirken "geber." diye mırıldanmış, birkaç saniye sonra da koşarak çıkmıştı odadan.

Koşarak 10 dakikada varmıştı eve ve ölecek gibi hissediyordu. Bu hâlde koşmak hiç iyi gelmemişti tabii, o yüzden daha kötüydü şimdi.

Marvin'in konuşmalarını es geçip içeri girmiş, odasına çıkmıştı koşarak. İçeri girdiği anda kıyafetlerinden kurtulup banyoya girdi ve suyu açtı. Bu geceki cidden çok kötüydü, bayağıdır kimse bu kadar dayanıp mahvetmemişti onu.

Banyoda bir kere, çıktıktan sonra da bir kere kusmuş, ilacını alıp yatağa girmişti sonra. Karnı yine çok ağrıyordu, hatta yanıyordu sanki. Bacaklarını kendine çekip acının geçmesini umarak gözlerini kapattı.

Ash sana sarılmak istiyprum sıkı sıkı😭

Querencia || AshEijiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin