"Sen ne yaptığını sanıyorsun!" Arka koltukta oturan çocuğa aynadan bakarak bağırmasıyla Ash yüzünü buruşturup başını yana çevirdi.
"O ceza az gelmiş belli ki." Tehditkar cümlesi yüzünden korksa da yüzüne hiçbir şekilde yansıtmamıştı bunu. Korktuğunu görmenin onu eğlendireceğini bildiği için tutmuştu kendini.
"Ağlamaktan geberene kadar becereceğim seni."
.
Bileklerine bağlanan kravattan dolayı kollarını hareket ettiremezken Dino'nun ensesinden bastırmasıyla yüzünü yatağa gömmek zorunda kaldığı için birkaç saniye nefes alamamış, içinden sövmeye başlamıştı adama.
"Yeni oyuncaklar almıştım, kullanmak için tam zamanı galiba." derken öne eğilip çocuğun kulağına sürttü dudaklarını. "Bekle bir saniye."
Ayak bileklerinden de bağlanmış olduğundan dolayı dönmesi zor olsa da bir şekilde dönüp Dino'nun ne aldığına bakınca adam "sana dönmek için izin vermedim Ash." diyerek elindekilerle yatağa ilerledi ve çocuğu çevirdi hızlıca.
"Söz dinlemediğinde neler yapabileceğimi biliyorsun değil mi?" derken elinde tuttuğu şeyle çocuğun kalçasına vurup anında kızarıklık bırakmasına neden olmuştu. Ash acısından dolayı çenesini sıkarken adam aynısınn bir kere daha yaptığında başını yatağa bastırdı adamın yüzündeki ifadeyi görmemesi için.
"Sesini duymadığım her an daha sert olacağım Ash."
Ash'ten ses çıkmayınca diğer oyuncağı alıp çocuğun deliğine ittirdi bir anda. Bu az önceki darbelerden daha fazla acıttığı için boğukça inlemiş, adamın gülümsemesini sağlamıştı.
"İşte böyle, uslu çocuk."
Ash içindeki şeyin ne olduğunu göremese de adam elindeki küçük kumanda gibi şeye bastığında titrediğini hissettiği için anlamıştı ne olduğunu.
"Hoşuna gitti mi?" Çocuğu çenesinden tutup başını kendine çevirdikten sonra dudağına ufak bir ısırık bırakmıştı. Ash başını hızla çektiğinde saçlarından sertçe çekip kendine bakmasını sağladı. "Uslu ol Ash."
.
Titreyen bacakları bedenini zor taşırken odasına anca gelebilmiş, içeri girdiği an yere bırakmıştı kendini. Sadece bacakları değil, tüm vücudu titriyor ve acıyordu. Kim bilir kaç dakika katlanmıştı o işkenceye..
Gözyaşları yan yattığından dolayı yanaklarına inmeden yere düşerken ellerini karnıma koyup dizlerini kendine çekti biraz. Bu bile karnının acımasına neden olmuştu.
İki kere kusmuş olmasına rağmen Dino onu bırakmayıp devam etmişti canını yakmaya. Çok sinirlendiği belliydi, belki işi çıkmasa devam bile edebilirdi.
Odadan çıkmadan önce almayı akıl ettiği telefonu titrediğinden dolayı cebinden çıkardıktan sonra arayan isme bakıp sertçe yutkundu. Mesaj atmadığı için merak etmiş olmalıydı.
Sesini olabildiğince normal çıkarmaya çalışarak "efendim?" diye mırıldanmasından hemen sonra Eiji endişeyle "Ash, iyi misin?!"demişti.
"Evet. Yazmayı unuttum, üzgünüm."
"Önemli değil de..bir şey oldu sandım. Şey, o adamı pek sevmedim de." dediğinde kıkırdadığı için acıyan karnı yüzünden biraz daha kıvrılmıştı olduğu yere. "Ben de sevmiyorum."
"Kim ki o?"
"Yanında kaldığım adam."
"Kötü biri, değil mi?" dediğinde iç çekti Ash. "Evet, kötü biri."
"Tanrım!" Birkaç saniye sessizlikten sonra tekrar konuştu çocuk. "Ash çok üzgünüm ama kapatmam lazım, müşteri geldi de."
"Tamam, sorun değil. Sonra konuşuruz."
"Görüşürüz. İlaçlarını almayı unutma!"
Telefonu kapattıktan sonra canının acısına rağmen oturur pozisyona geçip gözlerini sildi elinin tersiyle. Yıkanmak istiyordu ama ayağa kalkacak gücü bile bulamıyordu kendinde. Ayrıca büyük ihtimalle kızarıklıklarına değen su canını çok daha fazla yakacaktı.
Yine de kendini zorlayarak banyoya ilerleyip kıyafetlerini çıkardı. Canı ne kadar yanarsa yansın üstünde o adama ait olan her şeyden kurtulmalıydı.
Gözyaşları yüzünden akan suya karışırken ellerini saçlarından geçirip sakinleşmeye çalıştı birkaç saniye ama başaramamış, başaramadığı için daha da kötü hissetmişti. Hıçkırıkları içeride yankılanırken "abi.." diye mırıldandı çatallaşmış sesiyle. "ne olursun gel artık.."
OFF AĞLİCAM
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Querencia || AshEiji
FanfictionİÇERİK UYARISI: TECAVÜZ, ŞİDDET, KUSMA Querencia: ispanyolca; dünyada en güçlü hissettiğin yer, güvenli yuvan, evin.