15

819 110 45
                                        

Eiji odasına girdiği an yatağına oturup başını ellerinin arasına almıştı. Gördüğü şeyler..aklından bir saniye bile çıkmamıştı ve kendini çok kötü hissediyordu şu an.

Morlukların neden olduğu hakkında iki düşüncesi vardı, ama kızarıklıklar için sadece dövülmüş olduğu gelmişti aklına.

"Tanrım, onun neyi var?" diye mırıldandı gözlerini tavana çevirirken. Bir cevap alamayacağını bilse de sormak istemişti.

Yorganın içine girip tek elini yanağının altına koydu düşünceli hâli değişmezken. Ash'in bakışları..çok farklıydı ve neden olduğunu anlayamıyordu. Tek bildiği iyi olmadığıydı.

"Lütfen ona yardım et." diye fısıldadı gözlerini kapatmadan önce. Kendisi elinden geleni yapacaktı ama bu yeterli olmayabilirdi, o yüzden dua etme gereği duymuştu.

O sırada Ash sessizce göz yaşı döküyordu battaniyenin altına gizlenmiş hâlde. Karnı çok ağrıyordu. Kızarıklıklar ise sabahki kadar yanmıyordu, büyük ihtimalle çocuğun verdiği krem sayesindeydi.

Eiji'nin ona olan bakışı aklına geldiğinde sertçe yutkundu ve elleriyle yüzünü kapattı istemsizce. Ona böyle görünmek istememişti. Gerçi, çocuk hiç iğrençmiş gibi bakmamıştı ama belki de nedenini anlamadığından dolayıydı. Emin olamıyordu anlayıp anlamadığına ve bu fazla gerici bir şeydi.

.

"Eiji, salondaki kim?" Eiji gözlerini açtığında karşısında sorgular şekilde duran ev arkadaşını görmüştü. Çocuk az önce salondaki battaniyenin altında bir yükseklik ve iki ayak görüp hemen Eiji'nin odasına koşmuştu.

"Ah, sana haber veremedim uyuduğun için. Gece kafeye gitmek zorunda kalmıştım bir şeyim kaldığı için ve yolda karşılaştık Ash'le. Durumu pek iyi değildi, ben de buraya getirdim."

"Ha tamam. Bir an korktum yabancının biri gelip koltuğumuza yattı diye." dediğinde Eiji kıkırdamasını içinde tutamamıştı.

"Neyse, gidiyorum." Çocuk odasından çıktıktan sonra kendisi de ayağa kalkıp gerindi ve paytak adımlarıyla salona ilerledi. Ash'i uyandırmamak için sessiz hareket ediyordu.

Battaniyeye sıkıca sarılmış hâlde yatan çocuğa baktı yüzündeki gülümsemenin farkında olmadan. Uyurken tatlı gözüküyordu, bunu görebilmek onu mutlu etmişti nedense.

Kaşlarını çattığını fark ettiğinde şaşkınca baktı ona. Uyurken nasıl kaşlarını çatabilmişti ki? Acaba kabus falan mı görüyordu?

Birkaç dakika sonra arkadaşının mutfakta tabağı düşürmesiyle çıkan ses yüzünden korkuyla uyanıp bir anda doğrulmuştu Ash. Eiji onun bu ani hareketine karşı korktuğuna dair bir ses çıkardığında göz göze geldiler.

"Günaydın! Arkadaşım tabak düşürdü, afedersin." dediğinde çocuk başını mutfaktan uzatıp "üzgünüm!" diye seslenmişti. Ash birkaç saniye sessiz kalıp kendine geldikten sonra "günaydın." diye mırıldandı.

"Daha iyi misin?"

"Hm hm."

"Güzel! O zaman kahvaltı hazırlayacağım sana." Mutlu şekilde ayağa kalkıp mutfağa ilerlediği için itiraz edecek vakti bulamamıştı ama hemen o da ayağa kalkıp çocuğun peşinden gitti.

"Gevreğimiz bitti." diyerek kutuyu sallayan çocuğa bakıp "zaten başka bir şey yapacaktım." diyerek gülümsedi Eiji. Ash bundan şunu çıkarmıştı; Eiji normalde gevrek yemesine rağmen şimdi kendisi için bir şeyler hazırlayacaktı..

Adını hâlâ bilmediği çocuk gevreğini bitirip evden çıktığında yine yalnız kalmışlardı. Eiji bir şeyler hazırlarken Ash sandalyeye oturmuş, onu izliyordu.

"Kahvaltıdan sonra çıkarız."

"Ne?"

"Doktora gideceğiz ya." dediğinde derin bir nefes aldı. Gideceklerini unutmuştu, zaten istemiyordu da.

"Dersin yok mu?"

"Hayır. 11'e kadar boşum."

"Yine de..boşver. Gitmeyelim."

"Dün kabul etmiştin, şimdi itiraz edemezsin. Gidip neyin varsa öğrenelim." Çocuğun bu tavırları Ash'i çok garip hissettiriyordu gerçekten. Neden ona böyle davrandığını anlayamıyordu.

"Eiji, beni tanımıyorsun bile. Neden yardım etmek için bu kadar ısrarcısın?" Eiji ona bakıp yüzüne bir gülümseme kondurdu. "Çünkü arkadaşız."

"Ama beni tanımıyorsun."

"Zamanla tanıyacağım. Olması gereken de bu değil mi zaten?" dediğinde Ash sessiz kalıp gözlerini kaçırdı istemsizce. Eiji de üstüne gitmemek adına işine geri dönmüştü.

Querencia || AshEijiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin