Gözlerini açtığında başında hissettiği acıyla inleyerek yumruğunu sıktı. Bir arabanın ona çarptığını hatırlıyordu ama sonrası yoktu, hastaneye nasıl geldiğini bile bilmiyordu.
"Ash!" Duyduğu sesle kocaman açtı gözlerini. Eiji'nin burada ne işi vardı ki şimdi?
"Eiji.." Mırıldanmasına karşı çocuk yatağın yanına yaklaşıp elini tuttuğunda daha da şaşırmıştı. "Sen.." Konuşmak biraz zorladığı için devam edememişti cümlesine, Eiji ise ne demek istediğini anladığı için açıklamıştı hemen.
"Sana çarpan adam aradı beni. Aradığı ilk kişi açmamış. Zaten birkaç kişi varmış rehberinde, ikinciye de ben denk gelmişim. Hastanede olduğunu duyunca hemen koştum."
Bir anda dolan gözlerini pencereye çevirirken aynı zamanda sertçe yutkundu. Şu an neden ağladığını bilmiyordu ama gözyaşlarını tutamıyordu da.
"Canın mı acıyor?! Hemşire çağırmamı ister misin?!"
Çocuğun endişeli sesi içinin daha da acımasına neden olurken gözyaşlarını silip yavaşça doğrularak "iyiyim." diye mırıldandı ama Eiji tabii ki de inanmamıştı buna.
"Gerçekten mi? Su falan ister misin? Ya da yiyecek bir şey?"
"Gerek yok." Eiji'nin hâlâ tuttuğu eline bakarken derin bir nefes alıp "endişelendirdiysem üzgünüm." diye mırıldandı. Kendisi için endişelenmesini istemiyordu doğrusu.
"Saçmalama. Endişelenmem önemli değil, sana bir şey olmaması önemli." dedikten sonra birkaç saniye duraksayıp lafına devam etti. "Kameralardan bakmışlar, koşarak arabanın önüne atlamışsın. Neden koşuyordun?"
"Boşver."
"Ash..birinden mi kaçıyordun?"
Ash yine gözlerini kaçırıp sessiz kalmayı seçmişti sorusuna karşı. Cevap vermek istemiyordu, hem öğrense ne işe yarayacaktı ki sanki!
"Konuşmak istemiyorum." dediğinde dudaklarını birbirine bastırıp başını salladı Eiji. "Uyandıktan sonra çıkabileceğini söylediler. İyiysen çıkabiliriz yani."
"Çıkalım."
Eiji yataktan inmesine yardım ettikten sonra bir de koluna girmişti çok zorlanmasını istemediği için. Cidden, Ash'in hayatına girebilecek en iyi insanlardan biriydi o.
Kapıdan çıkmış ilerlerkerken merdivenlerde karşılaştıkları kişiyle gerilediği için az kalsın düşecekti ama Eiji'ye tutunduğu düşmemişti.
"Ah Ash, iyi misin oğlum?" derken Ash'i tutan çocuğa bir bakış atmıştı adam. "Haberini yeni aldım, iyi misin?"
Böyle rol yapmasından iğreniyordu. Sanki kendi suçu değilmiş gibi bir de karşısına geçmiş nasıl olduğunu soruyordu.
"Sen Ash'in arkadaşı mısın?" Ash'ten cevap alamadığı için Eiji'ye döndüğünde çocuk sessizliğini bozarak "niye geldin?" diye sormuştu sert bir sesle.
"Seni almaya gelmiştim."
"Yalnız değilim, gidebilirsin." Adam sinirlense de bunu yüzüne yansıtmayıp hafifçe gülümsedi. "Arabam dışarıda bekliyor, eve gideceğiz."
Eiji garip bir şey olduğunu anladığı için Ash'in kolunu bırakmamış, hatta daha da yaklaşmıştı yanına. Zaten adamın tipi hiç hoşuna gitmemişti, o yüzden onu bırakmayı düşünmüyordu şu an.
"Afedersiniz ama siz kimdiniz?" Eiji'nin sorusuyla ikisi de şaşkınlıkla ona dönmüştü. İçinden 'onunla konuşma Eiji.' diye geçirse de sessiz kalmıştı.
"Ben Ash'in babası sayılırım. Ya sen? Seni önceden gördüğümü sanmıyorum."
"Görmediniz çünkü." Adam çocuğun agresif tavrına gülüp alayla baktı ona. "Her neyse, Ash hadi yürü."
Eiji tekrar itiraz edecekken Ash ona dönüp "Eiji, sonra konuşalım." deyip dikkatini adamdan çekmişti. Konuşmaya devam edip Dino'yu daha fazla sinir ederse iyi şeyler olmayabilirdi ve Eiji'nin başına bir şey gelmesini istemiyordu.
"Ama-"
"Lütfen. Sana yazacağım, tamam mı?" Eiji adama son bir bakış atıp sesli bir nefes verdi. "Tamam. Unutma ama."
"Unutmam."
Çocuğun kolunu istemeye istemeye bıraktıktan sonra yanlarından uzaklaşmalarını izlemişti birkaç saniye. O adam gerçekten hiç hoşuna gitmemişti.
Bu arada detaylı yazmamışım ama Ash ciddi bi zarar almadı sadece kafasını çarpıp bayıldı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Querencia || AshEiji
FanfictionİÇERİK UYARISI: TECAVÜZ, ŞİDDET, KUSMA Querencia: ispanyolca; dünyada en güçlü hissettiğin yer, güvenli yuvan, evin.